Medineli Müslümanların Ehl-i Suffa’ya karşı olan davranışları da, akıllara durgunluk verecek derecede idi.
Açlıktan dermanı kesilen Suffâ Eshâbından birisi, bir gün, Peygamberimize gelip hâlim arzetti.
Peygamberimiz de, onu, zevcelerine gönderdi
Zevceleri : «Yanımızda sudan ‘başka bir şey yok!» dedüer.
Bunun üzerine, Peygamberimiz, yanındaküere : «Kim, şu acı yemeğine ortak yapar, yâhut konuklar ?» dedi
Ensâr’dan bir kişi, ayağa kalkıp : «Ben !» dedi
Misâfirle birlikte zevcesinin yanma gitti ve zevcesine : «Haydi, Re» sûlullâh’m misâfirini ağırla!» dedi.
Kadın : «Evimizde, çocukların yiyeceğinden başka bir şey yok!» dedi
Kocası : «O yemeği getir, kandilini yak, çocuklarını da, uyut!» dedi.
Kadın, akşam yemeği vaktinde yemeğini hazırladı, ışığım yaktı, çocuklarım da, uyuttu.
Sonra, kalktı, kandili düzeltir gibi yapıp söndürdü.
Bu sûretle, kan koca misâfirlerine sanki kendileri de, yemek yiyormuş gibi göstermek istedüer.
İkisi de, aç olarak geceledüer.
Ertesi günü, sabaha çıkınca, ev sâhibi Peygamberimizin yanma gitti
Peygamberimiz onu görünce : «Bu gece, Allâh, sana güldü : Kan koca ikinizin hareketinizden hoşnûd oldu!» buyurdu.
Bunun üzerine, Yüce Allâh « Onlar (Ensâr), kendilerinde yoksulluk ve muhtaçlık olsa büe, (Mühâcirleri) öz canlarından üstün tutarlar… (Haşr: 9)» âyetini indirdi (30).
(27) Buhârî – Sahih, c. 7, s. 179,180, Tlrmizî – SOnen, c. 4, s. 648-649.
(28) Belâzürî • Entab, c. 1, s. 272,273.