Muhammet Mustafa (sâ) (Aleyhisselâm) bir gün bir çölden geçerkensıcakta güneş altında bir adamın ibâdet etmekte olduğunu görür. İbâdet eden adamın biraz ilerisindede pek çok ağaçlar vardır. Ağaçların gölgesinde ibâdet etmek varken niçin güneşte ibâdet ediyordu.Hz. İsâ (Aleyhisselâm) sıcakta ibâdet eden adama yaklaşarak sordu:— Ey ibâdet eden zat. Ey Allah’ın kulu! İbâdetininiçin böyle kavurucu sıcağın altında yapıyorsun? Halbuki şu ilerdeki ağaçların gölgesi altında ibâdetiniyapman mümkündür. Orada gölgelikte, serin serinibâdet etmek varken niçin böyle sıcakta pişiyorsun?.,der. Adam şöyle cevap verir.-— Yâ Nebiyyallah! Şu kadar kısacık ömür içindegüneşten gölgeye geçecek kadar vakit mi var? O ağaçların gölgesine kadar gitmek için vaktimi öldürmekyazık olur. Oraya gidinceye kadar biraz daha fazlacaibâdet ederim, demiş.Hz. İsâ (Aleyhisselâm) bu adamı çok takdir etmişve sen bildiğin gibi hareket et, sen Allah’ın akıl nimeti verdiği bahtiyar kullardansın diyerek yoluna devametmiştir.
İZÂH VE AÇIKLAMA: İnsanın ömür sermayesi o kadar kısadır ki, insan gözünü açıp yummadan gelip geçiyor. Bir çok bahtiyar kimseler, hayır yolunda, ibâdet yolunda en ufak bir vakit kaybetmezken, bir takım gaflet ehli de vakitlerini öldürmek için, oyundan eğlenceden meded umarlar. Vakit geçsin diye oynuyoruz derler. Aman Allahım! Bu ne akılsızlık, bu ne ahmaklık!.. Be zavallı adam, senin boşa gidecek vaktin mi? var. Sen insansın sana ibâdet için vakit lâzım, çalışmak için vakit lazım, üim öğrenmek (okumak) için vakit lâzım, istirahat etmen için vakit lâzım!.. Bütün bunları yapmak için vakitlerin kafi geldi de mi? Oyunla, oyalanmakla, vakit geçirmek istiyorsun!.. Sen, kahvelerde, tembelhanelerde oyalanmak, eğlenip vakit öldürmek için yaratılmadın!.. Sana verilen ömrün hesabı sorulacaktır. Gece ile gündüz senin ömür kumaşını kesen kudretin şaşmaz, aman vermez bir makasıdır. Sen, yatsan da, oyalansan da, bu İlâhi makasdan o ömür kumaşmı kurtaramıyacaksm!.. O halde alık alık dolaşmanın, salak salak gezmenin hiç bir yaran yoktur. Aklım başma al ve vakitlerinin kıymetini bil, yararlı işler yap!.. Kahvehânelerde, tenbelhânelerde ömür sermâyelerinin son kalmtılannı bitirip tüketmeye çalışan emekli olmuş nice gaflet ehli tanmz ki, bu zavallı adamlann haline gökteki yıldızlar göz yaşı olarak yere dökülse yine de kâfi gelmez. Bu adamların gençlik sermâyeleri rüzgâr gibi uçup gitmiş. Ellerinde kalan zayıf, cılız bir ihtiyarhk sermâyesi kalmış onu da kahvehânelerde bitirmeye uğraşıyorlar. Yazıklar olsun bu emekli akılsız adamlara!.. Bunlar öldükleri zaman uyanacaklar ama vakit çoktan geçmiş oiacaktır: