Kofoid, Charles Atwood
(d. 11 Ekim 1865, Granville, Illinois – ö. 30 Mayıs 1947, Berkeley, California, ABD), ABD’li zoolog. Denizde yaşayan tekhücreliler üzerinde yaptığı sınıflandırma çalışmalarıyla deniz biyolojisine önemli katkılarda bulunmuştur.
Harvard Üniversitesi’ni bitirdikten sonra (1894) uzun bir süre Berkeley’deki California Üniversitesi’nde çalıştı. 1910’da profesör oldu ve emekli olana değin zooloji bölümünün başkanlığını yürüttü (1936). Aynca, kuruluşuna katkıda bulunduğu San Diego’daki Deniz Biyoloji Merkezi’nde (bugün La Jolla’daki Scripps Okyanusbilim Enstitüsü) müdür yardımcısı olarak görev yaptı (1907-23). Özellikle dinoflagellatlar ve Tintinnida grubundan tekhücreliler üzerine yaptığı çalışmalarıyla tanındı. Bu canlıları toplamak için kendi adını taşıyan bir aygıt geliştirdi.
Koforidua, Gana’da Doğu ilinin merkezi kent. Densu Irmağı havzasında, Kwahu Platosunun güneydoğusunda yer alır. Ülkenin en eski kakao üretim merkezlerinden biridir. Accra-Kumasi Demiryolu’nun 1923’te tamamlanmasıyla, önemli bir kara ve demir yolları kavşağı durumuna geldi. Kakao üretiminin batıya doğru kaymasıyla kentte ticari ve yönetsel etkinlikler önem kazandı. Yakınlannda granit yataklarının bulunmasına karşın, sanayi gelişmemiştir. Nüfus (1982 tah.) 69.309.
Kofu, Japonya’nın Honşu Adasında, Ya-manaşi ilinin (ken) merkezi kent. Tokyo’ nun batısında, verimli Kofu Havzasında (bonçi) yer alır. Uzun yıllar bir ipekli dokumacılığı merkezi olan kent ipeğe olan talebin azalması üzerine öteki dokuma türlerine, bağcılığa ve yakınındaki sıcak su kaynaklarının geliştirilmesine yöneldi. Başlıca ekonomik etkinliklerden biri olan mücevherciliğin temelini oluşturan neceftaşı
WM’k&jm’W
Koffka, y. 1928
Smith College Archives, Northampton, Massachusetts
Deney sonuçları üç bilim adamını, psikolojik bir olgunun, onu oluşturan öğelerin toplamı biçiminde yorumlanamayacağı görüşüne yöneltti. Buna göre parçalara anlam kazandıran bağlı oldukları bütündü ve karmaşık bir yapı, parçalar halinde değil bütün olarak algılanıyordu.
Kofu’da Takeda-cinca, Japonya
Photos Pack-EB İne
425 K0ge
eskiden yörede çıkarılırken, günümüzde büyük bölümü ithal edilmektedir. Bir Şinto tapınağı olan Takeda-cinca da Kofu’dadır. Nüfus (1986 tah.) 202.565.
koful, biyolojide, hücrede zarla çevrili, içi sıvı dolu, sitoplazma içermeyen boşluk. Özellikle tekhücrelilerde koful, depolama, besinleri hücre içine alma, sindirim, salgılama ve fazla suyun atılması gibi işlevler üstlenir. Bitki hücrelerinin çoğunun ortasında yer alan büyük kofullar, hücrenin, metabolizma işlevlerini yürütmesini güçleştirecek madde birikimine yol açmadan irileşmesini sağlar.
Kofun dönemi bak. Tümülüs dönemi
Kogâlniceanu, Mihail (d. 6 Eylül 1817, Yaş [bugün Iaşi], Boğdan – ö. 1 Temmuz 1891, Paris, Fransa), Tuna prensliklerinden Boğdan ve Eflâk’ın birleşmesiyle kurulan Rumen devletinin ilk başbakanı. Çağdaş Rumen tarih yazarlığının kuruculann-dandır.
