wiki

MUSTAFA RÂKIM EFENDİ

Meşhur hattat Mustafa Râkım Efendinin nefis bir levhası.

MUSTAFA RÂKIM EFENDİ;

Meşhur hattat Mustafa Râkım Efendinin nefis bir levhası.

Meşhur hattat Mustafa Râkım Efendinin nefis bir levhası.

Osmanlılar devrinde yetişen meşhur hattatlardan. Hattat Rakım Efendi diye de bilinir. Babası, Mustafa Kap- tan’dır. 1757 (H.1171) senesinde Ünye’de doğdu. 1826 (H. 1241) senesinde İstanbul’da vefât etti. Küçük yaştan îtibâren ilim tahsiline başlayan ve medrese tahsili gören Mustafa Râkım Efendi, hat- tât (güzel yazı üstadı) olan ağabeyi İsmâil Zühdî Efendi gibi İstanbul’a geldi. Hüsn-i hat ve resme çalıştı. Hüsn-i hat tâlimlerini zamanın hat ustası Meh- med Râsim Efendinin talebelerinden Ahmed Hıfzı Efendi, Derviş Ali Efendi ve ağabeyi İsmâil Zühdî Efendiden aldı. Yazının her nev’inde, bilhassa celî sülüste mahâret kazandı. Genç yaşta hat icâzetini (diplomasını) aldı. Yine zamânın meşhur hat üs- tâdlarından Râtib Efendi, Mehmed Efendi ve Reşîd Efendide tâlim görerek hat sanatını ilerletti. Reîsülküttâb Râtib Efendi aracılığı ile Sultan Üçüncü Selim Hana takdim edildi. Sultan Üçüncü Selim Han tarafından önce tasvîr-i hümâyûnun yapılması için, daha sonra da sikke-i hümâyûnun res- sâmlığına ve tuğrây-ı hümâyûnun tanzimine memur edildi. Sultan Mahmûd’a şehzâdeliğinde hat hocalığı yaptı. Onun hocalığı sâyesinde Sultan İkinci Mahmûd Han hat sanatım çok güzel öğrendi ve pâdişâhlar arasında önde gelen hattatlardan sayıldı. Kendisine sırasıyla; müderrislik, İzmir, Edirne, Mekke-i mükerreme kâdılığı, 1233’te İstanbul, 1235’te Anadolu kazaskerliği pâyeleri verildi. 1238 yılında da Anadolu kazaskerliğine tâyin edildi. Hayâtının sonuna kadar himâye ve hüsn-i kabûl gördü. Mustafa Râkım Efendi, hat sanatında önceleri hocası ve ağabeyi İsmâil Zühdî Efendinin yolunda yürüdü. Onun vefâtından sonra kendisine mahsus olan yazı üslûbu ile eser vermeye başladı. Târihler onun için “Celî hatta asrının yegânesiydi” ifâdesini kullanırlar. Mustafa Râkım Efendi, gâyet güzel sülüs ve nesih yazılar yazdığı gibi, ta’lik hattıyla da yazmıştır. Uzun zaman yazdığı sülüs hattı varlığını; bir ekol olarak devâm ettirmiştir.

Mustafa Râkım Efendinin bıraktığı eserler arasında birçok mîmârî âbidelerle mezartaşı kitâ- beleri, kıtalar ve türlü levhâlar vardır. Türk İslâm Eserleri Müzesinde çok latîf, hoş bir hilyesi (Hil- ye-i seâdet) vardır. Topkapı Sarayında Sultan Dördüncü Mustafa Han ve Sultan İkinci Mahmûd Han tuğraları devrinin süslemesiyle görülmektedir. Sultan İkinci Mahmûd Hanın annesi Nakş-ı Dil Sultan Türbesi kapılarında ve içinde bulunan kuşak yazılar Râkım Efendinin eserleridir. Ayrıca Tophâne’deki Nusretiye Câmiinin kuşak yazılarını, Fâtih Sultan Mehmed Hanın türbesindeki ki- tâbeyi ve içindeki yazıları, Gülhâne Parkı karşısındaki sokak içinde bulunan çeşmenin kitâbesini de o yazmıştır. Mustafa Râkım Efendinin yazdığı yazılar âhenk içerisindeki harflerinin güzelliği ile gözlerden gönüllere ulvî ve tabiî bir zevk vermektedir. büyük hat üstâdı kazasker Mustafa İzzet Efendi, Mustafa Râkım Efendi hakkında; “Ne kadar cehd olunsa (uğraşılsa) da yazıda Râkım’ın derecesine varmak mümkin olmayacaktır” demekten kendini alamamıştır. Hat sanatında erişilemeyecek bir dereceye ulaşan Hattat Mustafa Râkım Efendi, 23 Mart 1826 (H. 1241) târihinde İstanbul’da vefât etti. Vasiyeti üzerine Fâtih Karagümrük’te Zincirlikuyu adı verilen yerde defnedildi. Sonradan hanımı Emine Hanım kabrinin üzerine bir türbe ve yanında da bir medrese yaptırdı. Mezar taşında kendi yazısıyla “1241 Ke- tebehü Mustafa Râkım” yazılıdır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir