OSMAN PAŞA Yenişehirli, türk devlet adamı (Yenişehir, ? – Edirne 1775)

OSMAN PAŞA Yenişehirli, türk devlet adamı (Yenişehir, ? – Edirne 1775)OSMAN PAŞA

 

Mahmud I devri sadrazamlarından Muhsinzade Abdullah Paşanın divan kâtibiydi. Onun Dizionario Enciclopédico italiano ölümünden sonra İstanbul’a geldi. Hâce-gânlık rütbesiyle Gurebayı yemin kâtibi < (1755), silâhtar kâtibi (1759), Tophane bina emini, çavuşbaşı (1766), reisülküttap (1767) oldu. Ertesi yıl azledildi. Sonra ruznameyi evvellik ve Rikâbı Hümayunda nişancılık yaptı. Rusya ile yapılan barış görüşmelerine katıldı (1772). Rikâbı Hümayun defterdarı oldu (1773). Vezaret rütbesiyle Anadolu sol kol asker sürücülüğüne (1774), Cidde valiliğine getirildi (1775). [M] OSMAN, Patre Ottomane de denir, osmanlı şehzadesi (XVII. yy.). Sultan İbrahim’in oğlu olduğu söylenir. Annesi dârüsr saade ağası Sümbül Ağanın yardımıyle saraya giren Zafire adında gürcü bir cariyedir. Sümbül Ağa çocuğu evlât edinerek Osman adını verdi. Bu sırada Turhan Sultan da şehzade Mehmed’i doğurdu; sütü az olduğundan, Zafire, şehzade Mehmed’in sütannesi oldu. Bu sırada Sultan İbrahim, kendi şehzadesinden daha fazla Zafire’-nin çocuğuna yakınlık gösterdi, bu durumdan hoşlanmayan, Turhan Sultana kızan padişah, şehzade Mehmed’i mermer havuza fırlattı. Bunun üzerine Sümbül Ağa, yanına Zafire ve Osman’ı aldı ve hacca gideceğini söyleyerek gemiyle yola çıktı. Sümbül Ağa Rodos ile Girit arasında korsanların saldırısına uğrayarak öldürüldü; Zafire ile Osman esir edildiler. Korsanlar esirleri Girit adasının venedikli kumandanına hediye ettiler. Batılılar, Osman’ı, osmanlı şehzadesi kabul ettiler ve bundan birtakım siyasî sonuçlar sağlamak istediler. Osman’a Patre Ottomane adı verildi; vaftiz edildikten sonra Ispanya’ya gönderilerek orada ilâhiyat öğrenimi gördü. Bu arada papa, Osman’ı resmen osmanlı şehzadesi olarak ilân etti. Bu olay, osmanlı-venedik ilişkilerinin bozulmasına ve savaş çıkmasına sebep oldu (1645). Bu savaş 1669’da Kandiye’nin alınmasına kadar sürdü. Bu savaşlar sırasında Patre Ottomane, Fransa’ya gitti; orada da osmanlı tahtının vârisi olarak kabul edildi; fakat sadrazam Fazıl Ahmed Paşaya gönderdiği mektuplardan ve dağıttığı beyannamelerden bir sonuç elde edemedi; Kandiye kalesinin OsmanlIlara teslim oluşundan sonra (1669) unutuldu. (

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*