Kimyasal Silah Tanıma Aygıtları Küçülüyor
Uluslararası araştırmacılar çok yakında kimyasal silah izlerini arama işlemlerine başlayacaklar. Ancak, bu iş için yanlarında taşıyacakları diz üstü bilgisayarlar ve algılayıcılar Körfez Savaşı sırasında kullanılan iri tarama aygıtlarından çok farklı olacak.
Kimyasal Silah Antlaşması 1991 ‘de imzalanmış ve silahların satışını, geliştirilmesini, üretimini, stok-lanmasmı, başka bir ülkeye transferini ve kullanımını yasaklamıştı. Şu anda ise Los Alamos Ulusal Laboratu-varı’ndaki (LANL) araştırmacılar ta-
Genç Yönetici ve işadamları Derneği (GYİAD), özellikle Türkiye’de yaratıcılığın, buluşçuluğun ve yenilikçiliğin teşvik edilmesi, gündeme çok fazla gelmemiş yaratıcı başarıların gün ışığına çıkarak berraklaşması amacıyla, 40 yaşın altındaki gençler için bir ödül koymuştur. Bu ödüle başvurmak iste-! yenlere, T.C. vatandaşı ve 40 yaşın altında olma ve başvuru konusunun 1 Ocak 1994 tarihinden sonra gerçekleştirilmesi dışında herhangi bir sınırlama getirilmemiş. Örneğin, ilgi duyan herkes kendilerine ait başarılı bir uygulamayla ya da T.C.
nımlama işini kolaylaştırma üzerinde çalışıyorlar. Akustik rezoıjans aygıtı sadece 2,5 kg ağırlığında**fclıknatıslar kimyasal detektörü kimyasal madde taşıyan füzenin metal duvarına tutturuyor. Bilgisayar monitöründe görülen dalgalar ise füzenin içinde sıvı mı katı mı olduğunu belirtiyor.
LANL’den Octavio Vela, füzenin kabuğuna titreşim verildikten sonra, cihazın füzeden gelen rezonans titreşimin şeklini kaydettiğini açıklıyor. Vela, her kimyasal maddenin kendine özgü bir rezonansa sahip olduğunu ve bu şekilde grafiğinin çıkarıla-bildiğini belirtiyor. Tüm sistem bir omuz çantasına sığabiliyor.
Aygıt, kimyasal silahlar üzerindeki baskı fazlayken geliştirilmeye başlamış. Birçok ülke gizlice, ölümcül ve ucuz olan kimyasal silahları geliştiriyor. El altından geliştirme çabalarını fark etmek ise çok güç. Zira kimyasal silahların geliştirildikleri yerler gübre ya da böcek ilacı fabrikası olarak tanımlanabiliyor. Kimyasal silah korkusu, bu silahın yaygın olarak kullanıldığı 1. Dünya Savaşı’ndan bu yana herkesi sarmış durumda. 1992 yılında Irak’ın hardal gazı stoklarının keşfedilmesi ve bu silahların yalnız savaşta değil, terörist saldırılarda da kullanılabileceği endişesi kimyasal silahlara duyulan korkuyu tazeledi. Böyle bir terörist saldırı 1995’de Tokyo metrosunun geçitlerinde meydana gelmiş, 12 kişiyi öldürmüş ve 6000 kişiye de zarar vermişti.