“Müjdeler Olsun Ey Osman!”
Şeyh Edebâlî, Osman Gazi’nin kayınpederi ve büyük bir İslâm âlimidir. Doğduğu ve ilim tahsil ettiği yerler, tarihlerde farklı anlatılmaktadır. Horasan-Merv’de, Suri- ye-Şam’da veya Karamanoğullarının topraklarında doğmuş ve buralarda eğitim görmüş olabilir. Ama pek çok âlimden fikıh, tefsir, hadîs vb. ilimleri tahsil ettiği, tasavvuf yoluna girip manevi olgunluğa kavuştuğu konusunda bütün kaynaklar hemfikirdir. Bir rivayete göre de Baba İlyâs Horasanî’nin halîfelerinin ileri gelenlerindendi. Tasavvuf yoluna girdikten sonra irşâda başlayan Şeyh Edebâlî, Bilecik’te bir dergâh yaptırdı.
Osman Gazi, Şeyh Edebâlî’nin ilim ve feyzinden istifade için sık sık sohbetlerine devam ederdi. Bu ziyarederinden birinde, dergâhta misafir kalmıştı. Tarihler, Osman Gazi’nin istirahat edeceği odada bir Mushaf-ı Şerif asılı olduğu için sabaha kadar ayakta beklediğini ve o gece uyku ile uyanıklık arasında bir rüya gördüğünü yazarlar. Osman Gazi, rüyasında Şeyh Edebâlî’nin koynıından bir ayın doğup kendi koynuna girdiğini, ardından da kendi göbeğinden büyük bir ağacın yükselerek, bütün âlemi kapladığını, gölgesinde ise nice dağlann bulunup, nehirlerin aktığını ve birçok insanın kaynaştığını görmüştür. Rüyasını Şeyh Edebâlî’ye anlatan Osman Gazi, şeyhten bunu tâbir etmesini istemiş, Şeyh Edebâlî de kısa bir tefekkürden sonra ona: “Müjdeler olsun ey Osman! Hak Teâlâ sana ve senin evlâdına saltanat ihsan etti. Bütün dünya, evlâdının himayesinde olacak, kızım Mal Hatun da sana eş olacak.” demişti.