Genel

“Merkel ve AB korku içinde”

“Merkel ve AB korku içinde”306349

Almanya Başbakanı Merkel’in mülteci konusunu görüşmek üzere Türkiye’ye gelme kararı Bu süreç “Mülteci krizi Türkiye’ye AB üyeliğini arayabilir mi?” sorusunu akıllara getirdi.

Uluslararası bir soruna dönüşen mülteci krizinin Türkiye’nin AB’ye üyelik sürecine bir etkisi olmayacağını dile getiren Lefke Avrupa Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk Günuğur,   AB üyelik sürecinin önündeki en büyük engelin Kıbrıs sorunu olduğunu söyledi.  Almanya Başbakanı Merkel’in Türkiye’yi ziyaret kararını da değerlendiren Prof. Dr. Günuğur “Merkel gibi bir lider eğer bu konuyu konuşmak için Türkiye’ye geliyorsa çok ciddi bir durum olduğunu gösterir. Sonuç olarak Almanya Başbakanı Merkel, Avrupa’nın lideridir çünkü Almanya Avrupa’nın lider ülkesidir.  Merkel’i sığınmacı konusu bu kadar korkuttuysa Avrupa’da da çok ciddi bir korku var”değerlendirmesinde bulundu.

Türkiye-Avrupa Birliği Derneği Onursal Başkanı ve  Lefke Avrupa Üniversitesi Hukuk Fakültesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Haluk GÜNUĞUR, Türkiye’nin Avrupa Birliği ile yürüttüğü müzakere sürecini AjansHaber’e değerlendirdi:

Öncelikle son günlerde gündemde yer alan Avrupa Birliği ile Türkiye arasındaki görüşmelerle ilgili çıkan haberlere inanmıyorum. Ortada bir belge yok.  Türkiye’ye bugüne kadar çok fazla söz verildi ancak hiçbiri gerçekleşmedi. Ortada somut bir gelişme olmadan bu haberlerin doğruluğuna inanmıyorum.

“MERKEL VE AVRUPA BİRLİĞİ KORKU İÇERİSİNDE”

Türkiye’nin elinde Suriyeli mültecilerle ilgili bir koz var. Avrupa Birliği’nin çok ciddi bir korkusu var. Merkel gibi bir lider eğer bu konuyu konuşmak için Türkiye’ye geliyorsa çok ciddi bir durum olduğunu gösterir. Sonuç olarak Almanya Başbakanı Merkel, Avrupa’nın lideridir çünkü Almanya Avrupa’nın lider ülkesidir.  Merkel’i sığınmacı konusu bu kadar korkuttuysa Avrupa’da da çok ciddi bir korku var demektir.  Avrupa’da sınırlar kapandı, kavgalar yaşandı. Bu sorun birden bire çözülecek bir sorun değil. Oturup ciddi şekilde konuşulması gereken bir konu ancak bu sorun Türkiye’nin AB’ye üyeliği sürecini etkiler mi sorusu apayrı bir soru.

“KIBRIS SORUNU ÇÖZÜLMEDİĞİ SÜRECE DOSYALAR AÇILMAYACAK”

Türkiye-AB ilişkisinin farklı dinamikleri var.  Bu dinamikler Kıbrıs sorunuyla birlikte patladı. Biz müzakere sürecine 3 Ekim 2005 yılında başladık. 35 dosya ile başlayan bu süreçte Avrupa Birliği’nde sığ olan bilim-araştırmada dosya kapandı ve geriye 34 dosya kaldı. Türkiye’ye  2005-2006 sonuna kadar süre tanıdılar. Rumlara karşı limanların ve havalimanlarının açılması şartı koştular, Türkiye’de limanlarını ve havalimanlarını Kıbrıs Rum Kesimi’ne açmayınca da Aralık 2006’da alınan karar ile 8 başlıkta müzakereler askıya alındı. Limanlar açılmadığı sürece bu dosyalar da açılmayacak ve bu olay üzerinden de 9 yıl geçmesine rağmen böyle bir gelişme olmadığına göre dosyaların hala askıda duruyor anlamına geliyor.

“AB, TÜM BAŞLIKLARDA UYUM SAĞLANILMASINI İSTİYOR”

Ayrıca 11 başlık da; 5’i Fransa, 6’sı Kıbrıs olmak üzere onlarda parasal birlik, yargıyla, kültürel konular da askıya alındı. 11 başlık da burada askıya alındı. Toplamda böylelikle 19 başlık kapanmış oldu. 35 olan başlığın biri daha ilk açıldığında şeklen kapanmıştı böylece açık olarak 15 başlık geriye kaldı. Geriye kalan 15 başlığın 13 tanesi görüşme halinde. Ancak geriye kalan 15 başlıktan 13’ünün kapanmasının ön koşulu Türkiye’nin Rum bandıralı gemilere kapılarını açması tekrar oraya dönüyor. Geriye iki başlık kalıyor; Biri temel haklar ve yargı, diğeri de adalet ve özgürlük. Bu iki faslın açılması söz konusuydu ancak AB buna da karşı çünkü AB diyor ki; sizin ülkenizde yargı bağımlıdır, bağımsız değildir. Temel haklar çok ciddi olarak tehdit altındadır. Dolayısıyla ben 23 numaralı başlığı açmam.  AB ayrıca diyor ki, özgürlükler özgür olarak kullanılamıyor, adalet sistemini düzeltin sonra görüşelim diyor. Böylelikle iki başlık daha kapanıyor toplamda 21 başlık kapanmış oluyor. Geriye kalan başlıkların da ön koşulu Rum bandıralı gemilere kapıların açılması koşuluna bağlı olarak kalacak. AB’nin bir de şöyle bir şartı var; Tüm başlıklarda uyum sağlanmadığı sürece hiçbir başlıkta uyum sağlanmış sayılmayacak. Bu da şu anlama geliyor 35 başlıktan 34’ünde uyum sağlansa bile geriye kalan bir başlık nedeniyle müzakereler biter. Dolayısıyla Türkiye-AB ilişkilerinin süreci mültecilerle bir alakası yok.

MÜLTECİ SORUNU AB YOLUNU AÇAR MI?

Kaynak: AjansHaber

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir