wiki

Üsküdar Yangını

Dindar adam her vakit faydalı adamdır

 

Vakityle meşhur Üsküdar yangınında, bir Paşanın
kızı gece yangının korku ve telaşıyla evinden uzaklaşır.
Gece çıkan yangın bütün mahalleyi sarar. Çok evler
yanıp kül olur. Bu korku ile evin yolunu kaybeden
kızcağız, ne yapacağım şaşırır. O zamanlan şimdiki
gibi elektrik felan yok. Her taraf karanlık, zindan gibi.
Kızcağız, caminin yanındaki medreselerin birinde
mum ışığı görür. Pencereden bakar ki, bir molla kitap
okuyor, ders çalışıyor. Kızcağız, nereye sığinsm? Her
taraf zifiri karanlık. Can korkusu bu, hani «denize düşen
yılana sanlır» derler. Kız, Mollanın kapısını çalar.
Molla kapıyı a ça r:
— Hayrola! Ne istiyorsun? der. K ızcağız:
— Yangın korkusuyla evimizin yolunu kaybettim,
bütün mahallemiz yanıp kül oldu. Şimdi her taraf
karanlık, evimizi karanlıkta bulamıyorum. Müsâade
eder, izin verirseniz, sabah olup her taraf aydınlanıncaya
kadar burada kalayım der. M olla:
— Hay, hay! Başım üzerinde yeriniz var der. Buyrun
orada yatağım var uzanın, korkmuşunuz, istirahat
edin, dinlenin der. ^
Kızcağız, yangının verdiği korku ile hemen orada
sedirin üzerinde uyuya kalır.Molla da dersini çalışmaya devam eder. Fakat lânetlik
şeytan gelip mollaya musallat olur. Ne duruyorsun?
20 senedir böyle fırsat ilk defa eline geçiyor,
bak şu kızın güzelliğine der.
Molla bir an düşünür ve hemen parmağım yanan
mumun ateşine dayar, parmaklan yanar. Molla nasıl
der, bir küçük mumun ateşine dayanamıyorsun, yann
Cehennem ateşine nasıl dayanacaksın der. Bu hal sabaha
kadar devam eder. Molla, şeytan ve nefsiyle sabaha
kadar mücadele ed er:
— Ey kötü nefis! 20 senelik göz nurumu boşa gidermem.
Bön senin dediğin adamlardan değilim. Baksana
bir mum ateşine dayanamıyorsun diye nefsiyle
şeytanı yakar, yok eder.
Sabah olur. Kızcağız uyamr, teşekkür ederek evine
gider. Kızın anası babası telâş içinde, göz yaşı dökerek
sorarlar:
*— Kızım bir şeyin yok ya! Bu zamana kadar nerede
kaldın? diye heyecan içinde kızm cevabını beklerler.
kızcağız:
— Bir şeyim yok babacığım der ve olanları anlatır.
Paşa gidip mollaya teşekkür eder, biraz da para
vermek isterse de molla kabul etmez parayı. M olla:
— Efendim ben bir şey yapmış değilim, ben zaten
dersimi yapacaktım ve yaptım, kızınız da burada sabahın
olmasını beklediler deyip kızm babasını geçiştirmek
ister.
Fakat kızm, babası bu karşılığı ödenmez iyiliği,karşılıksız bırakmak niyetinde değildir. İsrarla Molladan
sora r:
— Allah aşkına Molla! bana doğruyu söyle. Bütün
parmakların sanlı neden? niçin bu kadar acı ve
ızdıraba katlanıyorsun? Bunları bana bir bir anlat
der, M olla:
— Efendim, benim sizin için yaptığım bir iyilik
felan yok ki, bütün yaptıklarım kendi menfaatim içindir.
Ben yirmi senedir köyümden buraya ilim tahsil
etmek için geldim. Ana baba hasretiyle yanıyorum.
Bu sene icâzat, (diploma) alıp anama, babama döneceğim.
20 senedir nefsimi terbiye etmeye çalıştım. Nefsimin
terbiye olduğunu sanıyordum. Bu gün gördüm
ki, terbiye olmamış, onu terbiye için mum ışığına ateşine
dayanabilir misin? dedim, dayanamadı. İşte elimdeki
sargılar bundandır, dedi. Koca paşa, Mollanın
ellerini öptü.
— Evlâdım, dedi. Eğer müsaade edersen sana ufak
bir hizmette bulunmak isterim. Gel bundan böyle benim
köşkümün misafiri ol. İstersen seni evlâd edinirim.
Kabul buyurursan kızımı sana veririm. Benim
kızım senin gibi fazilette kemâle ermiş, dinin bütün
faziletlerini kendinde toplamış bir zata lâyık değil
ama, benim kızım da fazilet numûnesidir, diyerek fazilet
örneği olan mollayı zahir olmaya sahip çıkmaya,
korumaya talip olur.

İzah ve Acıklama:

Ey Hak yolcusu! bu fazilet örneğini ancak «Bâsü
bâdel mevt = öldükten sonra dirilmek var diyen gerçek
dindar adam verebilirdi ve verdiDin tarihi, insanlığın tarihi demektir. İnsanlığın
tarihi, eski olduğu gibi dinin tarihi de eskidir. Mâdem
ki, insan dünyaya gelmiştir, dinin de dünyaya gelmesi
lâzımdı. Ve insanlarla beraber din de dünyaya gelmiş.
Ve kıyamete kadar devam edecektir.
Yeryüzünde dindarlar kalmayınca, dünya dinsizlerin
başına yıkılacaktır. Peygamber Efendimiz (S.A.
V.) : «Yeryüzünde «Allah, Allah, lâ ilâhe ülâllah» deyenler
bulundukça dünya yıkılmıyacak, kıyamet kopmıyacak»
buyurmuştur.
Dünyada huzur içinde yaşamak isteyen, dinine sahip
çıkmalıdır. Çoluk çocuğunu dindar yetiştirmeye
gayret göstermelidir.
Din, Allah’ın kanunu, Allah’ın emir ve yasaklandır.
Dünya da Allah’ın mülküdür. Allah bu mülkünde
emirlerini yapan, yasaklarından kaçman kıymetli, itaatli
kullanna huzur verir, onlan rahat yaşatır.
Dinsizlik huzursuzluktur. Dinsizlik her felâketin
başıdır. İnsanoğlunun nefsini ancak Din terbiye edebilir.
Dinsiz adamın hırsının tavam yoktur. Dinsiz
adamda nâmus, şeref diye bir değer yoktur. Dinsiz
adam, yırtıcı hayvanlardan daha zararlıdır. Kimsenin
nâmus ve şerefinin değerini dinlemez. Eline fırsat geçtiği
an hıyânet eder. Onu yırtıcı hayvanlar gibi parçalar.
İşte dinsiz adam böyle zararlıdır. Dinsizlik ise bir
felâkettir.
Allahü Teâlâ, bu azi2 Müslüman Türk milletimizi
ve Müslüman yavrulanmızı bu dinsizlik felâketinden
muhafaza, edip korusun âmin!..

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir