müsemma

Hamd alemlerin Rabbi olan Allah (c.c)’a mahsustur.peygamber

Salât ve selam Peygamberimiz(s.a.v)’e, Onun aline ve ashabınadır.

Besmele ile çıktık yola, er-Rahman olanın merhametine güvendik ve et-Tevvab ismine sığındık.

Yüreğimizi kaleme, kalemimizi satırlara dere eyledik.

Ve yeni bir dergi çıkarma heyecanıyla; bakılıp görülmeyen, duyulup hissedilmeyen, yaşanıp farkına varılmayan

yeryüzünde Allah (c.c)’ın ayetlerini siz değerli okuyucularımızın anlam dünyalarına taşımak istedik.

İnşaallah her ay düzenli bir şekilde çıkaracağımız “Vavelif” isimli dergimizi; sizlerin katkısıyla elden ele,

gönülden gönüle yayarak, tüm dostlarımıza ulaştırmak istiyoruz.

Halis bir niyetle, safiyane bir azimle çıktığımız bu fikir yolculuğunda, sıcak tefekkürün kalesi olarak nitelendirdiğimiz dergimizi şimdiye ve sonrasına miras bırakmak arzusundayız.

Cemil Meriç “Bir neslin vasiyetnamesidir dergi.” der.

Biz de bu minvalde öyle bir dergi düşündük ki;

İsmi ile müsemma olsun,

Mütevazı ve izzetli bilinsin,

Farkındalığı oluştursun,

Zamana ve insana şahid kılınsın,

…Ve yer ve semaya vasiyetnamemiz olarak var olsun.

İlk sayımıza katkıda bulunan herkese teşekkür ediyoruz. Bizleri kırmadan yazılarını

paylaşan değerli hocalarımız

ve dostlarımıza en kalbi şükranlarımızı sunuyoruz.

Ve yeni kurduğumuz “Vekitap” isimli yayınevimizde yoğun çalışmalardan dolayı geceyi gündüze çeviren ekibimizin gayretlerini Rabbimize bırakıyoruz. Yayın Kurulumuzun, Yönetim Kurulumuzun ve teknik ekibimizin

değerli katkılarının, kendileri için karz-ı hasen olmasını Rabbimizden niyaz ediyoruz. Sizler için; anlam dünyanıza hitap edecek, fikirler bütünlüğünden oluşan bir sofra hazırladık.

Yayıncılık anlayışımızı ve yürüyeceğimiz yoldaki hassasiyetlerimizi anlatan “Başlarken” başlıklı yazımızla sizlere misafir olduk. Rahmeti, merhameti ve cehennemden azadı müjdeleyen önümüzdeki Ramazan Ayı’nı vesile kılarak bu ayki dosya konumuzu “Ramazan” olarak belirledik.

Müminler ancak kardeştir, düsturunca Suriyeli kardeşlerimizden haberler getiren bir grupla “Suriyeden Haber Var” konulu Röportajı istifadenize sunduk.

İlgi duyarak okuyacağınızı umduğumuz; takva, maneviyat, eğitim ve kültürel içerikli yazılarımızı dergimize serpiştirdik.

…Ve nihayetinde “Estağfirullah” dedik, tüm hatalarımıza.

Toprağına aşk, suyuna sevgi, ışığına azim koyarak; dalında yapraklar yeşertip, meyvesinin tadını alacağımız dergimize; gayretlerini esirgemeden katkıda bulunan tüm dostlarımızdan Rabbimiz razı olsun.

Biz gayretimize aşkı ve heyecanı koyduk, hayırlı sonuçlarını da Rabbimizden niyaz ediyoruz.

Bismillahirrahmanirrahim…

Alemlerin Rabbine hamd, O’nun Mütevazı ve İzzetli kulu Rasulullah’a (s.a.v.), Aline ve ashabına salat ve selam olsun.

Ne güzeldir Allah’ın (c.c.) adı ile başlamak. Başladığın işteki niyetinin sembolüdür besmele. İşini iyi yapmak istediğinin göstergesidir. Sadece başlarken değil yolu yürürken de sadece Allah’a (c.c.) güvenip Ona (c.c.) dayandığının ilanıdır.

Merhametlilerin en merhametlisinin adı ile başlamak (Rahman ve Rahim), nefsine de başladığın işe de zulmü bulaştırmama iradesini ortaya koymaktır. İşin merkezine merhameti koymaktır.

Onun (c.c.) adı ile başlamak bir işe, Allah’ın (c.c.) senin için seçip beğendiği ve lütfü ile tamama erdirdiği dinine uygun yapmaktır işi. Onun (c.c.) gönderdiğine, Getirenin (s.a.v.) rehberliğinde teslim olmaktır.

Vekitap Yayıncılık ailesi olarak yayınevimiz bünyesinde çıkarmaya başladığımız Dergimize bu duygular içerisinde Bismillah dedik. Dilimizdeki bu ikrar kalbimizdeki niyetimize, yolumuzdaki amellerimize ve kavuşmayı umduğumuz akıbetimize bir delil olsun.

Niyetimiz; Allah’ın (c.c.) rızasını kazanmaktır. Haktan-hakikatten yana ne varsa, önce kendi nefislerimize sonra da sesimizin ulaşabileceği
herkese hatırlatmaktır. Hak ile batılın arasını ayırmak, hakkın hak olarak bilinmesine, batılın da batıl olarak teşhir edilmesine katkı sunmaktır.
Yolumuz; Resulullah’ın (s.a.v.) yoludur. Amacımız, tüm yayın hayatımız boyunca O’nun (s.a.v.) sünnetinden, ahlakından, rehberliğinden ve gittiği yoldan bir an bile ayrılmadan işimizi düzgün yapmaktır. İşlerin neticesi ise Allah’a (c.c.) kalmıştır.
Bize düşen doğru yolda yürümektir. Rabbi-mizin (c.c.) mesajını Resulullah (s.a.v.) ve güzide ashabının anladığı gibi anlamak, yaşadığı gibi yaşamaya çalışmak ve yaydığı gibi yaymaktır. Bu mesajın yayılmasında küçük bir katkımız olursa ne mutlu bize.

Mensubu olmaktan gurur duyduğumuz büyük İslam cemaati (Ümmet) kıyamete kadar var olacaktır. Bu ümmetin şu an içinde bulunduğu olumsuz durumlardan kurtuluş reçetesi, iman ettiği esaslarda ve kendi cevherinde gizlidir. Bu esasların anlaşılması, doğru yorumlanması, içerisine batıl olan bir şeyin bulaştırılmaması ancak Rabbimizin (c.c.) Kitabında üsve-i hasene olarak övdüğü seçilmiş bir Peygamberin sahih söz ve

davranışlarının (Sünnet) ölçü olarak alınmasıyla mümkündür. Yani sünnet ehli olmak (ehl-i sünnet) aşırılıklardan korunmuş vasat bir ümmet olmanın diğer adıdır.

İslam ümmetinin kendi cevheri ise birlik ve beraberlik (Vahdet) ile ortaya çıkabilir. Gerek nefislerimizden, gerek şeytanın ığvasmdan, gerekse modern dünyanın bize dayattığı anlayışlardan kaynaklanan bu parçalanmış ümmet yapısının sonuçları ortadadır. Bu sonuçlar Müslümanlar kadar Müslüman olmayanlar için de vahim bir dünya ortaya çıkartmıştır. Çözüm bir olmak, birlik olmak, cem olmak, cemaat olmaktır, (ve’l cemaat)

Ehl-i sünnet ve’l cemaat olmak VAVELİF dergisinin itikadi, siyasi ve ameli olarak durduğu yerin tam adıdır. “Ehl-i kıble tekfir edilmez” düsturumuzdur. Dolayısıyla ümmetin bütün renklen bizim kardeşlerimizdir. İnsanların küfrüne delil arayıp kafirliklerini ispatlama çabası (tekfircilik) bizden uzaktır. Müslümanların kardeşliği esası bütün yerel ve lokal farklılıkların üzerinde bir esastır.
Yaşadığımız çağ ne olduğumuz kadar bazen bizi ne olmadığımızı ne olmamamız gerektiğini de izah etme durumunda bırakmaktadır.

Vavelif Dergisi yurt içinde ya da yurt dışında hiçbir siyasi kuruluşun, örgütün, devletin yayın organı veya sözcüsü değildir. Bağımsız ve bağlantısız olarak kendi yayın ilkeleri doğrultusunda, ifrat ve tefritten uzak vasat bir çizgide çalışmalarını sürdürecektir.

İşte bütün bu başlıklar çerçevesinde;

Rabbinin rızasını arayan bir müminin ahlak ve karakterine, Kitab-ı Kerimin kavline göre şekil-
lenmiş Müslüman şahsiyetine uygun olsun diye dergimizin adını VAVELİF koyduk.

Vav, insanın anne karnındaki duruşunu ve başlangıcını, Elif, kabre uzatıldığındaki duruşunu ve sonunu temsil eder.

Geldiğimiz yeri de gideceğimiz yeri de unutmayalım. Bu ikisinin arasında geçici dünya menfaatleri ve basit hazları için kıymeti tartışılmayacak değerlerimizi heba etmeyelim. Tam tersi bu başlangıç ve son arasındaki kısacık ömrümüzde, Allaha (c.c.) kul, Resulallah’a (s.a.v.) ümmet, Müs-lümanlara kardeş, insanlığa ve varlıklara emniyet oluşumuzu en güzel şekilde yaşayalım.

Vav, boyun eğişi ve tevazuyu simgeler. Elif, izzetli ve onurlu durmayı temsil eder.

Boynumuzu sadece Allah’ın (c.c.) karşısında eğeriz. Tevazu ise Müslümanın şahsiyetinin ayrılmaz parçasıdır. Başta Müslümanlar olmak üzere Allah (c.c.) ve Resulünün (s.a.v.) düşmanlan hariç tüm insanlara karşı VAV gibi mütevazı olmak karakterimizin bir yanıdır. Allah’ın (c.c.), Resulünün (s.a.v.) ve Müslümanların düşmanlarına karşı ELİF gibi izzetli ve onurlu durmak ise karakterimizin diğer yanıdır.

Bu duygu ve düşünceler içerisinde bu dergi vesilesi ile ortaya çıkacak her hayrın Rabbimiz-den (c.c.) olduğunu, her tür yanlışlık ve eksikliğin de kendimizden kaynaklandığını peşinen kabul ederek Allah’tan (c.c.) bizi muvaffak etmesini niyaz eder, dostlarımızdan ise hayır dualarını eksik etmemelerini bekleriz.

Şüphe yok ki dönüşümüz Allah’a (c.c.) dır.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*