Bu sayıda
Önceleri, insan vücudunda, yüzeyindeki şişkin damarianp yengeç baoaksrr& benzetilmesi nedeniyle “karkinos” adi verilen yu^mar t:çr:. ‘av en Hippokrates ve Galenos’a göre, vucudnr’ sa&aağ ~’ara ss^s v~ c ‘-“‘ss s oluşuyordu. Zamanla, bilim vucutta yap ve işlev DaK-r”<raan aro^a n,^creerr aşr çoğalmasıyla ortaya çıkan bu hastalığın ortak adını “kanser’ olaraK Koyau… Halen, milyonlarca olgu İle çağımızın çözümü aranan en önemli sağlık sorunlarından biri olma özelliğini sürdüren kanser, yoğun ve uzun süreli araştırmalar için kapsamlı bir alan oluşturuyor. Kanserle savaşta, dünyayı ayağa kaldıracak mucizeler beklemek yerine, basit ama kitlesel etkinliklere yönelmek önemli sonuçlar doğurabilmektedir. Örneğin, sadece sigara içmemekle, görülme sıklığı en yüksek olarak kaydedilen solunum yolları kanserlerini yüzde kırk oranında azaltmak mümkün. Kansere yol açtığı bilinen virüslere karşı aşılama-hijyen gibi yöntemlerin uygulanması da, kanser görülme sıklığını yüzde onbeş oranında azaltabilecektir. Bu iki örnek, kitlesel etkinliklerin önemi açısından yeterince vurgulayıcıdır… Bilimin, kanserle savaşımda başarıya yaklaştığının kanıtları, moleküler düzeyde yürütülen çalışmaların sonuçlarında gözleniyor. Başarıda, uzun süreçte temellenen eğitim politikası ve oluşturduğu bilinç düzeyinin önemli payı var. Zaten bilimin gereksinimi de zaman ve güven değil mi?.. Bilimin yeni çehresi bilim adamlarını temel kavramları keşfetmenin ötesindeki hedeflere
çabaların gerçekleştirildiği süreç, aym zamanda ça ş^as n koyuyor. Örnek bir grup çalışmas c rı gere-<s ^ coğ- zsnnar’ .e g^sr”~ sağlanmasıyla dev bir projenin gerçekleştirilmesini ongorujcr rsar’ 3er~c~’^ es Üç kıtaya yayılmış yüzlerce laboratuvarda, ikibinden fazla araştırmacının görev a c ğ ve onbeş yılda, ikibinli yılların başlarında tamamlanması planlanan proje; insandaki yaklaşık yüzbin genin diziliminin saptanmasını hedefliyor. Üç milyar dolara ulaşan bütçesi ile böylesine bir projenin önemli sonuçlar doğurması kaçınılmaz. Örneğin, bilim adamları, genetik bozulma nedeniyle kontrolsüzce çoğaldığını anladıkları hücrelerle “hücre dilinde konuşarak”; “çoğalma!” ya da “öl!” komutları verebilecek Böylece, şimdiye dek etkin tedavi yöntemi geliştirilemeyen kanser gibi hastalıklar, projenin sağladığı bilgiler ışığında tarihe karışacak… Bilim dünyasında bu gelişmeler yaşanırken; gün geçmiyor ki bilimi geniş kitlelere taşımak adına gazete, dergi, radyo, televizyon ve benzeri kitle iletişim araçlarında “şifa” dağıtan “mucize” haberleri yer almasın. Bu tarz habercilik anlayışının mimarları, kısa süreli sayısal başarıları uğruna, yanlışlarının peşinde koşturdukları kitleye yönelik sorumluluklarını gözardı ediyorlar. Sözgelimi, çocuk ishallerinden ölüm olgusuna hâlâ rastlanır oluşunu, “kendiliğinden” gündeme oturacağı güne kadar kulak arkası etmeyi içlerine sindirebiliyorlar… Bilimi, bilimsel üretimi, bilim kuruluşlarını ve bilim adına var olan tüm birikimin düzenlendiği bilim politikası, gündelik politikanın sıradanlığında eritme anlayışının karanlığını, bilimin uzun soluklu ve akılcı yaklaşımı aydınlatıyor. Bu aydınlığı sürekli kılmak, bilim kültürü ile donatılmış kitleler ile mümkündür, işte bu noktada popüler bilim yayıncılığımızın işlevi ve önemi bir kez daha ortaya çıkıyor. Bilimin ışığı ile kitleleri aydınlatan Bilim ve Teknik, tam otuz yıldır kitlelerden aldığı gücün ışığını yansıt>yor„.