OSMANLI PADİŞAHLARI İÇKİ İÇERMİYDİ ?
“Hayatları boyunca sarayın kapısından girmemiş ve girmeye de imkânı olmayan kişilerin kin ve nefretle dolu ve hatırat adı altındaki müsveddelerini kaynak göstererek Osmanlı padişahları hakkında nasıl hüküm verilebilir?”
Son zamanlarda Osmanlı padişahlarının ve bilhassa Sultan İkinci Abdülhamîd H an’ın içki içtiğine dâir mesnetsiz bir iddia evirilip, çevrilip yeniden gündeme getirilmiştir. Kendilerine azami saygı ölçüleriyle hitap edilmesini, saygı gösterilmesini ve en ufak bir hakarette bulunulmamasını isteyenler; tarihin akışını değiştirmiş, çağ açıp çağ kapatmış, kıtalara hükmetmiş ve asla insanlara zulmetmemiş, karıncayı bile incitmemiş bunca insana karşı en asgari saygıyı göstermemektedirler. Tarih, her aklına gelenin “kara kalemini” eline alıp, istediğini “karalama tahtası” değildir. Hayatları pahasına bin bir zahmete katlanarak, yaz kış demeden cephelerde ömürlerini geçiren, bir kısmı bir daha geri dönmeyip cephelerde can veren, idâreleri altında bulunan halkın huzur ve refahı için kendi rahatlarını ve hatta evlatlarını feda eden tarihî şahsiyetlerin 6,5 asırlık tarihleri basit ve sinsi iftiralarla karalanamaz.
İğneden ipliğe her şeyi kaydeden, padişahın sofrasına gelen yumurtanın nasıl pişirileceğini tespit eden sistem, içeceğinin cinsini, miktarını niçin kaydetmemiş olsun?
Padişahların ve ailelerinin ikamet ettikleri yer olan sarayların ve bilhassa Topkapı Sarayı’nın yanından bile geçmesi ihtimali olmayan bazı batılı seyyahların kendi hayal güçlerini kullanarak yazdıkları seyahat kitaplarını ve yine hayatları boyunca sarayın kapısından girmemiş ve girmeye de imkânı olmayan kişilerin kin ve nefretle dolu ve hatırat adı altındaki müsveddelerini kaynak göstererek Osmanlı padişahları hakkında nasıl hüküm verilebilir?
Binlerce vesika Topkapı Sarayı Müzesi’nde, milyonlarca vesika da Başbakanlık Osmanlı Arşivi’ndedir. Bu vesikaların bir tanesinde Osmanlı padişahlarının içki masalarından, içki sofralarından bahis yoktur.
Bu milyonlarca vesika arasında Sultan İkinci Abdülhamîd H an’ın içld içtiğini gösteren bir belge de yoktur.
“Kabahatin belgesi olmaz” diyenler olabilir. Eğer padişahlar içki ile meşgul olmuş ve içmişlerse bu arşiv kayıtlarında mutlaka olmalıdır. Ve bugüne kadar ortaya çıkmamasına imkân da yoktur. Zaten Osmanlı padişahları aleyhinde bir bilgi bulurum ümidiyle Osmanlı Arşivi’nin yolunu aşındıran nice tarihçi müsveddeleri görmüştür bu millet.
“Efendim Osmanlı tarihî kaynaklarından falan kronik, filan vaka- nüvis eseri, filan yazma eser vardır onda yazılıdır.” diyenler olabilir. Hatta Sultan İkinci Selim Han’ın Kıbrıs’ı üzüm bağlarının çokluğu sebebiyle fethettiğini de söyleyebilirler. Nitekim söylenmiştir de. Peki, Kıbrıs’ı fetheden Osmanlı Devleti bizzat kendisi veya devrin padişahı burada kaç tane şaraphane kurdurdu? Bunun kaçta kaçını kendi hazine-i hassasına yani şahsi hâzinesine bağladı? Ne kadar şarap üretti ve saraya getirip içti?