Mimozaların Motoru

Mimozaların Motoru
Yeiauan Ensritü-vl’rtieî: Dr. Nava Morart, sonunda :c::rti»zîann çiçeklerini, her akşam kapatıp, her sabah tekrar açabilme verileriyle ilgili gizi çözdü.

Baklagillerden olan soya, fasulye ve mimoza gibi bitkiler bu duyarlığa sahiptir; çünkü, bu bitkilerde bulunan ve bir çiçeğin altına yerleşen küçük bir organ hemen hemen bir motor görevi görür. İşte bu organ, karanlıkta
– 10-21 Kasım 1997, Yeni Delhi (Hindistan)

Peptid Aşılar: İmmünolojik Teknikler (Pratik Kurs)

-1-5 Aralık 1997, Yeni Delhi (Hindistan) j

Bitki Genleri: Yapı ve Transkripsiyon (Pratik Kurs)

-1-5 Aralık 1997, Trieste (İtalya)

Transjenik Organizmalar: Biyolojik Risk Değerlendirmesi (Teorik Kurs)

ICGEB Tarafından Desteklenen Kurs ve Toplantılar: I -17-21 Ağustos 1997, Budapeşte (Macaristan)

Moleküler Biyoloji ve Blyoteknolojide Veri Tabanları |

(Sempozyum ve 8. Avrupa Biyoteknoloji Kongresi)

– 7-12 Eylül 1997, Siena (İtalya)

Papillomavirus (16 Uluslarası Konferans)

– 22-26 Eylül 1997, Trieste (İtalya)

Ekzobiyoloji: Enerji, Madde ve Evren’de Yaşamın Evrimi ve Kökenine İlişkin Bilgi

ICGEB tarafından düzenlenen ya da desteklenen bu kurs ve toplantılar ve başvuruları İle İlgili olarak, TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi Gen Mühendisliği ve Biyoteknoloji Araştırma Ens-1 tltüsü’nün (TÜBİTAK MAM GMBAE) aşağıda belirtilen iletişim adreslerini kullanarak bilgi edinilebilir. | TÜBİTAK MAM GMBAE PK 21 41470 Gebze-Kocaeli Tel: 0(262) 641 23 00 (4000-4001)

Faks: 0(262) 641 23 09 E-Mail:gmbae@nucleus. mamgen.tubltak.gov.tr
büzülme özelliğine sahip hücreler sayesinde harekete geçer.

Çiçeklerin büzüşmesi, bu organın çeperlerinde bulunan ve bir vana gibi açık olan kanallardan suyun atılması ile gerçekleşir. Dr. Morgan’a göre, hareket, proteinlerin fosforilasyonu ile başlar. Bu, fosforun, kanaldaki proteinleri daha aktif kılan amino asitler tarafından tutulması anlamına geliyor. Bu olay, gece ve gündüzün ışık farkının etkisiyle gerçekleşir. Böylece karanlığın çökmesiyle kanallar barındırdıkları suyun bir kısmını boşaltmaya koyulurlar ve gün ağarana kadar kapalı kalırlar. Bu hücreler gün boyunca da bitkinin köklerinden gelen suyla beslenirler.

Elif Yılmaz

Science et Vjc. Ocak 1997

Kan Vermeye Engel

Kendisine kan nakli yapılan bir kişi yaşamının geri kalan kısmında, belki de artık istese de kan vereme-yebilir. Çünkü kan yoluyla bulaşan hepatit. AIDS gibi hastalık etkenleri nakledilen kanda bulunabilir. Kişiler, bu hastalığa yakalanmasa da taşıyıcı olduklarından, kan verdikleri kişi için risk faktörü olabilirler. Fransa’da bütün kan vermek isteyenler, hepatit B ve C frengi ve HIV bakımından taramadan geçiriliyor. Ayrıca, kanser hastası olanlar, büyüme hormonuyla ilgili hastalıklara sahip olanlar, kornea (gözdeki saydam doku) nakli yaptıranlar ve kalıtsal bir nörolojik hastağı bulunanlar, kan bağışında bulunamıyorlar. Kan bağışı yapmayı kabul edenler, kan vermeden önce bir yıl beklemek zorundalar.

Peki ya, bu testlerle varlığı saptanamayan hastalıklar? Bu şekilde bilinmeyen hastalıkların, kan nakli yoluyla bulaşmasını engellemek için Fransız Güvenli Kan Nakli Komitesi, bir önlem olarak; daha önce başka birinden kan almış olan ve kendisine plazma, kan hücresi, organ ya da doku nakli yapılmış insanlardan da, başka birisine verilmek üzere bundan sonra kan alınmaması yolunda öneride bulundu. Bu yeni öneri, ülke çapında yaşama geçirilmeden önce, Paris St. Louis Hastanesi ile Lille ve Besançon pilot bölgelerinde test edilecek.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*