İnsanlar, çoğu kez, dış görünüşleri nedeniyle kendile
rini kötü hisseder ve bu yüzden iyi bir izlenim bırakamaya-
bilirler. Görünümünüzü geliştirmenin bir yolu olduğunu
düşünüyorsanız, bununla ilgili bir şeyler yapın. Böylece
kendinizi daha iyi hissedersiniz. Kendinizi nasıl gördüğü
nüz önemlidir, çünkü bu başkalarının size bakış tarzına
yansır. Yeni bir takım elbise alın, saçlarınız hep bakımlı,
ayakkabılarınız düzgün ve cilalı, tırnaklarınız bakımlı ve
temiz olsun. Bazen güven yaratmak ve etki yapmak için
pahalı olmayan bir giyim değişikliği yeterli olabilir.
Estetik cerrahi ya da daha aşırı tedbirleri savunma-
makla birlikte, kendinize karşı tutumunuzu iyileştirecekse,
görünümünüzün belli unsurlarını değiştirmekte bence hiçbir
yanlışlık yok. Yinelemekte yarar var; kendinizi nasıl gördüğü
nüz, olumlu bir izlenim yaratmanız açısından çok önemlidir
Dış görünüşünüze takılıp kalmayın. Kendinizi iyi hissederseniz, kapılan açarsınız
Kendinizi olduğunuz gibi kabul etmekte zorlanıyorsa
nız, başkalarının yardımına açık olun. Ya da rahatlayın ve
görünümünüzü benimseyin. Doktorlar, görünüm ve özgü
venlerini geliştiren insanların, daha farklı yürümeye, konuşmaya, hatta düşünmeye başladıklarına dikkat çekerler.
Kilo sorununuzun yeni bir fırsatı engellemesine izin vermeyin.
Fazla kiloluysanız ve bu yüzden mutsuzsanız, kişisel
ya da iş yaşamınızda kapıları kendi yüzünüze kapıyor ola
bilirsiniz. Aklınıza koyarsanız, kilonuzu denetleyebilirsiniz.
Bağımlılıklara kapıyı kapayın
Bazen başarılı bir kariyer ya da ilişkinin kapısı, aşırı al
kol ya da uyuşturucu kullanımı yüzünden kapanır. İnsanlar,
ne kadar nefret ederlerse etsinler, alkol ya da uyuşturucu
bağımlılıklarından bir kez ve sonsuza kadar kurtulmak için
“kapıyı kapatma” deneyimine başvurmuşlardır; destek
gruplan ve klinik yardım sayesinde daha kolay amaçlarına
ulaşmışlardır.
Bu tür sorunların, kapalı kapılar ardında bırakılmayıp’ toplumda açıkça konuşulduğu bir zamanda yaşıyoruz.
Betty Ford, Elizabeth Taylor ve daha birçok kişi, bağımlılık
sorunlarını açıkça tartışmış, nasıl üstesinden geldiklerini
halka anlatmış ve hepimize ilham kaynağı olmuşlardır. Bu
yürekli insanların birçoğu, şimdi, ayakları yere tekrar sağ
lam basmaya başladığında, mesleklerinde ve evliliklerinde,
eskisine göre çok daha büyük başarılara ulaşmaktadırlar
Hastalığa göğüs gerin.
Bir doktorun sağlığınızla ilgili olumsuz tahminlerinin,
mutlu ve sağlıklı bir yaşamın kapısını kapamasına izin ver
meyin. İleride anlatacağım Ted Isaac’ın öyküsünün gös
terdiği gibi, tahminleri yanlış çıkan birçok doktor vardır. Sağlığınızı iyileştirmek için tüm yolları deneyin. İkinci,
hatta üçüncü kişinin görüşünü alın, yeni bir terapi ya da
tedavi deneyin. Yaşamınızı en iyi, en sağlıklı şeklilde sür
dürmek ve dolu dolu yaşamak için var gücünüzle savaşın.
Acının sizi aciz bırakmasına izin vermeyin.
Ameliyat dahil, her yeni tekniği araştırın. Kalça kemi
ğinin değiştirildiği bir ameliyat geçiren Edward Villella, “Bu
kararı yine verirdim,” diyor. Villella bu ameliyat sonunda
büyük bir acıdan kurtulmakla kalmadı, aynı zamanda Miami
Şehir Balesi’nin sanat yönetmeni oldu. “Kemiklerimdeki zedelenmenin, emekli olmama yol açabileceği fikrine daya-
namıyordum,” diyor Dance Magazine isimli dergide. “Beş
yıldan fazla bir süre acıyla yaşadıktan sonra, artık onunla
yaşamamaya karar verdim. Şimdi, büyük atlamalar dışında
herşeyi öğretip gösterebiliyorum ve uzun saatler yönetmenlik yapmak için gereken tüm güce sahibim.”
Deneyin, Durun ve Düşünün. Sonra Yine Deneyin Tiyatro yönetmeni olarak bir kariyer çizme uğraşı ve
ren Gordon Edelstein, bir kapının kapanmasından o kadar
kötü etkilenmişti ki neredeyse herşeyden vazgeçecekti:
Mesleğimin dönüm noktası, bir kapının kapanıp başka bir kapının açılmasıyla gerçekleşti. Yıllardır orada burada gösteriler yapıyordum. Yeni o- yunlarda çalışarak bir tiyatro yönetmeni olarak
yükselmeye çalışıyordum. Bıı uğraş içinde bir dö
nem, kendimi bir oyunu geliştirmeye adadım. Bir
yandan bir tiyatronun bu oyunu sergilemesi için
uğraşıyor, bir yandan metinleri düzenliyor ve yazarla birlikte çalışıyordum. Gerçekten inandığım bu oyuna, yaşamımın bir buçuk yılını verdim. Sonunda
bir tiyatro oyunu kaptı ve yazar beni devre dışı bıraktı. Telefonlarıma yanıt verilmedi. İyi bir arkadaşlık
kurduğumu düşündüğüm biri tarafından âdeta istenmeyen insan ilan edilmiştim. Bu, benim için son derece acı bir deneyimdi. Bu oyunla ilgili inancım
da haklıydım. Ülke çapında başarıya ulaştı ve filme
çekildi. O yazarın tiyatro ve filmde yükselmesini
sağladı, ama ben restorana geri dönmüştüm.
Bu proje için o kadar sıkı ve uzun süre çalış
mıştım ki bu olay başıma geldiğinde gerçekten çöktüm ve kabuğuma çekildim. İşi bıraktım. Hukuk fa
kültelerine başvurmaya başlayıp psikolojide de yüksek lisans yapmayı planladım.
Yaşadığını hayal kırıklığından bir süre sonra – ayrılma süreci içinde- kendime bakıp tüm olaya
nasıl yanlış bir tarzda yaklaştığımı gördüm. Yaşa
dığım hayal kırıklığındaki kendi payımı, bazı yön
lerden nasıl katkıda bulunduğumu anladım.
Edward Albee’nin Zoo Story adlı oyununda bir bölüm var: kısa olan, doğru olan yola ulaşmak için epey uzun bir yanlış yol kat etme zorunluluğundan söz ediyor. Bu, benim için de geçerliydi.
Çıkış yolunu bulmuştum -başkalarına daha az,
kendime daha çok güvenecektim. Dibe vurma de
neyimi, cezbedici birçok fırsat ve başarının baş
langıcı oldu. Ardından sanat hayatımda büyük doyumlar, ufukta beliren yeni fırsatlar getirdi. 1991 ’de Arthur Miller, yeni oyunu The Last
Yankee’nin tek kişilik versiyonunu yönetmemi is
tedi. Ben de yönettim. New Haven’daki Long Wharf
Tiyatrosu’nıın yardımcı sanat yönetmeni oldum. Sonra Broadıvay’de Harold Pinter, yeni oyunu “Party
Time”ı yönetmemi istedi. Yönettiğim ilk TV filmi “Abby,
My Love”, Humanities Ödülü kazandı ve En İyi Yö
netmen dahil, beş dalda Emmy Ödülüne aday gösterildi.
Başkasının başarısı ardında gölgede kalmak, benim için birden fazla alanda dönüm noktası oldu. Bundan kısa süre sonra eşimle tanıştım ve
herşey daha iyiye gitmeye başladı. Bu, yaşamımda
herşeyi etkileyen bir andı; gençlikten yetişkinliğe ge
çişti benim için… O oyuna takılıp kalmak, kariye
rimde beni geri çekilip kendi ayaklarım üzerine atladığım için geldiğim şu anki konumumun yakını
na bile getirmeyecekti.