MECLİS-İ MEB’ÛSAN; iki meclisten meydana
gelen Osmanlı parlamentosunun halk tarafından
seçilen kanadı. Meclis-i Umûmî adı verilen
Osmanlı parlamentosunun birinci kısmını Meclisi
Ay ân teşkil ederdi. İkinci kısmını teşkil eden ve
Hey’et-i Meb’ûsân adı da verilen bu meclisin üyeleri,
halk tarafından seçilirdi. Meb’ûsân meclisi,
kânun tasarılarını görüşür, sonra Âyân Meclisinin
ve pâdişâhın yetkisine sunardı. Hükümete güven veya
güvensizlik oyu vermesi de söz konusu değildi.
Meb’ûsân meclisinin üye sayısı her 50.000 Osmanlı
vatandaşına bir temsilci düşecek şekilde tesbit ediliyordu.
Seçim gizli oyla yapılmaktaydı. Osmanlı
vatandaşı olmayan, özel bir durum gereğince geçici
olarak yabancıların hizmetinde bulunan, Türkçe
bilmeyen, 30 yaşını tamamlamamış, iflâs ile mahkûm
olup da îtibârı henüz iâde edilmemiş olan, kötü
hâli ile şöhret bulan, daha önce hâcir altına alınmasına
hükmedilmiş olup da hâlen hâcir altında
bulunan, medenî haklardan mahrûm olan ve başka
devletin vatandaşı olduğunu iddiâ eden kimseler, bu
meclise üye seçilemezdi. Ayrıca yapılacak seçimlerde
meb’ûs seçilebilmek için, Türkçe okumak ve
mümkün olduğu ölçüde yazmak şartı aranıyordu.
Meb’ûs seçimi her dört senede bir yapılır, seçilen
tekrar seçimlere katılabilirdi. Hey’et-i Meb’ûsân
üyeleri sâdece kendini seçen bölgenin vekîli olmayıp,
bütün OsmanlIların vekîli hükmündeydi.
Hey’et-i Meb’ûsânın başkanlığına heyet tarafından
çoğunlukla üç; ikinci ve üçüncü başkanlıklara
üçer kişi olmak üzere dokuz kişi seçilerek pâdişâha
sunulur, bunlardan biri başkanlığa ikisi de
başkan vekilliklerine, pâdişâhın irâdesiyle tercih
ve tâyin olunurlardı. Meb’ûslar Meclisinin görüşmeleri
alenî olup, bâzı hâllerde görüşmelerin gizli
yapılmasına karar verilebilirdi.
Meb’ûs genel seçimine Hey’et-i Meb’ûsânın
toplantı târihinin başlangıcı olan kasım ayından
asgarî dört ay önce başlanacaktı. Seçmenler, meb’ûsları
mensûb oldukları vilâyet ahâlisi içinden seçmek
zorundaydı. Üyeliklerde herhangi bir sebeple (ölüm,
meclise devâmsızlık, istifâ ve mahkûmiyet veya
bir memuriyete tâyin edilmek gibi) boşalma durumunda,
gelecek toplantıya katılabilmesi için, boşalan
üyeliğe bir başkası usûlüne uygun şekilde tâyin
olunurdu. Boşalan üyeliğe seçilecek üyenin görev
müddeti, bir sonraki genel seçime kadar sürerdi.
Meb’ûslara toplantı için her yıl hazîneden 20.000
kuruş, aylık olarak da 5000 kuruş maaş ödenirdi. Ayrıca
maaşa ek olarak seyâhatler için harcırâh da
verilmekteydi. Bir kişi hem Âyân, hem de Meb’ûsân
meclisine aynı anda üye olamazdı.
18 Mart 1877’de çalışmalarına başlayan ilk
meclisin üyeleri, geçici bir tâlimâtla vilâyet, livâ
ve kazâların idâre meclisi üyeleri arasından seçildiler.
İstanbul için ayrı bir seçim yapıldı. Bumecliste 69’u Müslüman, 46’sı gayri müslim olmak
üzere 115 üye vardı. Bu meclis, 28 Haziran 1877’de
çalışmasını tamamlayarak dağıldı. Aynı seçim
usûlüyle teşkil edilen ikinci dönem meclis, 13
Aralık 1877’de toplandı. Bu meclis, kânun tasarılarından
çok hükümetin icrâatını ve 93 Harbinin
(1877-1878) idâresini tartışmaya başladı. Meb’ûslardan
Müslüman olanlar bile kendi bölgeleriyle ilgili
bölücü fikirleri savundular. Memleketi düşünen
üye sayısının azınlıkta kaldığı görüldü. Bu
sebeple Meclis-i Meb’ûsân, 14 Şubat 1878’de tâtil
edildi. Abdülhamîd Hanın îktidârınm sonlarına
doğru, içerden ve dışardan yapılan kışkırtmalarla,
orduda ve halk arasında kıpırdanmalar başladı.
Sultan Abdülhamîd Han, 30 sene 5 ay 9 gün aradan
sonra 23 Temmuz 1908’de İkinci Meşrûtiyeti
îlân etti. Aynı yılın Kasım ve Aralık aylarında
meb’ûs seçimi yapıldı. Ahrâr ile İttihât ve Terakkî
fırkalarının katıldığı seçimlerde, İttihât ve Terakkî
çoğunluğu sağladı. 4 Aralık 1908’de meclis
açıldı. 31 Mart Vak’ası bahâne edilerek, Abdülhamîd
Han tahttan indirildi. Meclis-i Meb’ûsân,
Mayıs 1909’da Kânûn-i Esâsî üzerinde değişiklik
yaptı. Bu değişiklikler, Âyân meclisi ve pâdişâh tarafından
tasdîk edildi. Pâdişâh ve Âyân Meclisinin
yetkisi daraltıldı. Meb’ûsân Meclisinin yetkisi çoğaltıldı.
1911 ‘de ara seçim yapıldı. 18 Ocak
1912’de Pâdişâh, Meclis-i Meb’ûsânı fethetti. Yapılan
seçimden sonra, 18 Nisan 1912’de meclis
yeniden toplandı. Meclis, 5 Ağustos 1912’de Ahmed
Muhtar Paşanın teklifi ile tekrar feshedildi.
Balkan Savaşı sebebiyle seçime gidilemedi. Sıkıyönetim
îlân edildi. İttihât ve Terakkî Fırkası, 23
Ocak 1913’te Bâbıâlî Baskını ile, iktidârı ele geçirdi.
1914’te tek başına seçime girip, Meclis-i
Meb’ûsân üyeliklerinin tamâmını elde etti. Birinci
Dünyâ Savaşı boyunca bu hâliyle faaliyetini
devâm ettiren Mecfis-i Meb’ûsân, Mondros mütârekesini
müteâkib 21 Aralık 1918’de Sultan Vahideddîn
tarafından seçim yapılmak üzere feshedildi.
Yapılan seçim sonunda Meclis, ilk toplantısını12 Ocak 1920’de yaptı. 16 Mart 1920’de İstanbul’un
itilâf devletlerince işgâl edilmesi üzerine,
Meclis-i Meb’ûsân, yeniden seçilmek üzere pâdişâh
irâdesiyle 11 Nisan 1920’de feshedildi. Bir
daha da seçilmeyip, târihe karıştı.
MECLİS-İ MEB’ÛSAN
26
Eki