Kendiliğinden metodoloji
Eski Iskoç ekonomi görüşlerinden büyük ölçüde etkilenmiş olan Adam Smith’in yöntemi, karma görüşlere dayanır; çünkü psikolojiye (Ahlakî duygular teorisi) olduğu kadar tarihe, tümdengelime olduğu kadar tümevarıma da yer verir. Ekonominin, hep sürdüreceği varsayımsal-tümdemgelimci bir bilim haline gelmesi, Ricardo’yla olmuştur. Tarihî, kurumsal ve olgusal yönler törpülenir, silikleşir, soyut muhakeme baş köşeye yerleşir. Joseph Alois Schumpeter «İktisadî Evrim Kuramı» (Theorie der wirtschaft-lichen Entvvicklung, 1912) adlı eserinde soyut modelleri, gerçek dünyanın karmaşıklığına uygulama eğilimini «Ricardo kusuru» olarak adlandırır.
XIX. yy’da ekonomi metodolojisiyle ilgilenen yazarların hepsi ekonominin çoğunlukla sezgiye, nadiren deneye dayanan soyut bir bilim olduğunda birleşmişlerdir. John Stuart Mili bu yazarlar arasında özel bir yer tutar. «Homo oeconomicus» kavramını ortaya atan ve eğer sosyal olaylara dayanan bir bilimi parasal kazanç araştırmaları üzerine kurarsak bu bakış açısının hiçbir zaman insan güdüienimlerinin tamamını kapsayamayacağım savunan odur. Ekonomi bilimi, ekonomik olmayan «tedirginleştirici nedenlerin soyutlamasmına dayanmak zorunda olduğu için yaklaşık sonuçlar verir.
Ondan sonra John Neville Keynes 0- Maynard Keynes’in babası) 1890 yılında bir ekonomi kitabı yayımladı; yıllarca üstün tutulan bu kitap a priori metoda yakın bir metot öneriyordu: ekonomik genellemeler yapabilmek için insan doğasına uygun ve onsuz olmaz nitelikte çok az sayıda gerçeğe dayanmak. Bununla birlikte ]. N. Keynes gözleme çok önem veriyordu.