1840’ta ulusal edebiyat dergisi Dacia litera-rö’nın ve bilimsel tarih dergisi Arhiva româ-neascä’mn yayımını üstlendi. 1845-52 arasında eski Boğdan vakayinamelerini üç cilt halinde yayımladı. 1843’te Yaş’ta verdiği Rumen tarihi dersleri milliyetçi içeriği nedeniyle Osmanlı-Rus yönetimince yasaklandı. “Boğdan’da Ulusal Parti’nin İstekleri” adlı kitapçığının yayımlanmasından sonra 1848’de, o sırada Avusturya’ya bağlı olan Bukovina’ya geçici olarak sığınmak zorunda kaldı. Boğdan ile Eflâk’ın birleştirilmesi mücadelesine önderlik ederken, tarım reformunu savunarak da kendini gösterdi.
Ekim 1863’te, birleşik Rumen devletinin ilk prensi Alexandra Ion Cuza’nın yönetiminde başbakanlığa atandı. Manastır mülklerine el konulmasına, 1864 Tanm Yasası uyarınca büyük tanmsal ve toplumsal reformların gerçekleştirilmesine ve başka reform önlemlerinin alınmasına katkıda bulundu. Ama prensle ve toprak sahibi soylularla anlaşmazlığa düşünce Şubat 1865’te istifa etti. 1876’dan 1880’e değin dışişleri bakanlığı görevinde bulundu. Berlin Kong-resi’nde (1878-79) Romanya’yı temsil etti. Daha sonra Paris’teki Romanya elçiliğinde görev yaptı.
Koganei, Japonya’nın Honşu Adasındaki Tokyo Metropolü’nde (to) kent. Tokyo kentinin batısında, Çuo Demiryolu üzerinde yer alır. Tokugava döneminin (1603-1867) ortalarında bugün kentin bulunduğu yörede birkaç yerleşme kuruldu. Î926’da Musaşi-Koganei Demiryolu istasyonunun açılması, konut ve okul yapımım hızlandırdı. II. Dünya Savaşı’ndan sonra nüfusu hızla artan kent Tokyo-Yokohama Metropoliten Alanı’nın konut banliyösü haline geldi. Kentin kuzeybatısındaki eski askeri üssün bulunduğu yerde bir toplu konut alanı, araştırma enstitüsü ve Tokyo Beşeri Bilimler Üniversitesi gibi yükseköğretim kurumlan vardır. Nüfus (1986 tah.) 105.275.
K0ge, Danimarka’da, Sjalland’ın (Zea-land) doğusunda, Roskilde ilinde (amts-kommune) kent. 0resund’daki (Sund Boğazı) K0ge Körfezinin kıyısında yer alır. Adı ilk kez 11. yüzyılda kayıtlara geçen kent 1288’de berat aldı. 13. yüzyılın sonla-nnda bir ticaret ve ringa balıkçılığı merkezi durumuna ¿eldi. Amiral Niels Juel 1677’de körfezde isveçliler karşısında büyük bir
kogon 426
deniz zaferi kazandı. Kentteki ortaçağdan kalma yapılar arasında, 14. yüzyılda kulesinde Wend korsanların (K0ge Tavukları) asıldığı St. Nikolaj Kilisesi (1324), belediye binası (1570) ve en eskisi 1527’de yapılmış olan birçok eski ahşap ev sayılabilir. Bu evlerden biri günümüzde kent müzesi olarak kullanılmaktadır. K0ge’nin 6 km güneydoğusunda yer alan, Rönesans üslubunda inşa edilmiş Vallö Şatosu’nda, 1738’den bu yana, evlenmemiş yaşlı soylu kadınlar yaşamaktadır. Kent ayrıca ilgi gören bir kaplıca merkezidir.
