Mozart, Beethoven veya Schuberfi tanırsa, bir matematikçi de Cauchy, Gauss veya Jacobi’yi daha ilk sayfalardan tanır. Fransızlarda aşırı zarafet, Ingilizlerde ise özellikle, Maxwell’de dramatik bir yapı vardır. Maxwell’in “Gazların dinamik kuramı”, önce hızların değişimi ile etkileyici bir şekilde başlar. Bir yandan hal denklemi, diğer yandan hareket denklemi geliştirilerek… bir sonuç diğerini izlerken birdenbire en sonda ısı denge şartları ile transport katsayıları yapıtı noktalar.”
Tüm bilim adamlarında estetik duygular egemen olmakla birlikte, bence onları yönlendiren önemli bir dürtü daha bulunmaktadır. O da, bilinmeyenleri merak etmek, oyun oynamak ve bu ikisinin birleşimi sayılabilecek olan bilmece çözmek zevkidir. 1979 Nobel Fizik ödülünü alan Amerikalı kuramsal fizikçi S. Glashow, “Benim için fizik yapmak bir çeşit oyun oynamak gibidir” demektedir.Hem deneysel hem de kuramsal alanda çok büyük başarılar elde etmiş otan kalyan fizikçisi E. Fermi 0901-1954) için bilimsel araştırma, bir çeşit oyun oynayıp bilmece çözmek niteliğini taşımıştır. 1934 yılında karı-koca Curieler yapay radyoaktiviteyi bulduklarını ilân etmişlerdir. Alfa parçacıkları rlë bombardıman ettikleri bir alü- minium levha, kısa bir süre için birtakım küçük parçacıklar yaymıştır. Bu haberi duyan Fermi ve yardımcıları aynı denêyj nötronlarla tekrarlamaya karat vermişlerdir. Yüksüz olan nötronun, iki pozitif yükü bulunan alfa parçacığına oranla atom çekirdeğine daha fazla yaklaşıp, daha çok yapay radyoaktiviteye neden olacağını düşünmüşlerdir.
Metallerdeki yapay radyoaktiviteyi sınamak için Önce metalde nötron kaynağının sığacağı kadar bir oyuk açıp kaynağı yerleştirmişler, sonra da bir süre kurşun bir kutunun içinde tutmuşlardır. Ferminin yardımcılarından Pontecorvo metaldeki yapay radyoaktivite miktarının, metalin kutu içindeki yerine bağlı olardc değiştiğini fark etmiş ve durumu Fermi’ye iletmiştir. Fermi derhal, deneyi kutu dışında ve çeşitli dış ortamlarda tekrarlamayı önermiştir. Gerçekten de çevrenin, radyoaktivite miktarını etkilemekte olduğunu görmüşlerdir. Bu şefer de Fermi nötron kaynağını metalin dışında tutup araya değişik maddeler koymayı düşünmüştür. Araya kurşun bir levha koyduklarında aktivite bir miktar artmıştır. Fermi; “kurşun ağır bir maddedir, şimdi de hafif bir madde ile Örneğin parafinle deneyi tekrarlayalım” demiştir.
Parafini denediklerinde, metaldeki radyoaktivitenin ânideri ön kat kadar arttığını görmüşlerdir. Nedeni ise, parafinin hızlı nötröriları yavaşlattığı ve yavaş nötronların atom çekirdekleri ile daha kolay etkileşebildikleridir.
İlke olarak ödemeli, pul karşılığı ve banka havalesi ile işlem yapmıyoruz. \
|
X ABONE KOŞULLARI:
a.
if
m -i
. ABONE TARİFESİ
Yurt ıçı yıllık abone (12 sayı) 200. ~ TL. Yurt dışı yıllık abone (12 sayı) 400. — TL. v öğreticiler yıllık abone (12 sayı) 150.— TL. sidir. * (Yun dışındaki öğrencilere indirim yapılmamaktadır.) > ttu ‘¿A-stf’“’ .» * i/ t»L4»n , 5 |
*> a.
b.
v ■ c.
Deneylerini bir bilmece çözer gibi büyük bir mantık gücüyle sürdüren Fermi, bu buluşuyla yapay radyoaktivitenin gündelik yaşamımızda yer almasını sağlamıştır. Ucuz ve bol olarak elde edilebilen yapay radyoaktif maddeler, tıpta gerek teşhis gerekse tedavi alanında, kimyada, biyolojide ve endüstride çeşitli uygulama alanları bulmuşlardır.
Beyin Merkezleri
Yakın bir geçmişte Isveçin Lund ve Danimarka’nın Kopenhagen Üniversitelerinden üç bilim adamı N. Lassen, D. Ingvar ve E. Skinhöy insan beynindeki çeşitli merkezleri saptamak için ilginç bir deney geliştirmişlerdir.
Deneyde Xenon 1Î3 yapay radyoaktif gaz kullanmaktadır. Bu gazdan bir sıvı eriyik elde edildikten sonra iki üç mililitresi beyni besleyen kan damarlarına şırınga edilmektedir. Başın iki yanına yerleştirilen 254 adet hassas gamma