Maserati efsanesi geçmişte kaldı
Akaryakıtta sözleşmelerin 5 yılla sınırlanması sonucu dağıtımcılar her beş yılda istasyonları kendilerine bağlamaya çalışıyor. 2010’daki ilk sözleşme döneminde istasyonların, tabelayı değiştirmek için Maserati otomobil bile istediği haberlere yansımıştı. Ancak sektörün son dönemdeki sıkıntıları, bu yıl transfer döneminin daha sönük geçmesine neden oldu.
ENERJİ Piyasası Düzenleme Kurulu’nun (EPDK) şubatta iki aylığına yürürlüğe koyduğu tavan fiyat uygulaması, kâr marjına yönelik EPDK kurul kararı ve Fransız Total’in Türkiye’den çıkması, akaryakıt sektöründe kritik bir yıl olan 2015’e denk geldi.
Rekabet Kurulu’nun 2009’da aldığı bir karar çerçevesinde, 5 yılda bir akaryakıt bayi ve dağıtıcı şirketler arasında sözleşmeler yenileniyor. 18 Eylül 2010’da yürürlüğe giren bu karar kapsamında, bayilerin dağıtıcı firmalarla sözleşme yenileme süresi çoğunlukla 18 Eylül’de (bugün) doluyor. Demek oluyor ki bazı bayiler yakında tabela değiştirecek. Edinilen bilgilere göre, sözleşmesi bitecek yaklaşık 7 bin bayi var. İlk sözleşme dönemi olan 2010 yılında toplam bayi sayısının yaklaşık yüzde 12-13’ü farklı şirkete geçmişti. Sektör temsilcileri, “Bizim öngördüğümüz rakamlar 1.250 adet bayinin dağıtıcı değişikliği yapacağı yönünde. 2010’a kıyasla biraz daha az bayi dağıtıcı değişikliği yapacak. Kar marjları dibe vurduğu için dağıtıcı değişikliğinden bayiler umdukları faydayı elde edemiyorlar” diyor. Petrol Ürünleri İşverenler Sendikası (PÜİS) Başkanı İmran Okumuş, “İlk intifa dönemi sürecinde sektör oldukça hareketli günler yaşadı. Bunun en önemli nedeni Rekabet Kurumu kararının ilk kez o tarihte uygulanacak olmasıydı. Son dönemde hem döviz kuru, hem de ham petrol fiyatlarındaki ciddi dalgalanmalar da bu dönemin özellikle yatırım açısından sönük geçmesine yol açtı. İçinde bulunduğumuz ikinci intifa süreci hem dağıtıcılar, hem de bayiler açısından verimli olmadığı gibi, yeni olumsuzlukları da beraberinde getiren bir süreç oldu” yorumunu yapıyor.
BAYRAMDA KAPALI İSTASYON OLABİLİR
İntifa hakkı denilen ve sektör oyuncuları arasında “bayrak parası” olarak adlandırılan transfer sezonunda akaryakıt dağıtım şirketleri özellikle satışların yüksek olduğu merkezi konumdaki bayileri kendi bünyelerine katmak için yüksek bütçeleri gözden çıkarıyor. Ancak iki ay devam tavan fiyat uygulaması, dağıtım şirketlerinin hesaplarını bozarken, bu seferki transfer sezonunu da etkilemişe benziyor. Akaryakıt sektörü temsilcileri, şöyle konuşuyor:
“2010 yılının 18 Eylül’üne kadar toplam bayi sayısının yaklaşık yüzde 70’inin sözleşmesi yenilendi ve bu sürecin sektöre ciddi bir maliyeti olduğu tahmin ediliyor. Yaşanan bu ilk tecrübeden dağıtım şirketleri ve bayiler derslerini almış olacak ki 18 Eylül 2015 gelmeden bir-iki sene önce bu sözleşmeleri yenilemeye başladılar. Bu dönemde bayrak değiştirmesi beklenen yaklaşık bin 250 bayi mevcut. Bu rakam 2010 yılı rakamının altında olsa da, şimdi, o dönemde olmayan bir otomasyon sistemi mecburiyeti var ve bunun da başlangıcı bugüne denk geliyor. Bu dönemde transfer yapan dağıtım şirketleri ve bayileri bekleyen iki sorun ön planda: Lisansların ne zaman yayınlanacağı ve otomasyon sisteminin ne kadar zamanda kurulabileceği. Otomasyon konusunun çözülebilmesi için ön koşul, lisans tadil zamanlarının bilinmesi. Lisans tadilinden itibaren 10 gün içinde sistemi çalışır hale getirilmesi ve bu dönem içinde dağıtım şirketinin ikmal, bayinin de satış yapmaması gerekiyor. İşler 5 otomasyon şirketinin omzunda. Eğer bu şirketler zamanında kurulumları gerçekleştirip veri akışını sağlayamazsa Bayramda birçok istasyon kapalı olacak.”