K0ge’deki sanayi kuruluşları arasında, lastik, boya, kimyasal madde ve jambon üreten fabrikalarla bıçkıhaneler sayılabilir. Nüfus (1985 tah.) 35.518.
kogon (Imperata cylindrica), buğdaygiller (Poaceae) familyasından, anayurdu Eski-dünya’nın ılıman ve tropik bölgeleri olan çokyıllık otsu bitki. Avustralya ve Güney
Kogon (Imperata cylindrica)
Harrison Forman
Afrika’daki tanm alanlannı kaplayarak, ciddi sorunlara yol açar. Bu zararh bitki Türkiye’de de özellikle Batı ve Güney Anadolu’da yetişir.
Kogurya, Kore’de 668’e değin hüküm süren üç eski krallıktan en büyüğü. İÖ 37’de, Kore’nin kuzeyindeki Tongge Irmağı havzasında, yerel Puya kabilelerinden birinin reisi olan Çu-mong tarafından kuruldu-
tuna inanılır. Çağdaş tarihçiler ise bir abile devleti olarak İÖ 2. yüzyılda kurulduğu kanısındadır.
Kral Teco’nun hükümdarlığı (53-146) sırasında tahtın babadan oğula geçtiği bir ..¿¿temi benimseyen Kogurya, Kral Sosu-rim’in (hd 371-384) krallık otoritesini merkezîleştirmek amacıyla çıkardığı çeşitli yasa ve kararnamelerle tam bir aristokratik devlete dönüştü. Büyük ölçüde Kral Kvangge-to’nun (hd 391-412) ve Kral Çangsu’nun (hd 413-491) genişlettiği sınırlan, en parlak döneminde Kore Yanmadasının kuzey yansının tümünü, Liaodong Yanmadasını ve Mançurya’nın büyük bir bölümünü içine alıyordu.
Krallığın merkez bürokrasisi 12 rütbeden oluşan hiyerarşik bir yapıya dayanıyordu. En tepede devlet görevlilerinin her üç yılda bir seçtiği, te-dero adlı en yüksek yönetici bulunuyordu. Ülke stratejik noktalarda kurulmuş bir dizi askeri garnizon aracılığıyla yönetiliyordu.
Çin’in etkisiyle 372’de ülkeye giren Buda-cıhk, yeni gelişen merkezî bürokrasinin ideolojik dayanağını oluşturdu. Aynı dönemde toplumsal düzeni ayakta tutmanın aracı olarak Konfüçyüs öğretisine dayalı eğitime ağırlık verildi. İzleyen yıllarda Tao-culuk da yaygınlaştı. Günümüze ulaşmış mezar resimleri, Kogurya halkının yaşam biçimi, ideolojisi ve karakteri konusunda geniş bilgiler vermektedir.
Çin’de birliği sağlayan Sui (581-618) ve Tang (618-907) hanedanları döneminde Çin’in saldınlanyla karşı karşıya gelen Kogurya, 668’de Kore’nin güneyindeki Silla Krallığı ile Tang hanedanının birleşik kuvvetlerine yenilerek yıkıldı. Böylece bütün Kore Yanmadası Birleşik Silla hanedanının (668-935) egemenliği altına girdi.
Kogurya üslubu, Kore görsel sanatlarında üç eski krallıktan Kogurya Kralhğı’na (İÖ 37-İS 668) özgü üslup. Yaşamlarında atın önemli bir rol oynadığı kuzeyli bir kabile olan Koguryalann sanatı avcı ve savaşçı halklann dinamik ruhunu yansıtır. Mezar duvarlanndaki Kogurya freskleri, biçimsel güzellik duygusu yaratan bezemelerden çok, hareket ve coşku yansıtan resimlerdir. Bu hareket ve canlılık kalın ve atak dış çizgilerle sağlanmıştır.
Geç Kogurya dönemi boyunca Budacı heykeller, tinsel ve anlatımcı niteliği ön plana çıkarmak amacıyla, şematik bir anlayışla yapılmıştır. Kogurya sanatı genelde, üç krallığın öbür ikisi olan güneydeki Silla ve Pekçe krallıklannın sanatlanna göre daha güçlü ve coşkuludur.
