İLK ADIM: KARAR VERMEK
Düşüncelerine hakim olamayanlar kısa zaman sonra davranışlarına da hakim olamazlar.
THOMAS WİLSON
Kararlarınızı kim verir?
Tek gözünüz olsaydı, tüm vücudunuz ışıkla dolardı demiş büyük bir adam. James, her konuda tutarsız olan kararsız insanları, rüzgârla gidip gelen dalgalara benzetmiş. Karar vermek kadar bu kararlara sadık kalmak da önemlidir. Her dakika fikir değiştirirsek bilinçaltı ne yapacağını bilemez.
Psikojenezin nasıl çalıştığını gördük. Şimdi de kararlarımızda nasıl tutarlı olacağımızı öğreneceğiz.
KATİ KARARLAR VERMENİN ÖNEMİ
Tatile çıkmaya hazırlanan bir aileyi düşünelim. Baba işyerinden izin almış, para hazır ama nereye gideceklerine bir türlü karar veremiyorlar. Baba “Balık tutmak istiyorum”, anne “Dağlara çıkmak istiyorum”, çocuklar “Disneyland’e gidelim” diyorlar. Günlerce tartışıyorlar ve bir karara varamıyorlar. Ya da dağlara gitmek için yola çıkıyorlar ama yarı yolda fikir değiştirip balık tutmak için göle gitmeye karar veriyorlar; ama sonra çocuklar öylesine yaygara yapıyorlar ki ailede huzuru sağlamak için Disneyland’e gitmek üzere geri dönüyorlar. Bu arada, karar veremedikleri için tatil günlerini boşa harcıyorlar. Bu, karar vermeyş çalışırken fikirlerin nasıl oradan oraya döndüğüne güzel bir örnek. Karar veremeyen insan hiçbir yönde yol katedemez.
Bilinçaltı sürekli olarak bilinçten gelen emirleri yerine getirir. Bilinçaltı bilinç tarafından inanılan her emre cevap verir. Kararsızlık olursa, her dakika fikir değiştirilirse, bilinçaltı karmaşaya düşer. Bir emri yerine getirmeden yenisi gelir, ayak uydurmaya çalışır ama yapamaz. Sadık bir hizmetkârdır ama bu durumda ne yapacağını bilemez.
Kesin kararlar vermeyi öğrenmeliyiz. İnsana seçme hakkı verilmiştir. Kullanıp kullanmamak kendisine bağlıdır. Yanlış seçim yapmaktan korktuğumuz için seçim yapmaya çekinirsek bilinçaltının eli kolu bağlanır, çıkmaza girer ve hiçbir şey başaramaz.
KESİN KARARLILIĞA KESTİRME BİR YOL
Kati olmak isteyen insan, zihnini karar vermeye hazırlamalıdır her şeyden önce. Kendi kendinize Şimdi bir karar veriyorum,” deyin. Belki bu karar, karar vermeyi ertelemek de olabilir, ama en azından bu duruma karar vermiş olursunuz. İçinizdeki rehberin, beklemenin daha iyi olacağını söylediği, “şimdi zamanı değil dediği zamanlar olacaktır, ama bu kararsızlık denizinde yüzmekten çok farklıdır. Bize yol göstermesi için içimizdeki Bilgelik’e başvurduğumuzda o, neyi nasıl yapacağımızı söyler; doğru seçim ve doğru zamanı haber verir. Önemli olan yol göstericiye güvenmek ve ona göre hareket etmektir. Yeşil ışık yandığında harekete geçmeye hazır olmalıyız. “Şimdi bir karar veriyorum” ilk adımdır.
BU İLHAM BANA NASIL GELDİ
Aralarında seçim yapılacak şeylerin aşağı yukarı
İlk Adım: Karar Vermek
eşit olduğu zamanlar vardır, hangisini seçeceğinize karar vermek zor olur. Bir keresinde böyle bir olay yaşadım. Buna tam bir ikilem diyemeyeceğim, çünkü böyle şeyleri dert etmemeyi ve üstesinden gelmeyi öğrenmiştim. Ama bir yol ayrımındaydım ve bütün yolların sonu çıkmaz sokaktı; hangisinden gideceğime karar veremiyordum. Birkaç seçenek vardı ama hiçbiri doğru gözükmüyordu. Harekete geçmem gerekiyordu ama ne yapmam gerektiğini bilemiyordum.
Böyle bir durumda çoğu kimsenin uykuları kaçar, arkadaşlarından tavsiyede bulunmalarını isterler, falcılara, medyomlara giderler. Bense oturdum ve meditasyo- na daldım.
KİŞİSEL FAKTÖR
Yapmam gerekenin, içimdeki Yüce Zekâyı benim adıma karar vermesi için yönlendirmek olduğunu anladım. Yaptığım meditasyon şöyle bir şeydi:
“İçimdeki Mükemmel Zekâ, yüce ve mükemmel Ben, seni, adıma karar vermek üzere yönlendiriyorum. Biliyorum ki sen, Her şeyi Bilen Evrensel Akıl’la bir bütünsün.Bu yüzden de en doğru kararın ne olduğunu biliyorsun.” Sonra büyük bir rahatlık hissettim. Emirler gelene dek yapmam gereken bir şey olmadığını biliyordum. Neyi, nasıl yapmam gerektiği söylenecekti. Sonra, içimdeki bilge gerçekten de doğru yolu gösterdi ve beni kararsızlık içinde kalmaktan kurtardı.
BİZE GÜÇ VEREN DÜŞÜNCELER
Hayat düşüncelerle belirlenir. Halil Cibran’ın Ermiş adlı kitabında dediği gibi, “Çoğu acıları kendimiz seçeriz.” Kendini-yönetme yoluyla tamamen yeni bir hayata başlama ayrıcalığı verilmiş bize. Fiziksel veya maddesel alemin merhametine sığınmak zorunda değiliz. Sonsuzluğa girebiliriz, ama Tanrı bile bizim vasıtamızla çalışmadıkça bizim için bir şey yapamaz. Bize seçim yapmak için gereken güç verilmiş. Doğru seçim yapmak için içsel Rehber’e kulak vermeyi öğrenmeliyiz.
BİR KARARLILIK ÇALIŞMASI
Kararsızlık denizinde yüzüp durmaktan kurtulmanın iyi bir yolu, kâğıt kalem kullanmaktır. Bir karar vermeniz gerekiyorsa, elinize kalemi kâğıdı alıp oturun ve çeşitli olasılıkları, verebileceğiniz değişik kararları ve bunların olumlu-olumsuz yanlarını yazmaya başlayın. Bu düşüncelerinizi bir düzene sokar. Bir olasılıktan öbürüne atlamadan biraz geriye dönün ve (Evrensel Akıl’a giriş ve çıkışınızı oluşturan) bilinçaltınızdan doğru kararı vermeniz için size yardımcı olmasını isteyin. Unuttuğumuz bir ismi hatırlamak için kendimizi zorladıkça işimiz daha da güçleşir; bir an için rahatlayıp gevşersek birden hatırlayıveririz. Karar verirken de aynı şey geçerlidir.
Çeşitli olasılıkları yazıp bilinçaltından yol göstermesini istedikten sonra başka bir işle ilgilenmeye başlamalıyız (Kitap okumak, televizyon seyretmek, yürüyüşe çıkmak gibi). Birçok insan gece uykuya dalmadan önce bilinçaltından yol göstermesini isteyip sabah ihtiyaç duyduğu yanıtla uyanır. Yanıt gelecektir, merak etmeyin. Ve bu yanıtın doğru olduğunu içsel olarak da hissedersiniz. Belki son anda yapacağınız şeyden vazgeçebilirsiniz; o zaman kararınızı da değiştirebilirsiniz, bunda bir sakınca yok. Hayat sürekli değişiyor, bu yüzden esnek olmayı öğrenmeliyiz; ama bu, insanı hiçbir yere ulaştırmayan kararsızlıktan çok farklı bir şeydir.