saklamak, toplamak istedikleri meydana çıkmış- bîri Bochia idi. Kızılderililere dokuma sanatım
tır. öteyandan bu asil metal ziyftetve ev eşyası öğreten oydu ve onlara yasalar vermişti. Tairona-
olarak da zenginliğin ve soyluluğun bir simgesi Indiyanlannm kültürlerinden de zamanımıza
idi, örneğin miğferler taçlar, burun koruyucuları, muazzam ve mükemmel gelişmiş b>ir mimarinin
küpeler, göğüs plakları, gerdanlıklar, kolyeler, ve tekniğin kalıntıları kalmıştır^ Hayranlıkla ;
bilezikler ve yüzükler. seyredilen ev temelleri, merdivenler, uzun taj
1 caddeler ve köprüler bulunmuştur. Çiftçiliğin pek
Perslerin altından yemek takımları verimli olduğu görülüyor. Bu halkın altın işleri
yüksek bir gelişim göstermiştir, herşeyden önce
Fülütleri, iş takımları ve silâhları vardı ve altından uçlarına takılan madalyonlarla gerdanlıklar. Bu
belirli bazı ziynet eşyalarım taşımak yalnız onlara madolyonlar çoğu zaman suyun, yağmurun ve
müsaade edifirnişti. refahın Tanrısı sayılan kurbağayı gösterirdi.
. Tamamiyle stil inceliklerine sahip ve kültür Sinu Indıyanları ırmakların bol geniş otlaklı
bakımından yüksek sayılacak bir kuyumculuk yaylalarda otururlar ve coğrafik durumlarından
sanatına, bugünkü ölçülere göre, rasflanama- faydalanarak komşularıyla canlı bir ticaret ya-
İklim ve coğrafya bakımından olağanüstü parlardı. Altından yaptıkları zarif, filigran işleri
fâfktar gösteren Kolombiya’da insanlar çevrenin büyük bir ün kazanmıştır, ölülerini uzaklarda ki
birçok gereklerine uymak zorundaydılar, bunlar açık höyüklere altın ziynet ve ev eşyalarıyla
da derin birdin bilinci tarafından damgalanmıştı. beraber gömerler, ne yazıkki çok geçmeden
Ayrı ayrı kültürlerdeki farklılıklar sonra tekrar bir- buraları mezar soyucularının bir ziyaretgâhı
biriyle karışıyordu, çünkü memleketin değişik olurdu. Cali ma ^kültürü görkemli “inci kolyele-
kesimleri aralarında canlı bir alışveriş yaparlardı. riyle” ün salmışlardır, bunlar birbiriyle birleşti-
Bu gerçek çabukça saptanıyordu, zira zamanın rilmiş düzenli damla şeklinde olan altın tanele-
akışı içinde keşfolunan şeylerin hepsi bulunan, rinden gelişen altın incilerden bir araya gelirdi, yörelerde üretilmiş değildi. San-Augustin-kültürüne mensup Kızılderi-
Ortada bir sorun vardı, birçok değişik eşyanın itlerde de kuyumculuk sanatı herhalde çok
yapılmasında kullanılan bu kadar çok altın ilerlemiş olacaktır, yalnız onlara ait çok az şey
nereden geliyordu? Kızılderililer onu toprağı bulunabilmiştir. Bu ulus bilim adamlarının birçok
çapalayarak topluyoriardı. Doğrudan doğruya muammalarla karşı karşıya kalmaların^ neden
çıkarıyorlar, ırmaklarda yıkıyorlar, topluyoriardı. olmuştur. Muazzam taş yontlarında çoğunlukla
Toprağın üstünde bulunan altırt madenleri de pek hayvan vefa hayvan – insan karışımı figürler
nadir değildir, sonradart fatihleri« eline geçen de görülmektedir, bütün bunlar burada kediye
/ bunlardı. * benzeyen bir Tanrıya tapıldığını göstermektedir.
Birçok yörelerde büyük bir ustalıkla ve çok Hemen hemen figürlerin yalnız başları süslen-
ciddi reçetelere göre bakırla alışım haline getirilen miştir ve onlar buna olağanüstü bir anİaırc
ergili imiş altın, Kızılderililer tarafından bütjöfce vermektedirler. Yontuların yanında muazzam
kadar hemen hemen hiç bir değişikliğe uğrama- tapınak tesisleri bulunmuştur, bunlar binden
yan değişik tekniklerle istenilen şekle sokulu- fazla ihsan alacak büyüklüktedir.
yordu. Büyükçe parçalar yassı saçlar haline jjerradentro kültür ad. verilen başka bir
sokuluyor, bunlar ıstampalarla istenilen büyük- kültürü|il mensupları da bugüne kadar San
V latife parçalanıyor, odun ateşi üstünde çekiç- Augustin-kültüründen daha muammalı değildir,
leniyor, sıvı maden taş veya balmumundan gu K^ıid^rüj|erjn <je yer altında tamamiyle
kalıplara dökülüyor, ayrica altın tellerden nefis geometrik şekilde ve siyah, koyu kırmızı ve beyaz
filigran işleri yapıyorlar#, flüyük bir özen ve renkterden olusan tapmaklar, vardır.
-%ustalıkla bütün bu parçalar* dövülüyor, parlatılıyor ve matlaştırılıyordu. Göze en hoş gelen ve zamanımıza kadar
Musica Jndiyanları (Kızılderilimi) Kolbmbi- \ erişen altın işleri —şimdiye kadar elde edilen,
ya’dan önceki dönemde yaşayan budunların için- bilgi ve tecrübeye göre — çok sonraki Qimfe*$&-
de en üst aşamayı elde edenlerdi ve Guatavita Kızılderililerinin kültürüne aittir. Önlar şel#
ÇölUndeki El Dorado (altın adam) efsanesi de mükemmelliği ve zariftik bakımından &y gibi
onların bölgesine aitti. , “ilkeP4, küHfljJerden beklenenini çok aşmıştır^
Musica’lar birçok Tanrı laraDirden taparlardı, Fakat burdafapılmış olanlar yalnız altındaıV<
bunların arasında güneşte beraber ay da vardı. El değildir : Parlatılmış seramikler ve yüksek dere- –
Dotado töreniyle onlar Tanrı farın lütüfkâr olma- cede gelişmiş dokuma sanatının Örnekleri de
farına çalışıyorlardı. Büyük Peygamberlerinden görülmeğe değer. f
Ispanyol fatihleri bütün bunları gördükten sonra herhalde hayranlıklarını birtarafa bırakmış ve altının yalnız maddî değerini gözörıünde tutmuş olacaklardır.
El Dorado adıyla işittikleri şeyi bulmak için gösterdikleri açgözlülük yüzünden ölçülmeyecek kadar değerli olan kültür kalıntılarını yok etmeleri, bugün geçmişin bu zenginliklerine şaşırmış ve sessiz bakmamızın nedenini oluşturur.
Bogota’nın altın müzesinin o paha biçilmez koleksiyonları, ortadan silinmiş Indiyan de*Jet- lerinîS gizlerini açığa çıkarmağa yeâftemektedlf. Eski ftünyanın o büyük kültürleri karşısında Eski Kolombfyalılar, Örf ve adetlerırtfv tarihlerini kökenlerini ve çöküşlerini anlamamıza yardımcı olacak Hiç bir yazılı belge bırakmış değildirler. Bilim adamları tahminlerden çıkardıkları sonuçlara dayanmak zorunda kalmışlardır ve onların daha birçok kuşağı bu biricik altın koleksiyonuna bağımlı olmak zorundadır.