Genel

NUSRET EFENDİ

NUSRET EFENDİ Hoca

NUSRET EFENDİ Hoca, türk bilgini ve şairi (î – İstanbul 1795). Zamanında kullanılan ilâçların listesini bir mecmuada topladı: Nusret Efendi Mecmuası. Bu eser Ma-Hazer (önceden Hazır Olan) adiyle basıldı. Saib Divam’nu bir yorum yazdı. Farsça şiirleri vardır. Nuruosmaniye Kütüphanesi hafızıkütüplüğünü yaptı. (M) Nusretiye camii, İstanbul’da cami. Top-hanei Âmirede Arabacılar kışlasında (bugün Tophane) Selim III tarafından yaptırılan cami, 1882’de yandı; Mahmud II yanan camiyi yeniden yaptırdı. Yeni camiye Nusretiye camii adı verildi (1825). Mimarı Kirkor Balyan’dır. Ampir üslûbundaki caminin kUçük bir avlusu vardır. Buradan iki yanlı mermer merdivenlerle, üzeıi üç kubbeyle örtülü son cemaat yenne çıkılır. Sağdaki kapı Hünkâr dairesine ve mahfiline, soldaki kapı Paşa dairesine açılır. Hünkâr dairesi dört odalı, Paşa dairesi Uç odalıdır. Bu kısımlar, düz atkılı pencereleri, parmaklıkları ve silmeleriyle tam bir turk ampiri üslûbundadır. Cami kare planlıdır. Dört cephesinde de büyük birer kemer vardır. Esas kubbe, yüksek bir kasnakla bu kemerlere oturur. Caminin içinde ve kapı üzerinde müezzin mahfili yer alır. Mimberi mermerdendir. Mihrap, ampir üslûbunun kabartma bezemeleri ve palmetleriyle süslüdür. Iç duvarlarındaki yazılar hattat Rakım ve Şahin Efendiler tarafından yazılmıştır. Caminin birer şerefeli ve çok zarif iki minaresi vardır. Binanın sol tarafındaki şadırvan avlusunda bir sebil ve muvakkit-hane bulunur. Caminin önündeki Abdül-hamid II çeşmesi son yıllarda Maçka’ya taşındı. Cami 1955-1958 yıllarında onarıldı. (M)
Nusretiye sebili, Nusretiye camii avlusunda sebil. Dalgalı biçimde duvarları, eğimli, iki yuvarlak profilin sınırladığı kornişi, kornişin eğriliğine uyan sütun başlığı tablaları ve saçağıyle barok olan bu sebil, süsleme açısından ampir üslûbundadır. Bu süslemeler, garip bir rozetle kumaş farbe-laları biçimleri ve akant yapraklanndan meydana gelir. Pencere kemerlerinin alt kısımları tamamen çıplaktır. (M) Nusretname (Tanrı Yardımını Dileme Ki-
tabı), Silâhtar Fındıklılı Mehmed Ağanın (1658-1724), 1695-1721 yılları arasındaki olayları anlatan tarihî eseri. Silâhtar Mehmed Ağa, Kâtip Çelebi’nin Fezleke-i Ta-rih-i Âli Osman’ına (Osmaıılı Soyunun Tarihinin özeti) yazdığı Zeyl-i Fezleki’ye (özetin Eki), Mustafa II’nin isteği üzerine Nusretname adiyle devam etti. Bu eserini yazarken sarayda tülbent ağalığı göreviyle padişahın yakınları arasında bulunduğu için eserinde 1695-1703 yıllarının olaylarını kendi gözlemlerine dayanarak anlattı. Mustafa II tahttan indirilince (1703) Mehmed Ağa saraydan uzaklaştırıldı ve bu yüzden bu dönemin olayları kitaba özet şeklinde girdi. Ayrıntıları vermekte ve olaylarda yer alan kişileri canlandırmakta başarılı olan eser, çağının hareketli konuşma diliyle ya-yazılmıştır. (M)

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir