KIYAFET TARİHİ

KIYAFET TARİHİ

Kıyafetin Latin dillerindeki karşılığı olan «kostüm» kelimesinin kökeni («âdet» anlamına gelen Latince bir sözcüğe dayanır) giyinmenin, bir halkın yaşam tarzının ve kültürünün bizzat ifadesi olduğunu gösterir. Onun için etnologlar, tarihçiler, estetikçiler ve psikologlar, giyim kuşamın çeşitli medeniyetler içindeki gelişmesine ve evrimine yön veren maddî zorunluklan, psikolojik ve toplumsal sebepleri belirlemeye çalışmışlardır.
Şenlik veya tiyatro kıyafeti, her

zaman giyim modasının özelliklerini üsluplaştırarak vurgulamış ve abartmiştır. Tepolo’nun <Mascarade»ı Aristokratik zerafeti commedia deii’arte’nin neşesiyle birleştirir. (Naibe Sarayı, Barcelona).
Kıyafetin uzun tarihi tlkçağ’dan epey önce başlamıştır. Gerçekten de, Paleolotik Çağ’da, bugünün ılıman ülkelerinin aşırı sert iklimi, insanoğlunu kendini korumaya zorladı. Arkelojik bulgular, geyik veya mors kemiğinden ilk dikiş iğnelerinin bu dönemde üretildiğini ve «gravette venüsleri» denen küçük heykelciklere, Avrupa’da bir kemer veya peştemal, Sibirya’da ise, modem anorakları çağnştıran kapüşonlu bir elbise giydirildiğini gösterir.

Bitkisel (ağaç kabuğu, keten, pamuk, kenevir) veya hayvansal (keçe, yün) ilk lifler, göçebe toplumlar tarafından kullanıldı ve Neolitik Çağ’ın ilk yerleşik toplumlan dokuma tekniğini geliştirdi.
İÇİNDEKİLER

İLKÇAĞ

O RTAÇAĞ’DA AVRUPA RÖNESANS DÖNEMİ BAROKTAN ROKOKOYA DEVRİM VE ROMANTİZM TÜRKLERDE KIYAFET SERBESTLİKTEN ÖZGÜRLÜĞE
İLKÇAĞ

Utanma, süslenme veya dinî kriterler, giyinmen açıklanması hâlâ karmaşık bir sorundur ve sadece şartlarından korunma ihtiyacına cevap vermekle ki giyeceklerin tarihi İlkçağ’a kadar uzanır.

Mezopotamya

Bölgenin izleri günümüze ulaşmış en eski halkı ol: MÖ III. binyılda, heykellerde ve alçak kabartma ayaklı, deriden veya keçi postundan etekler giymiş ^ zmmış olarak tasvir edilirler. Bazılarının üzerinde ihramlar ve deriden yapılma geniş bir pelerin vardır

MÖ 2300’den sonra Sümerlerin yerini alan Bab kırmalı, altı saçaklı bir tünik giyerlerdi: bu tünik, Ro rakteristik elbisesi haline gelecektir. Babilliler aya kadar inen bu tünikleri giydikten sonra pelerinlere şallara samurlardı. Önemli kişiler başlarına papanın takardı.

MÖ 1200-612 arasında, medeniyetlerinin en par yaşayan Asurlular, aralarında küçük motifler veya j küçük süsler işlenmiş püsküllü pelerinlerin de ol> ama daha özenli bir giyim tarzı benimsediler. Kac keklerin omuzlarına kadar inen uzun saçları vardı binin toplumsal statüsünü gösteren şapkalar fese Kadın giyimi erkeklerinkinden, sürekli göze çarpar ve yünden, altından veya değerli taşlardan yapıi ayrılırdı. MÖ 1200’de, bir yasayla kadınlara toplu çe takma zorunluluğu getirildi.

Mısır

Sayısız istilaya uğrayan ve giyim üslubu sık su zopotamya ve Yakındoğu halklarının tersine, Mis yüzyıllar içinde çok az değişti.

Mısır’ın kuru iklimi sayesinde iyi korunmuş ol: tarlardaki sanat ve zanaat ürünü, bu uygarlığın g nm kesin bir görüntüsünü verir. Keten, giyecek yaygın şekilde kullanılan bitkiydi; liflerin ilk rengi giyeceklerden bazıları, şeffaf görüntüsü verecek i kunmuştu; bazılarıysa kumaşın atkılarının arasına ipliklerle süslenmişti.

Bele bağlanmış basit bir peştamal giyen Eski (MÖ 2750-2150) erkekleri, bazen omuzlarına ” kolsuz bir üstlük veya bir hayvan postu atarlardı, torluk döneminde (MÖ 2150-1780), peştamal uz; şık kırmaları olan bir etek durumuna geldi. Mısır!: kumaştan, yarı şeffaf basit tünikler veya ayak b£ inen, geniş askılarla tutturulmuş dar elbiseler gi> mel modele, takılar ve başlıklar incelik ve renk ka altın, cam veya yarı değerli taşlar, başlıklardaysa tasvirleri, altın veya taşlar kullanılır) ve kişinin tc sünü gösterirdi. Siyah perukalar ve makyaj gelem kıyafeti tamamlar; erkekler ve kadınlar, gözlerin mek ve güneşten korumak için, göz çevrelerine s kerdi.

Girit, Mikenai ve Kıbrıs

Ege ve Fenike uygarlıkları renkli ve canlı bir g: hipti. Kadınlar birçok farbalası olan evaze etekle: ta bırakan kısa ceketler giyerlerdi. İnce belli delik, le, gövdeleri çıplak ve kısa bir peştamal takmış c. lirken; kadınların ve erkeklerin omuzlarına kadar ları vardı.

Yunanistan

Yunan giyimi, Arkaik dönemden (MÖ VII. v başı) Klasik döneme (MÖ V. yüzyıl-IV. yüzyıl) i dönemde, kadın elbisesi hiton, omuzlardan büyüî turulan, dikdörtgen biçiminde iki yünlü kumaş ç şurdu. Bu elbise, Yakındoğu’dan esinlenen küçüs lenirdi. Beline iki kat kordon dolanan kumaş, çr malar oluşturarak ayak bileklerine kadar inerdi etmek için, kumaşı iki yanından dikmek yeterdi diği hitonun boyu dize kadardı. Erkekler ve kad: tebilen diktördgen biçiminde, büyük bir pelerin tiori). Himationun drapesine büyük özen göster şında birçok pelerin çeşidi vardı: hlame ve hlam:–de himationun ve hitonun drapesi karmaşıkla kısmı kabarıklaştı ve yünün yerini keten aldı. E:

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*