K an koca arasında .anlaşmazlıklar:
Dokuzuncu vazife; kan koca arasındaki ihtilâflarda, adâlete. riâyettir. Aralarında anlaşmazlık çıkıp, bu ihtüâfı kendiliklerinden halledemedikleri’ zamân, anlaşmazlık iki tarafta veyâ yalmz erkek tarafında ise — kadının erkeğe gücü yetmediği için— biri kadının diğeri de erkeğir tarafından olmak üzere, iki hakem seçilir. Bunlar, aralanm bulmağa çalışır. Eğer bunlar, kan kocanın iyiliğini arzû eder ve aralanm düzeltmek isterlerse, Allahü Teâlâ, onlann aralanm buldurur ve düzelttirir. Hz. Ömer (R.A.), bir kan koca ihtilâfında, bir adamı hakem tâyin etti. Adam gitti, aralanm bulamadan geri döndü. Bunun üzerine Hz. Ömer, adamı tura [kamçı] ile dövdü ve: «Allahü Teâlâ Kur’ân-ı Kerîm’de:
«Eğer hakemler, düzeltmeği kasdederse, Allah aralanm tevflk eder» (4 – Nisâ: 35) buyurduğu hâlde, aralarını bulamadım demek, ne demektir? Çabuk git, aralanın bul da gel.» dedi. Bu sefer adam, samimî olarak gitti ve aralanm düzelterek geri döndü.
Anlaşmazlık ve geçimsizlik, yalnız kadın tarafından ise, erkekler, kadınlannı terbiye ederek itaatlerine almağa çalışırlar. Çünkü erkekler, âile reisi oldukları için, zulüm yapmayacak şekilde, kadınlara hâkimdirler. Namâz kılmadıklan takdirde, onları bu dinî vecîbeye zorlamak da haklarıdır. Fakat her şeyde olduğu gibi, kadını terbiyede de sıra’ gözetmelidir. Evvelâ güzel nasihat ve tavsiyelerde bulunmalı, her türlü kötü hâllerden çekindirmeli ve korkutmalıdır. Şâyet yapılan bu gibi tavsiyelere aldınş etmiyor ve ıslah-ı nefse yönelmiyorsa, yatakta sırtını dönmeli ve nihâyet aynı odada bir geceden üç geceye kadar yatağım ayırmalıdır. Şâyet bütün bu ikazlardan ve tekdirlerden mütenebbih olmuyor, kötü huy ve itiyâdlarmdan vaz geçmiyorsa, o zamân yaralamamak, kırmamak ve yüzüne olmamak şartıyla, hafifçe dövmelidirYuvanın bozulmaması ve hatâların düzeltilmesi için bu da bir çâredir. Resûl-i Ekrem (S.A.V.): «Kadının kocası üzerindeki hakkı nedir?» diye sordukta, şöyle buyurmuştur:«Yediği zamân onu yedirir, giydiği zamân onu giydirir. Yüzüne vurmaz, ancak yaralamıyacak şekilde döver, küstüğünde ancak evin içinde yatağını ayırır» (200) buyurmuştur.
Bu gibi dini hatâlarm dan dolayı âilesine küsüp, on, yirmi ve hattâ otuz gün yamna yaklaşmamak selâhiyeti de vardır. Resûl-i Ekrem, zevcelerinden Zeyneb binti Cahş’a bir hediye göndermişti. Zey- neb hediyeleri reddetti. Yanında bulunan diğer bir zevcesi Resûl-i Ekrem’e: «Gördün mü? Sana hakaret etti!» deyince, Resûl-i Ekrem:
«Sizin beni tahkir etmeniz, Allah’ın tahkir ve tezlîlindcn ehvendir» (201) buyurdu ve sonra da hepsine darılarak bir ay yanlarına uğramadı