ÖZ i. (esk. türk. k.).

ÖZ i. (esk. türk. k.). Bir kimsenin benliği, manevî varlığı, zat, nefis: Sevgiliyi sevmez, sevgilide özünü sever (N. Ataç). II Can alıcı nokta, temel unsur: işte size bütün kitabın özü: tlim ve yatan adamı olunuz (F. R. Atay). || Bir şeyin en kuvvetli, kıvamlı kısmı: Meyvenin «ti, |i Zam. Esk. Kendi: Merhem koyup onarma sinemde kanlı dağı ! Söndürme Öt elinle yandırdığın çerağı (Fuzuli). -ıi4 V. ’
— CEŞ, DEY. öz gözüyle. Esk. Kendi gözüyle. II öz Özüne. Esk, Kendi kendine: Ah edüben bu zevkimi artıran / öi özüne bir Halebi batıran (Dadaloğlu). )h<Aözü sözü bir (doğru), doğru sözlü, güveniUi (kimse): Medresenin hocası bu aydın “yhllü, özü sözü doğru genci çok sevmiş, bilgisine hayran olmuş ıN. Araz).
4. Varoluşçuluğun öz ile varoluş arasında yaptığı ayırım ise. Descartes’ın ayırımından tümüyle farklıdır. Gerçekten de, des-cartes’çı görüşün tersine, bu felsefe akımı, varoluşun özden önce geldiğini ilen sürer. Sartre töz nesnede değildir: nesnenin anlamıdır, nesneyi açığa vuran görünüşler zincirinin sebebidir* der.
öz kavramındaki karmaşıklık ve zorluklar, çeşitli felsefe dönemlerinde ele alınan varlık ve kavram fikirlerinin doğurduğu karmaşıklıkları ve zorlukları özetlemektedir.
— Gıda sanay. öz giderme işleminde ham yağa belirli şartlar altında, su, su buharı veya bir elektrolit eriyiği katılarak bîr emülsiyon meydana getirilir ve «öz ğider-me hamuru» şeklinde şişen özler santrifüj makinesiyle yok edilir. Bu karmaşık Üründen, helmelere (poliholozitier) eşlik eden teskinler çıkarılabilir; lesitin besin sanayinin çeşitli kollarında, özellikle margarin yapımında kullanılır.
_ Şarapçılık. Şarap özü veya hulâsası.
Kuru şarap hülâsasını meydana getiren maddelerin şaraba rengini, tidtfu ve kokusunu vermek bakımından yararı vardır. Bu maddeler (tuzlar, asitler, gliserin, şekerler, azotlu maddeler, tanenler, renk veren maddeler, pektinler, zamklar v.s.) şarabın içinde erimiş durumda veya koloidal asıltı halindedir. Ortalama olarak, tama-mıyle mayalanmış bir şaraptaki kuru öz
oranı litrede 15-25 gr arasında değişir. Kuru öz miktarının tayini mari banyosunda, ya açık havada ya da hava boşluğunda veya karma buharlaştırma (açık hava ve hava boşluğu) yoluyle yapılır. Ayrıca yoğunluğa göre kuru öz tayini de yapılabilir. (I<M)
ÖZ sıf. Gerçek: Dünya yüzünde, bir sefer olsun, tanışmadan / öz çehrenizle sizleri görmekteyim bu an (Yahya Kemal). K«-malartn çocukları öz annelerine «anne» diye hitap edemezler «teyze» diye çağırırlardı (Ziya Gökalp). Ancak öz şiir bizde çok unutulmuştur; o kadar kİ, yok sanılıyordu (N. Ataç). || Karışıksız, yabancı unsurlardan temizlenmiş, arı, saf, halis: Muamelât müdürü. Hakikaten bir enstitü İçin yakışıksız bir İsim, öz Türkçe devrinde (A.H. Tanpınar). Yeni kuşak, başka çıkar yol olmadığım çoktan anlamış ve öz Türkçe’ye dört elle sarılmıştır (ö. A. Aksoy). ,1 öz kardeş, aynı ana ve babadan doğmuş çocuklara verilen ad: Siz hemen hemen öz-kardeş sayılırsınız (R. N. Güntekin).