Koh Hui-dong (d. 1886, Kore – ö. 1965, Güney Kore), geleneksel resim üsluplann-da Batı tekniklerinin kullanılmasına öncülük eden Koreli ressam. II. Dünya Savaşı’n-dan sonra Syngman Rhee başkanlığındaki Güney Kore hükümetinde görev yapmıştır. Soylu bir aileden geliyordu. 1908’de, yeni Batı resmindeki yağlıboya tekniğini öğrenmek üzere Japonya’ya giden ilk Kore-
li öğrenci oldu. Ülkesine döndüğünde bu yeni tekniğin geniş bir kabul görmediğini fark etti; eleştirilere hedef olmamak için geleneksel resim üslubuna döndü, ama yapıtlannda gene de gerek gölgeleme, gerek ışık-gölge oyunlannda Batı’ya özgü tekniklere yer verdi.
1945’te Kore Sanatçılar Birliği, 1955’te Kore Güzel Sanatlar Akademisi başkam oldu. Bu arada siyasal etkinlikleri sonucu sanat çalışmalan giderek ikinci planda kaldı. 1960’ta bakan oldu, ama Syngman Rhee’nin devrilmesinden bir yıl sonra siyasal yaşamdan çekildi.
Kohala Dağları, ABD’de, Hawaii eyaletinde, Hawaii Adasının kuzeyinde volkanik dağ sırası. Waimea’dan başlayarak kuzeydeki Upolu Burnuna doğru 34 km boyunca uzanır ve en yüksek noktasına Kaunu-o-Kaleoohie’de (1.678 m) ulaşır. 800 m genişliğinde ve 5 km uzunluğundaki bir vadinin boydan boya yardığı doruğun 35 km uzunluğunda ve 24 km genişlikteki kubbesi 606 km2’lik bir alanı kaplar. Dağlann batı yamaçlan, doğu yamaçlannın tersine ince bir toprak tabakasıyla kaplıdır. Kayalık yamaçlar 360 m yüksekliğe ulaşan Waipio ve Pololu vadileri erozyon sonucu oyulmuş-tur; buralarda toprak genellikle 6,5 m kalınlığındadır. Mauna Kea Dağının püskürmesi sonucu dağlann güney yamaçlan lavlar altında kalmış ve böylece Waimea Platosu (876 m) oluşmuştur. Yaklaşık 1920’de inşa edilen Kohala Hendeği dağlann suyunu toplayarak kuzeydeki şekerkamışı alanlanna akıtır.
Kohat, Pakistan’ın Kuzeybatı Sınırı eyaletinde il ve il merkezi kent. Kohat kenti, Kohat Toi Irmağının hemen kuzeyinde, Kohat Geçidinin girişinde yer alır. Bugünkü kent, 14. yüzyılda Budacı Raca Kohat tarafından kurulduğuna inanılan eski kasabanın yakınlannda yer alır. Demiryoluyla Peşaver-Karaçi arasında uzanan ana demiryolu hattına ve Thal’a bağlanır; ayrıca Ravalpindi, Bannu ve 50 km kuzeydeki
Peşaver’le karayolu bağlantısı vardır. Başlıca sanayi ürünleri lungi (pamuklu peşte-mal), türban, dokuma, ayakkabı ve deri ürünleridir. 1873’te belediye olarak tüzel kimlik kazanan kentte bir hastane, kütüphane ve Peşaver Üniversitesi’ne bağlı bir yüksekokul vardır.
Yüzölçümü 7.011 km2 olan Kohat ili İndus Irmağının batısındaki çorak ve engebeli bir bölgeyi içine alır. İl topraklan yer yer koyaklarla ve batıdaki Miranzai Vadisi gibi verimli vadilerle parçalanmıştır. Bannu sını-n boyunca güneye, doğru uzanan Veziri Tepeleri yer alır. İlin su gereksinimi yıl boyunca su taşıyan akarsulardan ve Kohat Toi üzerinde kurulmuş olan Tanda Barajı’n-dan sağlanır; barajdan sağlanan suyla buğday ve bacra (hintdansı) yetiştirilen yaklaşık 8.500 ha’lık bir alan sulanmaktadır. Deve ve keçi beslenen ilde kayatuzu, alçıta-şı, kireçtaşı, sülfür ve kumtaşı yataklan vardır. 14. ve 15. yüzyıllardan sonra Bangaş ve Katak Peştu halklannın yerleştiği Kohat, kısa bir süre Sihler tarafından işgal edildi. 1849’da İngiltere tarafından ilhak edildi, 1947’de de Pakistan’a bağlandı. Nüfus (1981 geç.) kent, 78.000; il, 751.000.
