ÖĞLE

ÖĞLE

ÖĞLE

ÖĞLE

ÖĞLE İ. (esk. türk. ön, ilk, birinci’den önle > öğle > Öğle). Sabahla ikindi arasındaki vakit, günün ortası: Bu sabah, öğleye doğru kapımda bir araba durdu (R.N. Güntekin). || öğle vakti kılınan namaz, öğleyi kıldtn mı? || öğle namazını haber vermek için okunan ezan: öğle okundu mu? ||
öğle sonu, ikindi vakti: Sıcak bir yaz gününün öğle sonuydu (N. Araz). || öğle üstü, öğle zamanı: öğle üstü güreş başladı (M.Ş. E&endal).
— Astron. Söz konusu olan herhangi bir zamanı (gerçek yıldız zamanı, ortalama yıldız zamanı, gerçek güneş zamanı, ortalama güneş zamanı» evrensel zaman, kanunî zaman v.d.) tanımlamağa yarayan gökcisminin (yıldız, güneş) meridyenden üst geçişi. (Hiç bir uyarma yapılmadığı zaman, öğle kanunî zamanı belirtir.)
— Huk. öğle dinlenmesi, işçilere öğleyin dinlenmeleri ve yemek yemeleri için verilen tatil.
— ansikl. Huk. Nüfusu on binden fazla olan şehir ve kasabalardaki fabrika, imalâthane, mağaza, dükkân, yazıhane, büro ve benzeri yerlerle bütün sınaî ve ticarî kuramlarda çalışan işçilere kanun gereğince öğle dinlenmesi tatili verilmesi gereklidir. (Nüfusu on binden az olan yerlerde belediye meclisleri bu uygulamaya ka.ar verebilir). Tatilin süresi bir saatten az olamaz. Dinlenme devresinin başlama ve bitme saatleri, mahallin belediye meclisi tarafından tespit ve ilân edilir. Dinlenme süresi içinde işyerlerinin kapab olması gereklidir. Bu süre içinde işçi ve personel serbesttir; isterlerse iş yerinden ayrılabilirler. Halkın yeme ve içmesiyle ilgili şeyleri satanlar, genel yıkanma yerleri, oteller veya eğlence yerleriyle lokanta ve gazinoların hangi saatlerde Öğle dinlenmesi yapacakları yine belediye meclisi tarafından özel olarak tespit edilir. Ancak, bu gibi yerlerin tespit edilen saatlerde kapalı olması zorunlu değildir; işçiler vardiya halinde çalıştırılarak işyeri, dinlenme süresi içinde de açık kalabilir. Bunun dışında, garaj, akaryakıt istasyonları gibi trafikle ilgili yerlerin de öğle dinlenmesini ne şekilde uygulayacakları belediye meclisi tarafından özel olarak düzenlenir, öğle tatilinin uygulanması, çalışan kimselerin ücretlerinden ve Öreki haklarından bir indirme yapılmasına sebep olamaz, öğle dinlenmesine ilişkin kanundaki hükümler emredici değildir. Buna ilişkin başka anlaşmalar, işçiye daha iyi imkânlar sağlıyorsa, bu kanunun hükümleri yerine onlar uygulanabilir. Kanun hükmüne aykırı hareket eden işverenler için çeşitli ceza hükümleri vardır. (ML)
ÖĞLEN i. (öğle’den öğle-n). Halk dili, öğle vakti, öğleyin: Nerde kaldın ayol, öğlen oldu (A.K. Tecer). [M] ÖĞLEN i. Yeni, Bk. MERİDYEN.
ÖĞLEN A i. Bk. ÖGLENA.
ÖĞLENCİ sıf. (öğlen’den öğlen-ci), Yeni. İkili öğretimde, ckula öğleden sonra giden (öğrenci). Zt. Sabahçı. (M)
ÖĞLEYİN zf. (öğle* fan öğle-y-i-n). öğle zamanı, öğle üzeri: Hayır gelmedi, öğleyin yemeğe de gelmemişti (Sabahattin Ali). Dağlar üstünde gözlerimiz yana yana öğleyin Tebük’e vardık (F.R. Atay). [M] ÖĞMEK geçi.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*