NURANİ
NURANt sıf. (ar. rıür’dan nürânt). Işıklı: Minareler nuranî kandillerle donanır (Namık Kemal). || Mec. Saygı uyandıran, nurlu. Bk. NURLU. (M)
NURANtYET i. (ar. nürani*den nüraniy-yet). Esk. Parlaklık, ışıklı oluş. || Mec. Mübarek, nurlu oluş: Dikkat edip görürler ki yüzünün nuraniyeti ve simasının ruhani-yeti hasebiyle sair çocuklardan mümtaz olduğu gibi… (Cevdet Paşa). [M]
Nur Baba, Yakup Kadri Karaosmanoğlu’-nun romanı (ilk bas. 1922). Romanda olaylar bir bektaşî tekkesi çevresinde geçer. Nur Baba, bir bektaşî şeyhidir; tekkesine mürit olan zengin ve güzel kadmlar üstünde manevî gücünü kullanarak bunları ayartmakta, servetlerini tekkeye mal etmektedir. önce, ölen şeyhin karısı Celile Bacı ile evlenerek tekkeye şeyh olur; sonra Ziba Hanımefendinin servetini elinden alır. Ziba Hanımefendinin yeğeni Nigâr hanım, kocasını, çocuklarını, toplum içindeki mevkiini Nur Baba uğruna feda eder, bütün parasını da tekkeye bağışlar. Yaşadığı düzensiz hayatın etkisiyle birkaç yıl içinde sağlığını kaybeden Nigâr hanımı da bırakan Nur Baba, Süheylâ adında genç bir kızla evlenir. Bektaşî tarikatının çözülüş ve bozuluşunu konu edinen Nur Baba romanı, «Bektaşî sırrı» adı verilen özel törenleri anlattığı ve sosyal tenkit niteliği taşıdığı için yazıldığı dönemde geniş yankı uyandırdı. (M)