_ DEY. öz be öz. Halk dili, öz, gerçek.
— Astron. Bir yıldızın öz hareketi, ıraklık açısı bilinen bir yıldızın, gerektiğinde bu ıraklık açısı da hesaba katılarak, klasik kırılma*, devinme*, üğrüm* ve aberasyon* ile ilgili bütün düzeltmeler yapıldıktan sonra koordinatlarında meydana gelen küçük değişme. (Bk. ANStKL.) |] Güneş’in öz hareketi, Güneş’in, günlük hareketinden ayrı olarak tutulum üzerinde yaptığı hareket.
— Bot. öz ışınları, dikine düzlemi gövde ve kök ekseninden geçerek birinci odun-soymuk demetlerini birbirinden ayıran (birinci öz ışınları) veya ikinci odun ve soymuk damar demetlerini kesen (ikinci öz ışınları) özekdoku çizgileri.
— Fiz. öz ısı. Bk. İsınma ISI’ıı.
— Mat. Noktalan ile parametrenin değerleri atasında birebir tekabül bulunan bir eğri yayının parametrik gösterilişi için kullanılır. II Noktaları ile iki parametrenin değer çiftleri arasında birebir tekabül bulunan bir yüzeyin parametrik gösterilişi için kullanılır. || öz vektör, veklörel bir uzayın, bir kare matrisle belirlenen çizgisel dönüşümünde, görüntülerinin bileşenleri kendi bileşenleriyle orantılı olan vektörlerden her biri. (Bk. vektör.) | öz değer, önceki dönüşümde, her öz vektörün görüntüsünü elde etmek için, bu vektörün çarpıldığı katsayının değeri. || öz doğrultu, önceki dönüşümde, bir öz vektörle belirlenen doğrultu. (Bk. DOÛBUUU.) || öz dönüşüm, cebirde, bir ifadenin kendi içinde veya kendi üzerindeki uygulaması veya dönüşümü.
— Melrol. Maddenin belirli bir miktarını ifade eden bir büyüklük (hacim, kütle veya ağırlık birimi) için kullanılır.
— Piıoteknik. ÖZ uyarma, bir patlayıcı madde fişeğinin, aynı maddeden yapılan uzaktaki bir fişeğin patlamasıyle ayrılması.
— Teknol. öz ışınlı ağaç, enine kesitinde, özden çevreye doğru yayılmış ışınları olan ağaç. II Biçildiği zaman, biçme yüzeyinde, bazı kumaşların harelerine benzeyen ışık oyunları ve renkler gösteren kaplama tahtası.
— ANSIKL. Astron. Yıldızların öz hareketleri üzerine bilgi, evren bilgisinin temel verilerinden biridir (açılım ve yükselimde öz hareket; ancak yıldızın uzaklığı bilindiği zaman belirlenebilen mutlak Öz hareket). Bugün, yıldızların 250 000 öz hareketi bilinmektedir, bu öz hareketlerin analizi. Gökada yıldızlarının dinamiğinin incelenmesini ve özellikle Gökada dönme hareketinin unsurlarının kesin olarak belirlenmesini sağlar.
— Mat. n boyutlu bir E vektör uzayında, bir A [aıj] kare matrisi yardımıyle,
X’ = AX matris eşitliği tatafından çizgisel bir T dönüşümü lanjmlanır; burada X. E cümlesinin bir vektörünün xt, « … bileşenlerinden oluşmuş bir sütun matris ve X’ bu vektörün görüntüsünün x’ı, x’t, … xV> bileşenleri ile oluşan sütun matristir. Bir Öz vektör, öz değeıi k olduğuna göte, X’ = VC şartı ile belirleyici, nitelik kazanır. öz değerler, belirleyici denklem deni-
öz
yiWiílr d,ş (neıkeiii ? kjpaj, \ açık
« (bol.) !en k cinsinden bir denklemden elde edilir:
öıt — X °2I — X
“■.i a».s
birinci tarafın determinantı A matrisinin determinantıdır ve bu determinant da kö-^en elemanlarından i. çıkarılmıştır. Her «Kr. viiı ÎÎ. 4Î basanı ağıyle sayıldığına göre köklerin cümlesi A matrisinin spek-
“nUKVeÎrk-‘liinCİ basamaktan bir mat-İı ». Öz değeri vardır. Bu öz değerlerden her birine bir öz doğrultu tekabül eder ve bu öz doğrultuya tekabül eden vektörlerin hepsi Bz vektörlerdir. Belirtici denklemin katlı her köküne, öz vektörlerin çizgisel bir katilliği tekabül eder, öz değerler öz doğrultular, öz vektörler A matrisinin matrtsıyel belirticileridir.
P geçiş matrisi ile bir taban değiştirilmesi yapılına, A çizgisel operatörünün yerini, ı ^ir matris olan A’ = P-1 AP
niceliği alır. Bu özellik matrislerin küseğenleştirme* probleminde kullanılır.
—- Piroteknik. Maden ocaklarında kutlanılan patlayıcı maddelerin bu özelliği bir Öz »yarma katsayısı ile belirtilir; bu katsayı iki bağımsız destek üzerine eş eksenli olarak konmuş, her biri 50 gr patlayıcı madde taşıyan 30 mm çapında silindir biçimin-*,r1asind4′ patlamanın uyarılma ıntımafı 1/2 olduğu zaman bulunan uzaklık olarak tanımlanır. Fişekteki patlayıcı madde yoğunluğuna bağlı olan öz uyarma katsayısı, en duyarlı olanlarda 25 sm’ye ulaşabilir. (LM)
kullanır («transandantal özalgımn kökten gelen sentetik birliği»). Maine de Biran
ÎmnT ir ■birl..güç ol«ak «ben» hak-
kında edindiğimiz bilinci, dolaysız iç özal-gı diye adlandırır. (L) 1
«ZALGILA_MA blş. i. Psikol. ve Psiko-Organlarla ilgili duyarlığın faaliyeti. bu faaliyetin sonucu. || Kendi kendinin algısı, yanı çeşitli organların ve tonusla-rının durumunu, yerçekiminin şiddetiyle ilişki içinde bulunan bedenin durumuna göre algılayış, (özalgılamanın verileri duyumsaldır ve şu üç kaynaktan gelir: dokunma duyumları [deriyle ilgili özalgıla-
£mi,rrt»le£ ı du>’1umlar [kaslarda ve eklemlerde bulunan alıcılar], iç kulaktan gelen duyumlar. Özalgılama verilerinin biriKimi» insana, beden şeması’nı saklar.) [L] ^AL.p. «*• Kara kaili, Doğu Anadolu bölgesinde (Yukarı Murat-Van bölümü,
ftoSıı tî™el *ÎİLkasaba; La2û. ““f.
i m? ™ îîln nı^ doğusunda; yüksl. İîî. TUrk;yc’yi İran’a bağlayan Van-Kotur demiryolu üzerinde istasyonu vardır
2 380 ltmî; 16 453 nûf- (1990) köy. Hayvancılık, tarım. “(M)
ÖZ 1. Halk dili. Dere, (M)
SJ™îin^’ türk müzecisi (İstanbul 1887 ■wy. 1973) Hukuk fakültesini bitirdi. Müzecilik ve güzel sanatlar alanında çalışmalar £,pF- İstanbul müzeleri müdür muavinli-^ ve T°Pk*P< Sarayı müzesi mü-düılüğü görevinde bulundu (1928). Bu görev nin yanı sıra Çinili köşkün ve İstanbul daki tanht değeri olan türbelerin onarılması ve korunması için çalıştı. Türk Ta-rih,kurumu ve Alman Eski Eserler enstitüsü üyeliklerine seçildi. Eserleri: Ar,İv
noZU;:ö.n?38);w En Nadir Türk ÇiniM (1940); Risaleyi Mimariye (1944); Türk Kumaş ve Kadifeleri <dlt 1-2, 1946); Topkapı Tahsin ÖZ Müzesi (1950); Emaneti Mukaddese
SÎS;’* ¿İ,a,nbul Camileri (cilt 1-2, 1962 -1965); Türk Dokumacılığı ve Selçuklular Devrine Ait Bazı Kumaşlar (1964). Ayrıca türk sanatlarıyle ilgili yerli ve yabancı yayın organlarında çıkmış yazılan vardır. (M) ÖZAKMAN (Turgut) türk oyun yazarı (An-?-*!£ £°kara Hukuk fakültesini bi-
ttirdi (19Î2). Bir süre avukatlık yaptı. Basın Yayuı Genel müdürlüğünde görev aldı, sonra T.R.T. kunımunda çalıştı. Sanpmar 1914 o yünüyle Ankara Sanatseverler derneği tarafından 1968 yılının en iyi oyun ya-5?” Eserleri: Pembe Evin Kaderi
S Güneşte On Kişi (19ÎÎ); Tufan (1957); Duvarların ötesi (1959): Kanavice (196°); Ocak (1962); Paramparça
f”‘»Xciî9<2: Vtutal Kote’ Disiplin Kuru’ lu (1968): Komşularımız (1968); Sanpmar 1914 (1968). (Bk. EK CİLT) İM] P
î?- ‘■ Fels- Bir fikri, bir gerçeği, bilinçle doğrudan doğruya kavrama.
= ÖJa.lg‘ terimi’ düşünmeyle bir-
ükteld algıyı belirtmek için Leibniz tarafından felsefe diline sokuldu. Algı ile özalgı arasında fark gözetilmesi, Leibniz felsefesinin temel yanlarından biridir. Bu filozofa fj«1, monad’ın birincil vc temel bir niteliğidir, özalgı ise, şu veya bu algıdan kendi algımız olarak edindiğimiz bilgidir. Kant Kritik der reinen Vernunft’ta (Saf Aklın Tenkidi) zihnin çeşitli izlenimlerine ve sezgilerine dayanarak gerçekleştirdiği sentezi belirtmek için nözalgı» kelimesini
ÖZALP (Kâzım), türk kumandanı ve devlet ?£snu (Köprülü [Titov Veles], Yugoslavya 1880-Ankara 1968). üsküp Askerî rüştiyesi ve Manastır Askerî idadisinde okudu Har-bıyeye girdi (1900). Erkânı Harbiye mektebinden mümtaz yüzbaşı olarak çıktı (1905) Şelânıkte 36. Alayın 2. Bölük kumandanlığına tayın edildi. Bulgar çetecileriyle çar-
«m.
nMu » f!r,kas,n,n erkânıharp leisi
*i.“n lsyanlnl bastıran Ha-riQi»ı n ‘i4uyie b,rllk,c lslanbul’a geldi (1909) Bulgar çetecisi Sanda ski’nin faaliyet-
dı (1910). SelSnık Vilâyeti Jandarma Alayı lakıp kuvvetlen kumandanı oldu (1911) Bulgar ve rum çetecileriyle çarpıştı, Balkan SÍJ?““1’?’ Pirlepe ve Manastır bölgelerinde yapılan muharebelere (1912) ia. rrîîilin* alırmasıyle sonuçlanan hare-li1’ lstan.b«1 Merkez kumandanlığı nQru\mC1v j î.^ır’ldi Binbaşı oldu
t,;İ4)^Vî1daki Se«rar Jandarml alayı kumandanlığına tayın edildi (1914). Birinci Dünya savaşının çıkması üzerine Van Seyyar Jandarma fırkasını kurdu. Dilman Ru-mıye. Katar, Hoy, Saray bölgelerinde Rusia ra karşı savaştı; kaymakam oldu. 10 Sey-J?r İ?.™1»™* Fırka kumandanlığına getirildi. Kığı, Erzurum ve Kemah bölgelerinde yaptığı başarılı savaşlardan dolayı gümüş Muharebe imtiyaz madalyası (1915) ve alman ikinci sınıf Demir Haç1 nişan, aldı (1917), aynı yıl miralay oldu. 10. ve 3. Kafkas fırkaları kumandanlığına getirildi. Trabzon ve Batum’u Rusiardan geri a-i4lne alt,n Ha,p Liyakat ve Leopold Şövalye madalyaları verildi. Yunanlı ların İzmir i işgali sırasında izinli olarak orada bulunuyordu; hemen kılık değiştirerek airfı1 1 61- Fırka kumandanlığını