kohen (İbranicede “rahip”), çoğulu koha-NiM, Yahudilikte, bazı ruhbanlık görevlerini yerine getiren ve ayrıcalıktan babadan oğula geçen din adamı. Kohen’leıin Hz. Süleyman’ın İÖ 10. yüzyılda yaptırdığı Birinci Tapınak döneminde Kudüs’te ruhbanlık düzenini kuran Zadok’un soyunu sürdürdüğü, dolayısıyla Hz. Musa’nın ilk kez rahiplik görevine atadığı ağabeyi Harun’un soyundan geldiği kabul edilir. Gideon, Hz. Da-vud ve Hz. Süleyman gibi önderler de kohen olmadıktan halde Tann buyruğuna uyarak ona kurban sunmuşlar, ama rahiplik, yalnızca Levi kabilesinden Harun’un soyundan gelenlerin kullandığı bir ayncalık olmuştur.
Tevrat döneminde ruhban hiyerarşisinin başında bir kohen gadol (yüksek rahip) bulunuyordu. Kohen gadol’un birçok ayn-calığı olmakla birlikte çok sayıda kısıtjama-ya uymak zorundaydı. Kral Yoşiya (İÖ 7. yy) dönemine değin, kohen gadol göreve başlamadan önce kutsal yağla meshedilir, Kudüsülakdes’e yılda bir kez Yom Kippur’ da (Kefaret Günü) kurban sunmak üzere yalnızca o girebilirdi.
Kohen gadol’dan sonra, onun vekili ve savaşta orduya eşlik eden askeri rahip gelirdi. Öteki kohen’ler ise Tapınak’ın mali ya da yönetsel işlerini üstlenirdi. Tapınak hizmetlerini dönüşümlü olarak yürüten rütbesiz kohen’ler 24 gruba aynlmıştı. Yahudi ruhbanlık kurumu IÖ 516’dan sonraki İkinci Tapınak döneminde doruğuna ulaştı.
İS 70’te İkinci Tapınak’ın yıkılmasından sonra bütün ruhbanlık işlevleri zorunlu olarak kısıtlandı, kohen’ler hemen tüm ayrıcalıkla-nm yitirdiler. Günümüzde dinsel yasalann öğretiminde ve uygulanmasında kofıen’lefm yerini hahamlar almıştır. Ama hahamlann ruhbanlık konumu yoktur; bu konum günümüzde de kan bağı yoluyla soylannı Harun’a dayandıran kohen’lerin elindedir. Pek çok kohen’in soyadı (örn. Kohen, Cohen, Co-wen, Katz vb) bu konumlannı belirtir. Sinagogda Tora’nın okunmasında kohen’le-rin önceliği vardır; bayramlarda da cemaati onlar kutsar. Babanın ilk erkek oğul için beş gümüş paralık sadaka verdiği ayinleri (bu para genellikle armağan olarak çocuğa geri verilir) kohen’ler yönetir. Kohen, ayın yönetiminin gerektirdiği anlığı koruyabilmek için ölüye dokunmamak zorundadır; bu nedenle en yakın akrabalannın ölümü dışında cenaze törenlerine de katılamaz. Kohen’Xenn evliliğiyle ilgili bazı kısıtlamalar
da vardır. Reformcu Yahudilik fco/ıen’lerle ilgili kural ve ayrıcalıkları kabul etmez.
