Carol Burnett, New York’a yeni geldiği, tiyatroda bir
kariyer edinme savaşımı verdiği günlerde bir kapının yüzüne kapanıp, hemen ardından bir yenisinin açılması de
neyimini yaşamıştı.1959 sonbaharında Broadway’da tekrar oynayacak o- lan, Rodgers and Hart’ın Babes in Arms oyunu için dene
meye çağrıldığında, bir Broadway gösterisinde baş rol oyna
mak hayali gerçekleşiyor gibiydi. Aslında, efsanevi Broadway oyun yazarı ve yönetmeni George Abbott’un ilk yönetmeni
olacağını hayal etmişti, ama Broadway’de olmak bile başlı
başına tatmin edici bir durumdu ve zaten New York’a gel
mesinin asıl nedeni bundan başka bir şey değildi.
Broadway denemesi geldi, geçti. “Daha okumak için
ağzımı açtığım an, rolü kaybettiğimi anlamıştım,” diyor Carol. “Bir felakettim.”
Carol, iyi haberler duymayı bekleyen kızkardeşi Crissy’nin dairesine döndüğünde neler olduğunu anlatır ve
gözyaşlarına boğulur. Kızkardeşi ona sarılıp, annemin
böyle durumlarda bana söylediği sözlerle onu yüreklen
dirir: “Üzülme, Carol. Bir kapı kapanır, diğeri açılır.’
Carol mutfakta neşeyle akşam yemeğini hazırlarken, telefon çalar. Bu, başka bir deneme çağrısıdır. Bu kez Hans
Christian Andersen’in ‘The Princess and the Pea’ oyununun
Once Upon a Matress isimli müzikal uyarlamasındaki başrol
söz konusudur ve yönetmen George Abbott’tur.
Carol hayallerini süsleyen o başrolü alır ve Bay Abbott
hakkında şunları söyler: “Tam hayal ettiğim gibi biriydi;
onun büyülü yönetiminde, alçakgönüllü müzikalimiz sürp
riz yaparak sezonun en çok izlenen oyunlarından biri ol
du.”
Carol Burnett için bir kapı kapandı, diğeri çabucak a-
çıldı. Sizin için de böyle olabilir. Umut, yaşamdaki en bü
yük tedavidir.
Carol’un yeteneği, hayali vardı ve elbette gerekli bağ
lantıları kurmuştu. Aksi takdirde, kariyerinin dönüm nok
tası olan o harika telefon asla çalmazdı! Hayallerinize tıı-
tmmn. Onları gerçekleştirmek için elinizden gelen berşeyi
yapın. Gerisi kendiliğinden gelir