aldı. Bunun üzerine İstanbul hükümeti tarafından askerlikten çıkarıldı ve hakkında idam hükmü verildi. Balıkesir bölgesinde Kuvayı Milliye teşkilâtını kurdu. Büyük Millet meclisine Karesi (Balıkesir) mebusu olarak katıldı (1920). Büyük Millet meclisi tarafından İzmir Şimal cepheleri kumandan-lığuıa, daha sonra da Kocaeli Grup kumandanlığına getirildi. Sakarya savaşına katıldı, »aşanlarından dolayı mirliva oldu. Büyük fîHSÎ meclisi tarafından millî müdafaa ve-k İliğine getirildi. Büyük Taarruzdan sonra Meclis reisi seçü-
ıSîSP” – 5 tc ‘kinci defa millî müdafaa vekilliğine tayın edildi. C.H.P. meclis grup
1950’de Van milletvekili seçildi. 1954 te siyasetten çekildi. Mezarı Ankara’da Cebeci Askerî şehitliğin-dedır. Mili, Mücadele (1972) adlı bir eseri vardır. (M)
mviï*^/Utb01 ,m,İIIİ Akımında oynadı. 1933 te profesyonel futbolcu olarak fransız «acın* kulübüne girdi. Yurda dönüşünde
yer »¥df ¿nka™«üc‘i «akımlarında
yer aldı. Sonra tekrar Altay’a girdi ve fut-
(M) aya kadar bu takımda oynadı.
fbhimMAN <Münif Fehim). Bk. MÜN1P
ÖZBA6IŞJKL1K blş. i. Tıp. Bireyin, kendi vücudundan olan unsurlara karşı antikor yapması (hastalık). ’
— ANStKL. Tıp. özbağışıkhk, normal ola-mL ı T kendine karşı değil, yabancı maddelere karşı antikor yapmasıdır. Meselâ kan grubu uyuşmazlığında, birey, kendinden olmayan antijenlere karşı antikor hazırlar Patolojide, XV. yy.ın başından beri, bire-îiO.ή”“1 unsurlarına karşı antikor yapabil-dığı bıhnmektedir. 1904’te, Donath ve Land-steıner, paroksıstık hemoglobinüride soğuk “,oaİnfi!k<>rlarm rolünü” gösterdiler. Az sonra, 1908 de, Chauffard ile Troisien, Widal Abramı ve Brûlé 37= C’ta etkili otoantikor-lardan ilen gelen kansızlıkları tanımladılar utoantıkorlardan ileri gelen hastalıklar he-kıml’kte önemü yer tutar. Birçok hastalık nalı artık bunlara bağlanmaktadır.
İçsalgı alanında, Hashimoto troidozu, çoğu zaman troglobülin’e karşı koyan antikorlarla bırarada görülür.
Böbrekte, kabuğun büzülmesinden ileri gelen bazı böbreküstü bezi yetmezliklerinde, böbreküstü bezini etkileyen otoantikorlar meydana çıkarılmıştır.
Sinir hastalıkları alanında, bazı ansefalomi-yelıtlerde de otoantikorlar görülür.
Bazı kolagen hast alıklar’ mda (yaygın erîtem-h deri veremi, Gougerot-Sjögren belirtisi, yel şeklinde eklem romatizması) çeşitli antikorların varlığı sık sık görülmüştür.
Kan bilimi alanında, paroksistik hemoglobi-nun, bazı hemolitik kansızlıklar, Biermer kansızlığı otoantikor hastalıklarıdır.
Bu hastalıklar yalnız otoantikorlardan değil, gammaglobülin’in yükselmesinden de anlaşılır, Hasta noktalarda bol miktarda akyuvar görülür. Tedavide kortikoitler çoğu zaman iyi sonuç verir. (L)

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*