TRANSFER DÖNEMİ SAKİN GEÇTİ
PÜİS Genel Başkanı İmran Okumuş ise “İlk intifa döneminde sektör oldukça hareketli günler yaşadı. Bunun en önemli nedeni Rekabet Kurumu’nun kararının ilk kez o tarihte uygulanacak olmasıydı. Alınan bu karara sektörün bazı oyuncularının direnmesi de bu sürecin hararetli geçmesine neden oldu. İkinci intifa döneminin bir öncekine göre daha sakin geçtiğini gözlemliyoruz. 19 Şubat 2015 tarihinde başlayan ve iki ay devam eden tavan fiyat uygulamasının sektörde yarattığı çeşitli negatif etkiler, bu intifa sürecini olumsuz etkiledi. Dağıtım şirketleri ‘bu nedenle ileriye dönük yatırım planlarını hayata geçiremediklerini ve dolayısıyla bayilerine bu aşamada yatırım yapamayacaklarını’ ifade ettiler. Ayrıca tavan fiyat uygulamasında kar payının asgari düzeye indirilmesi ve daha sonraki süreçte de kamunun kar payı üzerindeki baskısını arttırarak devam ettirmesi, dağıtıcıların bu dönemde bayilere yapacakları yatırımlar konusunda daha isteksiz davranmalarına neden oldu” şeklinde konuşuyor.
“HAVA PARASI”NI SINIRLI BAYİ ALIYOR
EPDK Başkanı Mustafa Yılmaz, daha önceki bir demecinde “İstanbul’da daha yeni bir bayi için 10 yıllık intifa bedeli (bir çeşit hava parası) olarak 22.5 milyon dolar ödendi. 25 milyon dolar önerildi. Bu da yıllık 2.5 milyon dolar eder. Kazanmıyorlar da bu parayı nasıl ödüyorlar?” demişti. Yılmaz’ın bu açıklamaları sektörde ses getirmişti. PÜİS Başkanı Okumuş, intifa döneminde dağıtıcılar tarafından bayilere ödenen transfer paraları konusunda şunları söylüyor: “Bayilere ödendiği ifade edilen yüksek transfer bedelleri, Türkiye’de faaliyet gösteren 13 bine yakın istasyonunun tamamı için geçerli değil. Yüksek transfer bedellerini büyük şehir merkezlerindeki satış hacmi yüksek, marka bilinilirliğini arttıracak lokasyonlarda bulunan çok sınırlı sayıdaki bayi alıyor. Türkiye’de bulunan istasyonların sayısal olarak çok büyük bölümü ise şehirlerarası yollarda, taşra olarak nitelendirilen kasabalarda ve köylerde faaliyet gösteriyor. Sonuç olarak istasyonların büyük kısmına transfer bedelleri ödenmiyor. Kaldı ki, ifade ettiğim olumsuz gelişmeler nedeniyle transfer bedeli olarak nitelendirdiğimiz rakamlarda da son dönemde büyük ölçüde düşüş yaşandı.”
PAZARDAN ÇIKIŞ OLABİLİR
BİR dağıtım sektörü temsilcisi ise “Bazı dağıtım şirketleri pazar payını kaybetmemek için zarar uğruna teklif verdi. Çünkü önemli perakende noktaları var, belli noktalarda o pazarı kaybettiğinizde şirket imajı çok aşınıyor. Onu göze alamıyorlar. Çok uluslu akaryakıt şirketi temsilcileri, yurtdışındaki yöneticilerine karlılığı kısmen izah edebilir ama ülkedeki pazar payını kaybetme ve küçülmeyi izah etmek çok daha zor. Her şeye rağmen bayrak parası verildi. Ne olursa olsun şirketler gözünü karartıp verdiği için yansımalarından endişeliyim ben açıkçası. Türkiye’deki yabancılardan yılsonunda 1 veya 2 çıkış daha olabilir” diyor.
KIRSALDA DAĞITICI BULAMIYORLAR
OKUMUŞ, akaryakıt bayileri açısından yaşanan olumsuz bir gelişmeyi ise şöyle aktarıyor: “Özellikle satış hacmi düşük olan kırsal kesimdeki birçok istasyon bayilik sözleşmeleri sona ermesine rağmen, yeni sözleşme yapacak bir dağıtıcı bulamıyor. Satış hacimlerinin cazip görülmemesinin yanında, mevzuattan kaynaklanan bazı idari yaptırımlar ile karşılaşma riskleri bulunması nedeniyle dağıtıcılar bu istasyonlara bayilik vermekten kaçınıyor. Bu bayilerin mutlaka bir şekilde korunması gerekli. Hiçbir bayi geleceğinin ne olacağını bilmeden ticaret hayatını sürdüremez.”