kohen gadol (İbranicede “yüksek rahip”), Yahudilikte, Kudüs Tapmağı’nın en yüksek din görevlisi. Yom Kippur’da (Kefaret Günü) kendisinin ve İsrail halkının işlediği günahların kefaretini ödemek amacıyla tütsü yakmak ve kurban edilmiş hayvan kanı serpmek üzere tapınağın en kutsal bölümü Kudüsülakdes’e yılda bir kez yalnızca o girebilirdi. Bu tören sırasında, öteki dinsel törenleri yönetirken büründüğü gösterişli rahip giysileri yerine, beyaz keten giysiler giyerdi. Tapınağın mali ve yönetsel işlerinden sorumlu olan kohen gadol İÖ 516’dan sonraki İkinci Tapınak döneminin başlarında vergi toplamak ve halkın siyasal önderi olarak düzeni sağlamak görevlerini de yürütürdü. Kohen gadol ölülerin ardından yas tutamazdı; ölüye yakın bulunmanın yol açabileceği kirlenmeden kaçınmak zorundaydı ve ancak bir bakireyle evlenebilirdi. İlk kez Hz. Musa’nın ağabeyi Harun’a verdiği kohen gadol görevi, olağan koşullarda babadan oğula geçer ve yaşam boyu sürerdi. İÖ 2. yüzyılda rüşvetçilik bu ilkenin bozulmasına yol açtı; son kohen gadol\ax ya devlet yöneticilerince atanıyor ya da kurayla belirleniyordu.
Birinci Tapınak döneminde (İÖ y. 960-586). 18, İkinci Tapınak döneminde (İÖ 516-İS 70) 60 kohen gadol’un görev yaptığına inanılır. İS 70’te ikinci Tapınak’m yıkılmasıyla bütün İsrailoğulları adına kurban sunma geleneği sona erdiği için bu tarihten sonra yüksek rahiplik makamı ortadan kalkmıştır.
kohenit, demir ve nikel karbür ([Fe,Ni]3 C) yapısında olan ve birçok demirli göktaşının, yüzde 7 ya da daha az oranda nikel içeren tüm oktahedritlerin ve enstahitli kumlu göktaşının (kondrit) bileşiminde eklenti halde yer alan mineral. Göktaşı minerallerinden şraybersite çok benzeyen kohenitin göktaşlannda, tahmin edilenden daha yaygın olduğu sanılmaktadır. Yapay olarak çelikte oluşturulan kohenite sementit denir.
koherans bak. eşfazlılık
kohezyon, fizikte, özellikle katilarda ya da sıvılarda maddenin komşu iki bölümü arasında etkiyen moleküllerarası çekim kuvveti. Belirli bir maddeyi bir arada tutan bu kuvvettir. Moleküllerarası kuvvetler, temas halindeki iki farklı madde arasında da etkir; bu olguya ise adhezyon denir. Bu kuvvetler temel olarak coulomb (elektrik) kuvvetlerinden kaynaklanır. Birbirine çok yaklaşan iki molekül birbirini iter; arası çok açık olan iki molekül ise birbirini çeker. Aralarındaki uzaklık bu iki aşın durumun arasında olduğunda, moleküllerin potansiyel enerjisi en aza iner ve birbirlerine yaklaşmalan ya da birbirlerinden uzaklaşmalan için iş harcanması gerekir. Bu nedenle, kaynaşmış halde olan aynı ya da farklı maddelerden yapılmış iki cismi çekip ayırmak için işe gereksinim vardır.
Kohezyon ve adhezyon çekim kuvvetleri kısa mesafeler için geçerlidir ve bu kuvvetlerin büyüklüğü maddenin yapısına bağlı olarak değişir. Bir cam parçası suya batınlıp sonra geri çıkartılırsa camın ıslandığı, yani suyun cama tutunduğu görülür; bu durum, su ve cam molekülleri arasındaki adhezyon kuvvetinin su molekülleri arasındaki kohezyon kuvvetinden daha büyük olduğunu gösterir.
kohezyon varsayımı, kohezyon kurami olarak da bilinir, bitkilerde besisuyunun yükselişini moleküllerarası çekimle açıkla-
yan varsayım. Su molekülleri birbirlerine kohezyon, içinde bulunduklan iletim boru-lannın çeperlerine de adhezyon kuvvetleriyle bağlanarak en az 30 atmosferlik bir gerilme direnciyle sürekli bir su sütunu oluşturur ve bu sütun kesintiye uğramaksı-zın ağacın en uç noktasına kadar yükselir. Suyun yukan doğru hareketi, yalnızca ko-hezyonla değil, terleme (yapraklardan suyun buharlaşması) çekimi denen bir mekanizmayla birlikte açıklanır. Bu nedenle terleme-kohezyon varsayımı da denen bu varsayıma göre terleme sonucu oluşan negatif basınç (basınç eksilmesi) ağacın alt ve üst bölümleri arasında basınç farkına yol açarak besisuyu sütununun yükselmesini sağlar.
Kohima, Hindistan’nın kuzeydoğusunda, Nagaland eyaletinin ve Kohima ilinin merkezi kent. Dimapur’dan geçen demiryolunun 48 km güneydoğusunda, Naga Tepeleri üzerinde yer alır. II. Dünya Savaşı sırasında kısa bir süre Japon işgali altında kaldı (1944).
Kohima ilinin yüzölçümü yaklaşık 4.100 km2’dir. Nüfus (1981) kent, 34.340; il, 250.105.
Kohistan (Farsçada ve Urdu dilinde “Dağlar Ülkesi”), Pakistan ve Afganistan’da bazı dağlık ve tepelik yörelere verilen ad.
Pakistan’ın Kuzeybatı Sınırı eyaletinde, Keşmir’deki Çilas yöresi ile Kağan Vadisinin batısında bulunan Hazara ve Melakend illerini kapsar. İndus Kohistanı adıyla bilinen doğu bölümü ise Hazara ilinde yer alır. Kalam adı da verilen Sevat Kohistanı ile Dir Kohistanı arasında bölünmüş bulunan batı bölümü ise, her iki yörenin kuzeyini içine alır. Bölgede 3.700 m yükseklikte karla örtülü dağlar, 1.500-1.800 m yükseklikte orman ve çayırlarla kaplı tepeler ile bereketli İndus vadileri bulunur. Bölgenin Türk-İran kökenli yerlileri çiftçilik ve çobanlıkla uğraşırlar.
Pakistan’ın Sind eyaletinin batısındaki Sind Kohistanı, Kirthar Dağlannın uzantısı olan çıplak tepelik bir arazidir. Tanmın olanaklı olduğu tek yer, yalnızca yağmur mevsiminde su taşıyan dağ çaylannın (nala) kıyılarıdır. Başlıca geçim kaynağı sığır besiciliğidir.
Bir bölümünde yoğun tanm yapılan Afgan Kohistanı Kâbil’in kuzeydoğusunda yer alır ve Hindukuş Dağlanna kadar uzanır.
Kohistan, Pakistan’da, Kuzeybatı Sının eyaletinin Hazara ilinde ilçe. Önceleri Ba-tagram adıyla eski Hazara ilçesine bağlı bir bucaktı (tahsil). Himalaya Sıradağlan’mn eteklerinde yer alır. İlçenin batı sınınnı İndus Irmağı çizer. Kohistan kuzey ve kuzeydoğuda, Cemmu ve Keşmir eyaleti, güneydoğuda Mansehra ilçesi, batıda da Swat ilçesiyle çevrilidir. Nüfus yoğunluğu düşüktür; nüfusun büyük bölümünü Peştu kabileleri ve öteki Türk-İran kökenli halklar oluşturur. Yörede başta koyun ve keçi olmak üzere hayvan beslenir, tahıl ve sebze yetiştirilir. İlçede ormanlık bölgeler de vardır. Başlıca yerleşme Batagram’dır. Nüfus (1981 geç.) 465.000.
Kohl, Helmut (d. 3 Nisan 1930, Ludwigs-hafen am Rhein, Almanya), 1 Ekim 1982’den bu yana AFC şansölyesi.
