Bütün Tecrübelerimle Motorla Bir Kış Macerası
Anılarla Dolu Önemli Bir Yazı Tecrübe Tecrübedir Okumanızı Tavsiye Ederim ; siz bu yazıyı okuduğunuzda, ben çok uzaklarda olacağım…” Filmlerden çok bildik ve duyduk bir kalıp değimli? Ama aslında gerçek benim durumum için. Siz Şubat sayısını okurken, ben ve sevgili dostum ile İstanbul-Kathmandu seyahatimdeki dostum, ile beraber,Brezilya’da olacağız. Yaklaşık 20-30 gün sürecek bu seyahatimiz nispeten kısa olacak ve Kasım 2011 deki uzun seyahat için bir ön hazırlık görevi görecek. Brezilya, Uruguay, Arjantin, Şili, Küba şeklinde bir plan yaptık. Kah otobüs, kah motosiklet, kah otostop kah tren ile bu mini turumuzu yapıyor olacağız. Amaç size seyahat malzemesi çıkartmak inanın. Yoksa kötü bir, yetimiz yok. Kendimizi sizin için feda ediyoruz bir nevi. _ Seyahatin bir bölümünü buradan Mart ayında okuyacaksınız merak etmeyin.
Artık Bizde bol fotoğraf ile hem de… Şimdi gelelim bu ay ne okuyacağınıza. Hadi buyurun buradan yakın: Saçma şekilde sımsıcak geçen Ocak ayının, muhtemelen en beter, en soğuk ve en yağmurlu gününü bulma başarısını elde etmiştik nihayet! Uzun zamandır yapmayı istediğim iki motorun karşılaştırma testini bu güne getirmemiz tamamen şans oldu elbette.
Sabah kalkınca deli yağmur ve 3 derece sıcaklığı görünce bile fikrimizi değiştirmedik elbette. Sevgili öğrencilerim fotoğraf sanatçısı The Bora ve onun sevgili patronu Muharrem, aynı güne zor randevüleş- miştik zaten. Hava şartları ne olursa olsun dönmek olmazdı. Dimi ama ? Ne zamandır çok çok sevdiğim ama, hangisini daha çok sevdiğimi hiç bilemediğim iki motorun testini, yani, sürüşünü yapmayı ister dururdum. Bu iki motoru da birkaç yüzbin kilometre kullanmışlığım vardı ama yinede hangisi nedir, nedendir, ne oluyor, Bevyara’lı Alman ağabeyler neden gerek duydu bu iki motoru ayrı ayrı yapmaya sorularımın cevapları, her zaman havada kalmıştı.
Paşa paşa R 1200 GS varken, neden Avantür modelini (Frenkçesi Adventure – ADV. ) çıkarttılar bilemezdim. Motoru aynı, gücü aynı, yükseklik farklı, görüntü azcık farklı ama esas fark nedir acep der dururdum. Bir bakalım bakalım, nelermiş bu farklar. Sevgili RI200 GS varken, üzerine bir çuval para verip Aventür almak gerekirmiymiş bir inceleyelim, ne dersiniz? R 1100,1150,1150 Aventür ve 1200 GS lerim olmuştu daha öncelerde. Toplamda 400.000 km. civarı sağa sola gitmişliğim vardır bu iki tekerlikli Alman icadı ile. Ama ilk defa geçen sene RI200 GS ADV. alma şansım oldu. Bildiğiniz gibi, onunla da Suriye, Lübnan, Ürdün seyahatimi gerçekleştirdim. Ama bu iki mühendislik harikasını, art arda kullanma şansım olmadı. Ta ki bu güne tadar. Sabah Sabah kargaların kahvaltısı esnasında Bora ile tek motor evlerimizden çıkarak, R 1200 GS ADV. mi sattığım sevgili arkadaşım Şükrü’nün evine geldik. Kendisi aynı zamanda benim yardımcı test sürücüm olur.Sevgili Şükrü evinde yatak döşek, ağır gribal durumlarla boğuşurken, kendisinin cici motorunu aldık ve Şile yolundaki gözlemeci- miz, aynı zamanda buluşma yerimiz olan, Fatoş’un Ye- ri’ne vardık. Çok gecikmeden patron Muharrem de geldi. Yağmura karşı korumalı giyindiğimizden hemen hiç ıslanmadık ama bir miktar üşüdük ne yalan söyleyeyim. Kafamdan eksik olmayan Arai RX 7 GP kaskım ( Bu sefer yağmur var diye siyah kullandım. Yuh amma ukalayım ya. Ama napalım yahu…), Daine- se mont, pantolon ve çizmem ile, gözlemecilere vardık. Bir salaklık yaparak yanlış çizme giydiğim için, ayaklarım sırılsıklam oldular.
Isınan Gözlemecideki sobada zor kuruttuk çizmeyi çorabı ama motora bindikten üç dakika sonra yine yüzme havuzu haline gelmişti sevgili yazlık Dainese çizmelerim!. Neden kışlıkları giymedim diye kendime çok sıkı bir fırça attım. Ama sonuç göl- lenmiş ayaklar. Minik gurubumuz toparlanıp azıcık kuruduktan sonra, meşhur Ahmet Virajı’mıza yollandık hemen. ( Bilmeyenler için;Yeşilvadi – Sofular göbeğinden sonraki ilk sol ve akabindeki sağ viraj.) Neden Ahmet virajı demeyin, söylemem. İlk motorumuz Aventür oldu. Nam-ı değer RI200 GS Adventure. Deli danalar gibi yağan ve ne yazık ki her zamanki gibi ıslak olan yağmurda, ayaklarında Metzeler Tourance EXP olan Aventür ile muhtelif demeler yaptım. Asfalt temiz görünmesine rağmen, kamyonlardan fışkıran kum ve topraklar, yağmur ile birleşince, el birliği ile çok şirin! ve kaygan bir tabaka yaratmışlar sevgili asfalt üzerinde. Çok da zorlamadan, efendi birkaç turdan sonra stand.art 1200 GS’e geçtim. R 1200 GS’ de ise Continental TKC 80 Off Road lastikleri takılı idi. Kuru havada, standart Tourance kadar verimli bir lastik olduğunu eski tecrübelerimden bildiğim TKC 80, yağmurda da son derece iyi iş çıkarttı. EXP yağmuru pek sevmez biliriz ama, o da oldukça sorunsuz biri sürüş verdi bana. TKC nin yol devinimi ve çıkarttığı” tırrrr” sesi, ilk anda rahatsız edici gelse de, aslında motorun sürüş kalitesini hemen hiç etkilemiyor. EXP ise Aventür’e pek yakışmış. Performansı standart Tourance kadar olmasa da yine de son derece tatminkar. İki motorun da arka amortisör ayarları da, bir miktar yumuşatılarak, yağmur konumuna getirildi. Lastik havaları yağmura ayarlı, yani sıkıntı yok ve her şey yolunda… Düz gidişte iki motor da hemen hemen aynı performansta. Güzel gidiyor ve güzel duruyor.
Asıl Olan Ama iş viraja gelince, Aventür hemen White Power arka amortisörünün farkı ile öne çıkıveriyor. Yüksek olması, daha çok salınım olması yerine, absorbasyon becerisi ile tölere ediliyor. Motor sizinle adeta konuşuyor. ” Yat ağabeycim yat sen viraja, ben tutuyorum. Kaçırır gibi olursam haber veririm merak etme” diyor sanki. TKC li R 1200 GS ile bu konuşma konusunda bana biraz daha az bilgi verdi. Bazen virajlarda fazlaca esneyerek beni biraz korkutmadı değil. Aventür; sert, sağlam, oturaklı, biraz yüksekçe, son derece rijit ve güç aktarımı çok çok iyi olarak karşımıza çıkıyor. 33 litrelik kocaman deposu ile çok kilometreler yol almıştım Suriye seyahatimde. (680 km. gibi ) Ama bu depo motoru çok genişlettiği için, şehri içi sürüşlerde birazcık sıkıntı yaratabiliyor elbette. Kocaman camı ile rüzgarı çok daha iyi yönelttiği de kaçınılmaz bir gerçek. Bana büyük konfor sağladı açıkçası. R 1200 GS ise, esnek, kullanıcı dostu, yumuşak, alçak, hafif olarak büyük puan topluyor. ADV. den daha dar olması büyük artı. Deposu 24 litre ama dikkatli kullanıldığında 450- 500 km. civarı yol almak mümkün. Standart camı ile, benim gibi 1.80 cm. bir sürücü bile biraz ıslandı ve üşüdü. Sanki ADV nin camı olsa daha iyiymiş gibi geldi. Bozuk zemin kullanımında ( Bozuk asfalt, hafif toprak, mıcır, çukur, delik vs), ADV. bariz farkla önde. Herhangi bir sallantı, vibrasyon neredeyse hiç yok. R I200GS biraz daha hissettiriyor yol durumunu size. Çamur ve ıslak toprak ve çimen kullanımında ise, hafifliği, çevikliği ve TKC 80 leri ile, R I200GS çok açık ara önde. Manevrası çok kolay, alçak olduğu için denge kayıplarını rahat tölere edebilmenize olanak sunuyor. Aslına bakarsanız iki motor da harika…Yıllarca eğitimlerimde söylediğim gibi; “Kötü motor yoktur, amacına uygun olmayan motor tercihi vardır” Unutulmamalı Bu ..!