ÖZERK blş. sıf. Yeni, özerkliğe sahip olan; belirli sınırlar içinde ve merkezi bir güç çerçevesinde kendini kendi kanuıüarıyle idare eden: özerk ülke. (Eşanl. MUHTAR.) ||ö-zerk sendika, merkezî bir sendika teşekkülüne üye olmayan sendika.
_ ANStKL. NUmism. Roma imparatorluğunda özerk para’Ur, iki sınıfa aynlır: sırf onları bastıran şehir veya ülkelerin alâmetini taşıyan özerk paralar ve bir yüzlerinde imparatorun resmini taşıyan imparatorluğun özerk paralan. Roma hâkimiyeti altında özerk şehirlerin çoğu özerkliklerini paralarının üzerine autonomía kelimesinin kısaltılmış şekilleri olan A., AY., AVT., AVTON. ibarelerini basmak yoiuy-le belirtirlerdi. (L)
ÖZERKLİK blş. i, (Özerk’len özerk-ilk). Yeni. Merzekı bir gücün yönettiği daha geniş bir kuruluşun içinde kendi kendini serbestçe idare etmek hakkı. | Bir kişinin kendi kendine serbestçe karar verebilmek hakki.
— t da. huk. Genel olarak, merkezî idare dışında kalan kuruluşların, kanunla belli sınırlar içinde kalmak şartıyle, kendi hareketlerine hâkim olacak kuraUan yme kendilerinin düzenleyebilme yetkisi ve idari, mali konularda sahip bulunduktarı az veya çok hareket serbestliği. (Bk. ANS1KL.) || Üniversite özerkliği. Bk. ANStKL.
— ANStKL. 1da. huk. özerklik terimi, türk hukukunda eskiden beri kullanılan «muhtariyet» karşılığıdır. Bu bakımdan özerkUgi, bağımsızlıkla karıştırmamak gerekir. Yargı organının bağımsızlığından söz edilirken, bu organın hiç bir yerde emir ve direktif alamayacağı belirtilmek istenir. Oysa özerk bir kuruluş üstünde denetim vardır. Ancak, birçok «yerinden yönetim» idareleri üstünde uygulanan denetim, idare bütünlüğünü, kamu hizmetlerinin, eşitlik kuralı uyannea devamlılığını sağlama amacıyle, merkezi idare tarafından gerçekleştirilir, özerkliğin özel bir şekilde kullanıldığı alan ise, üniversitelerdir. Gerçekten Anayasa, üniversitelere ilişkin 120. maddesinde üniversite özerkliğinden söz ederek, bu kavrama, asıl anlamını değiştirmemekle birlikte, özel bir anlam vermiştir.
İdare bütünü içinde merkeziyet ve yerinden yönetim ilkeleri paralel olarak kullanılır. Merkeziyete, bütün İdarî kademe ve makamlar, ast-Üst ilişkisi içinde meı-keze bağlıdır. Bu İdarî teşkilâtın yukarı uçları, bakanlıklara kadar çıkar. Ayrıca, Başbakanlık ile Bakanlar kurulu ve bazı yardımcı merkezî kuruluşlar, cumhurbaşkanının da görev ve yetkilerinin eklenmesiyle merkezî idareyi meydana gelilir. Bu merkezî idarenin, başkentte ve taşradaki teşkilâtı, tek bir tüzel kişilik içinde ve Devlet adı altında birleşir. Bu bakımdan, merkezî idare içindeki makamların, ayn ayrı özerkliklerinden söz edilemez. Yalnız valilerin, özel durumları sebebiyle, «yetki genişliği» adı verilen bir nispi hareket serbestliği vardır; ancak bu da bir özerklik niteliğinde değildir, çünkü yalnız valilere tanınmıştır ve gerektiğinde valinin bir kararı, hiyerarşik üstü durumundaki bakan tarafından değiştirilebilir, kaldırılabilir. Buna karşılık, merkezî idare dışında kalan, mahallî veya hizmet yerinden yönetim kuruluşları, merkezin ve yürütme organının hiyerarşik denetimine bağlı tutulmadığı, bir tüzel kişiliğe ve dolayısıyle ayrı karar organlarına ve malvarlığına sahip bulunduğu için özerktir; ancak bu özerklik, her kuruluş bakımından aynı genişlik ve etfcı-likte değildir. Çünkü İdarî vesayet adı verilen merkez denetimi, kanunî açıklığa dayandığından, kanunkoyucu da, her «yerinden yönetim» kuruluşunu veya çeşidini aynı nitelikte görmediğinden, bu kuruluşlar üstündeki denetim her zaman aynı derecede olmaz. Meselâ, belediyeler, köyler, Türkiye Radyo ve Televizyon- kurumu, ik-itisadî devlet teşekkülleri, meslek teşekkülleri, bazı üniversiteler farklı hukukî statülere sahiptir. Bütün bu kuruluşların ortak özelliği, her biri kamu tüzel kişisi olduğu için, kendi görev alanlarını ilgilendiren kanun ve tüzüklerin uygulanmasını sağlamak amacıyle yönetmelikler çıkarabil-
mesjdir. Yönetmelik yapma yetkisi, yerinden yönetim kuruluşlarının özerkliğe sahip bulunduklarının ilk belirtisidir. Böylece kanun ve tüzüklerin sınırları içinde, serbest bir karar alma imkânına sahiptirler; ancak bazı kuruluşların yönetmelikleri ilgili bakanlığın onayına bağlıdır ve bu gibi kuruluşların özerklikleri belli oranda sınırlanmaktadır. Yerinden yönetim kuruluşlarının, kendilerine ait karar organlarma sahip bulunmaları da, ayrı bir iradelerinin olduğu-nıı gösterir; ancak, bu karar organlarının seçilmiş olmaları halinde Anayasa ayrı bir özerklik teminatı tanımaktadır. Anayasa il özel idaresi, belediye ve köylerin seçilmiş organlarının, organlık sıfatını kazanma ve kaybetmeleri konusundaki denetimin ancak yargı yoluyle olabileceğini belirtmiştir. Bunun gibi, yine Anayasa, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşlarının yani barolar, ticaret odaları, borsalar gibi kuruluşların seçilmiş organlarının, ancak bir yargı kararma dayanılarak görevden uzak-laştırılabileceğini ifade etmektedir, öyleyse, mahallî idarelerle, kamu kurumu niteliğın-, meslek kuruluşları, merkezî idare ve yürütme organını, dolayısıyle de muhtemel siyasî baskıların etki alanı dışına çıkarılmaları mümkün olmaktadır. Bu da, bir özerklik teminatıdır.
Türkiye Radyo Televizyon kurumu ise, biraz daha farklı niteliktedir. 1961 Anayasasının ilk şeklinde T.R.T. de, üniversite gibi, geniş kapsamlı bir özerkliğe sahip kı-
1 inmişti. 20. JX. 1971 gün ve 1488 Sayılı kanunla Anayasaya getirilen değişiklik, T. R.T.’yi eski Özerklik statüsünden çıkarmış, fakat tarafsız bir kamu tüzel kişiliğine sahip bulunduğunu ifade etmiştir. Kanunkoyucu T.R.T/yî düzenlemek konusunda başka «yerinden yönetim» kuruluşlarında olduğu kadar yetkili değildir; çünkü, Anayasaya gore kanun, yönetim ve denetimde ve yönetim organlarının kuruluşunda tarafsızlık ilkesini bozamaz; seçilmiş organlara sanıp kuruluşların bu organlarının feshi konusunda olduğu gibi.
• Üniversite Özerkliği, Anayasadaki düzenleniş şekliyle, daha geniş ve dolayısıyle de, daha özel anlamdadır, özel kanuna göre kurulan bazı istisnaî üniversiteler dışında kalan üniversiteler, kendi seçtikleri organlar eliyle yönetilen, bilimsel ve İdarî özerkliğe sahip kuruluşlardır, üniversite öğretim üyeleri ve yardımcıları, Anayasanın öngördüğü istisnadan başka, üniversite dışındaki makamlarca görevlerinden uzaklaştırılan!azlar. Ancak üniversite özerkliği de. bir bağımsızlık değildir. Bu sebeple, devletin gözetim ve denetimi, kanunla düzenlenebilmektedir. Üniversite bütçesi de, genel ve katma bütçelerin bağlı oldukları esaslara uygun olarak yürürlüğe konur ve denetlenir. Ayrıca, üniversite özerkliği, üniversite bina ve eklerinde suçların ve suçluların kovuş-turulmasına engel olmaz. Üniversitede eğitim ve öğretim hürriyetlerinin tehlikeye düşmesi ve bu tehlikenin üniversite organlarınca giderilmemesi halinde, Bakanlar kurulu ilgili üniversitenin veya bağlı kuruluşlarının yönetimine elkoyabilir, Anayasa mahkemesi, üniversite özerkliğinin, fakülteleri de kapsamasının zorunlu olmadığını kabul etmekte ve fakültelere özerklik tanımayan bir kanunun Anayasaya aykırı görülemeyeceği sonucuna varmaktadır. (M)
ÖZERK
16
Mar