wiki

Kocasını Dindar Eden Kadın

Kocasını Dindar Eden Kadın

Kocalarını terbiye eden (eğiten) bir çok İslâm kadınlarından
birinin hikâyesidir bu.
Vaktiyle Müslüman iyi huylu bir kadın, zengin bir
adamla evlenir. Gül gibi geçinmektedirler. Zengin
adam karısının güzel huyundan, iyi ahlâkından çok
memnundur.
Bir gün adam, gece uykudan uyanır. Karısından su
ister. Kadın, kocamın yüreği yânmış, harareti var.
Odadaki su ısınmış ve ılıktır. İneyim de alt kattan
küpten soğuk su getireyim de soğuk soğuk içsin, diyerek
alt kata iner. Suyu alıp geldiğinde bir de bakar
ki, kocası tekrar uyumuştur. İyi huylu hanım uyanacak
diye elinde bardak saatlarca bekler. Bir müddet
sonra kocası uyanır. Bakar ki, hanımı elinde bardakla
bekliyor. Adam:
— Hamm, böyle neye bekliyorsun? diye sorar. Hanım
:
— Efendim. Su istemiştiniz. Odadaki sıcak sudan
vermeye gönlüm istemedi. Kocamın yüreği yanmıştır,
soğuk su vereyim, diye aşağıya küpe indim. Suyu alıp
geldiğim zaman sizi tekrar uyumuş buldum. Sizi uyandırmaya
kıyamadım. Belki, efendim bir rüya âlemindedir,
belki zevkli bir hal, renkli bir rüyâ içindedir,
dedim. Uyanmanızı bekledim. Buyrun içiniz suyunuzu
efendim der.Karısının bu kadirşinaslığından son derece memnun
olan zengin koca, elinde olmayarak sevinç gözyaşları
dökerek:
— Senin gibi iyi huylu, hikmetli bir hanıma sahib
olduğum için en büyük saâdet içindeyim, İyi huylu,
akıllı, bilgili hanımım, dile benden ne dilersen der.
H anım :
— Senin sağlığını istiyorum efendim der. Adam:
— Hayır Hanım, benden bir şey istemelisin. Şu
andaki senin halinden duyduğum sevinci, memnuniyeti
sana bir şey almakla ödemeliyim diyerek İsrar
eder.
Kadın, hiç bir şey istemem efendim, Senin sağlığını
isterim der. A d a m :
— Hanım, dile benden ne dilersen der. H anım :
— Öyle ise beni boşayın efendim der. A dam :
— susar. Kadm :

— Susmayın efendim. Söz verdiniz. Benim arzum
bu. İsteğimi yerine getiriniz der.

Adam kalkar, merdivenden inerken ayağı kayıp
düşer. Adam Allah diye bağırır. Kadm kocasının kolundan
tutarak kaldırır. Buyurun yukarı çıkalım
efendim der.
Adam yok birşeyim.. Der. Kadm yukarı çıkalım.
Boşanmamız için bir sebep kalmadı der. A dam :
— Hanım, ne çabuk değiştin? Söyle bana bu işin
bir hikmeti, bir inceliği var, Sen hikmetsiz iş yapmazsın
nedir? Bu yaptığın der. Kadın:
— Efendim, yıllardır. Seninle evliyiz. Tam 10 se­nedir evliyiz. Hiç başına bir belâ kaza gelmedi. Başın
bile ağrımadı 10 senedir, bir kerecik olsun «Allah» dediğini
duymadım. Allahın bunca nimetlerini şükür ettiğini
görmedim. Allahın senin üzerindeki rahmetinin
kalktığını hükmettim. Allah firavunun başını ağrıtmamış,
ondan merhametini kestiğinin alâmeti bu
imiş. Artık sen Allah dedin boşanmamıza sebeb kalmadı
demiş.
Bundan sonra o şımank zengin koca hidâyete ermiş,
karısının vasıtasıyla ibâdete başlayıp Allah demiş,
haline şükretmiş.
Evet, işte Allah kimi severse onu iyiliklere vasıta
eder. Hemen Allah demeli. Dinin emirlerini yerine getirip
ibâdete devam etmeli, nimetlere şükretmelidir.
Böyle akıllı, bilgili, tetbirli, idârell, kocasını anlayıp
ona hizmet etmenin gerekli olduğunu anlayıp kavrayıp
bir isl&m hanımına yakışan bir hareket ile hizmet
aşkıyla kocasına hizmet eden kadınlar dostlar
başına.
Hele hele, dinsiz, bilgisiz, câhil kocalarını islâm
terbiyesiyle (eğiten) terbiye eden, onlann gönüllerini
güzel ahlâkıyla, iyi huyuyla fethedip kazanan ve kocalarını
karanlığından kurtaran islâm kadınına ne mutlu!.. ‘Allah, islâm
adına böyle hanımlarımızın sayılarını çoğaltsın. Amin!.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir