ODA; Alm. Zimmer (n), Stube, Kammer (f), Fr. Chambre, salle (f), bureau (m), İng. Room, cham- ber; office; department. Bir binâ veya evde, etrafı duvarlarla çevrilmiş, oturmaya, yatmaya yarayan bir veya daha fazla çıkışı olan bölmelerden her biri. Serbest meslek adamlarını içinde toplayan resmî birlik (Ticaret Odası, Hekimler Odası vb.). Yeniçeri kışlalarına verilen ad. Yeniçeri Ocağı kurulduğu zaman ilk odalar Edirne’de yapıldı. İstanbul fethedildikten sonra Yeniçeriler İstanbul’a nakledilince Şehzadebaşı Câmii yeri ve karşısında, daha sonra da Aksaray tarafında yeni odalar inşâ edilmişti. Her orta ve bölüğün birer odası vardı. Acemi ocaklarının da ayrı ayrı odaları bulunurdu. Târihteki kayıtlara göre, Yeniçerilerin odalarının toplamı 199’dur. Bunların yüzü cemaat odası, altmış biri ağa bölükleri, otuz dördü sekban ve dördü de solak odasıydı. Odalara âit kapıların üzerinde orta veya bölüğün armaları bulunurdu. Odalar mutfak, kiler, çamaşırhâne, koğuş ve orta sofaları ile birlikte bir bütündü. Yeniçeri odaları hasırla kaplı idi. Halı ve kilim bulunmazdı. Bu hasırları yapmak için her sene Manyas’tan saz getirtilirdi. Oranın halkı, zamânı gelince sazları toplar, aksatmadan İstanbul’a gönderirdi. Odaların zeminleri çini tuğla ile döşenirdi. Yeniçerilerin odalarına yabancıların girmemeleri için kapılar konmuştu. Yeni odalardaki kapılar, âdet kapısı, ağa bölüğü kapısı, solaklar kapısı, meydan kapısı, çayır kapısı, et kapısı, karaköy kapısı olmak üzere yedi kapısı vardı. Nöbetçilerle korunan bu yedi kapının hepsi de Kânûnî Sultan Süleyman (1520-1566) zamânında açıldı. Osmanlı pâdişâhları an’ane olarak birinci ağa bölüğü mensubuydular. Bu sebepten yeni odalarda bulunan bu bölüğün kışlasında pâdişâhlara mahsus taht-ı hümâyûn odası vardı. Ekserisi ahşaptan yapılan Yeniçeri odalan zaman zaman çıkan yangınlarda yanmış ve tâmir edilmiştir. Yeniçeri Ocağının kaldırılması sırasında (1826) odalardan bir kısmı yağlı paçavralar atılmak sûretiyle yakılmış, kalanlar da birkaç gün sonra yıktırılmıştır.
ODA
21
Eki