kullanılan heykeller, madalyon¬lar ve daha başka kültürel eşyalar yapıyorlardı.
Bununla beraber Ispanyollara bu delice hırsı aşılayan ve onları büyük bir coşku ile bu şüpheli emek ve çabalarına yönelten söylentilerinde bîr parça gerçek tarafı olmalıydı. Bogota’dan çok uzak olmayan bir yörede Musica^Kızılderililerce kutsal sayılan bir göl keşfedildi. Gerçi onu kurutmak için harcanan bütün emekler boşa çıktı ama, kıyısının yakınlarında ayin ve dua sırasında kullanılan altından bir sürü cisimlerle ziynet eşyaları bulundu. Sonraları Pasca’da suyun altından yazımızın başında biraz hayal ürünü olarak anlattığımız kutsal törenin üstünde yapıl¬mış olduğu altın bir sal bile çıkarıldı.
Aradan geçen onlarca yıl sonra Kolumbiya’da daha birçok değerli el işleri gün ışığına çıkarıla-bildi. Ne varki bunlar sistematik bilimsel kazılar¬dan ziyade örgütlenmiş mezar kazıcılar) tara¬fından bulundu. En sonunda Kolombiya Devlet Bankası şimdiye kadar örneğine hiç bir yerdç rastlanmamış bir adım attı: Bu Guaquerid (modern yağmacı) ların ellerinde ne varsa Bankaca satın alınacağını ilân etti ve böylece bu definelerin büyük bir kısmını kaybolmaktan kurtarmış oldu. 1939 da da bu arada dünyaca ün yapmış olan Bogotadaki Museo del Oro’yu (altın müzesini) açtı, bu, bu türden dünyada en büyük müze idi. Müzede sergilenen 26.000 den fazla parça altın eşya vardı ve uzmanlarca bu rakipsiz bir koleksiyon sayılıyordu.
Sergilenen birçok parçaların ne olduğu henüz saptanamamış olmasına rağmen, bazıları birçok muammanın çözümüne yardım etmiştir. Böylece bugün Kızılderililerin, altını “Tanrıların bir salgısı” saydıkları ve bundan dolayıda onu
; ‘■’kt+!Dâğ&Uhâf> ■ – W’’*İW
kullanılan heykeller
18
Şub