Koyu Katolik bir aileden gelen Kohl, II. Dünya Savaşı sırasında orduya yazıldıysa da, savaş temel askerlik eğitimini tamamlamadan bittiği için çarpışmalara katılamadı. Savaştan sonra siyasetle ilgilenmeye başladı. 1947’de Hıristiyan Demokratik Birlik’in (CDU) gençlik örgütünün Ludwigshafen am Rhein şubesine kaydoldu. 1958’de Heidelberg Üniversitesi’nde siyasal bilimler
427 Kohler, Kaufmann
doktorasını tamamladı. Ertesi yıl Rhine-land-Pfalz eyalet meclisine, 1969’da ise aynı eyaletin şansölyeliğine seçildi. Gene aynı yıl CDU’nun genel başkan yardımcısı, 1973’te de genel başkanı oldu. CDU ve Franz-Josef Strauss önderliğindeki Hıristiyan Sosyal Birlik’in (CSU) şansölye adayı olarak katıldığı 1976 genel seçimlerini kazanamadı. Seçimlerden sonra Almanya Sosyal Demokrat Partisi (SDP) ile Hür Demokrat Parti
Helmut Kohl, 1980
ABC Ajansı
(FDP) arasında bir koalisyon hükümeti kuruldu ve SDP başkanı Helmut Schmidt şansölyelik görevini sürdürdü. Kohl 1980 genel seçimlerinde CSU başkanı Strauss’un CDU-CSU koalisyonunun şansölye adayı olmasını kabul etti. Ama Strauss seçimi büyük farkla kaybetti. Schmidt’in izlediği politikalar konusunda doğan anlaşmazlıklar, FDP’li birçok parlamento üyesinin seçimlerden iki yıl sonra hükümetten desteklerini çekerek Kohl’u desteklemeye başla-malanyla sonuçlandı. CDU ve CSU ile FDP’li milletvekilleri arasında kurulan ittifak sonucu 1 Ekim 1982’de parlamentodan güvensizlik oyu alan Schmidt, aynı tarihte görevinden çekildi ve Kohl CDU-CSU-FDP milletvekillerinin oylanyla şansölye oldu.
CDU-CSU-FDP koalisyonu ve Kohl 6 Mart 1983 genel seçimlerini kolaylıkla kazandı. 25 Ocak 1987 genel seçimlerinde CDU-CSU koalisyonu tarihinin en düşük oy oranını aldıysa da, Kohl bir kez daha şansölye seçilmeyi başardı. Kohl hükümeti iç politikada hükümet harcamalarının kısıtlanmasına, dış politikada ise AFC’nin Kuzey Atlantik Antlaşması Teşkilatı (NATO) içinde daha etkin bir rol oynamasına dayanan merkez sağ bir politika izlemektedir.
Kohler, Josef (d. 9 Mart 1849, Offenburg, Baden – ö. 3 Ağustos 1919, Charlottenburg, Berlin, Almanya), Alman hukukçu. Hukuk felsefesine önemli katkılarda bulunmuş, karşılaştırmalı hukuk tarihi çalışmalarının ilerlemesine yardımcı olmuştur.
Heidelberg ve Freiberg üniversitelerinde öğrenim gördü. 1873’te hukuk doktoru derecesini elde etti. Ertesi yıl yargıç olarak Mannheim’a atandı. 1888’de Berlin Üniversitesi’nde profesör oldu. Sosyolojik hukuk okulunun ilk temsilcilerinden olan Kohler’ in Lehrbuch der Rechtsphilosophie (1908; Hukuk Felsefesi Ders Kitabı) adlı yapıtı, adalet kuramını Hegel’in tarih felsefesini temel alarak açıklayan önemli bir çalışmadır. Kohler felsefi ve tarihsel konular dışında, telif hakkı ve ticari markalarla ilgili hukuki sorunlar üzerinde çalışmalar yapmış, birkaç şiir kitabı, bir roman ve sanat tarihi üzerine denemeler yazmıştır.