PAGET OF BEAUDESERT

PAGET OF BEAUDESERT
Holbaln’den
Cabinat des Estampas, Paris
Mortal PAGNOL
■to. T. Biroili (MBYDAX) ; Boner, LipnttlH (LAROVBSE) ; BncKlopedia Americana
Horyoci tapınağı (Japonya)
Bangkok’ta
ortaya çıkarıldı. İki yapı safhası gösteren kulenin isi, kuzeyde bir oda meydana getirecek şekilde iki kısma ayrılmıştır. Burada da Claudlus Gothieus’a (268-270) ait bir sikke bulundu. (Bk. EK CtUR [M] PAH i. (fars. pâb, süslenmiş’ten). Eğik olarak kesilmiş kenar. |] İnişli yer, bayır, şev. 1| Pahım almak, meyilli hale getır-‘ mek, meyil vermek.
— Ciltc. Kitabın kolay açılması için genellikle sırt boşluğu tarafına yerleştirilen 45° kırılmış karton kenar.
— Ins. Bir yapı elemanının köşe keskinliğini gidermek ve ejik bir yüzey elde etmek amacıyle yapılan körletme.
— Marang. Kaplama tahtalarına açılan yivlere verilen ad.
— Mekan. Bir parçada, kenar keskinliğini gidermek için yapılan körletme. (Bu işleme pah kırma denir.)
— Mim. Bir taş blokunun, bir ahşap veya cam parçasının köşesinin kesilmesiyle elde edilen eğik düzlem profilli silme.
— Teknol. Bir parçanın kenar ayrıtını kırarak elde edilen eğik yüzey.
— ANStKIı. Teknol. Pah iş parçasının korunmasını kolaylaştırır, ayrıca doğramacılıkta olduğu kadar ince marangozlukta da estetik bir rol oynar ve bir silme gibi sabit olabilir; profili dilz, içbükey veya dışbükeydir.
+ Sıf. Eğik, meyilli. (t**)
PAH. Coğ. Bk. KOCAKOC PAHA veya BAHA i. (fars. behd, değer’-den). Bir malın veya bir işin değeri; kıymet, fiyat: Bir kasabadan alman alın, yahut eşeğin pahası en yakın kasabaya götürülünce değiflveriyordu (Ömer Seyfed-dln). Amr lbni Harisi’l Mahzumî o cevahiri iki milyon dirheme satın aldı. Sonra diyan Aceme götürüp İki kat pahasına satmıştır (Cevdet Paşa), Yeni. Eder. [| Esk. Bt-baha, çok değerli.
— ÇES. DET. Paha biçilmez, fiyat konulamayacak kadar değerli: İran’a bu palıa biçilmez kitabı aramaya giden Mehmet Çelebi onu bulup yurda Öyle dönmüş (N. Araz). II (…) l’ahasına, (…) karşılığında, sonucunu veya olacağını bile bile: Hep pencereye koştuk. Ben arabayı kaçırma pahasına yere indim (B. Felek). Ben de bütün hayatımda onu doğuran tesadüfleri. hattâ büyük ıstıraplar pahasına yaşadım (A.H. Tanpınar), il Pahaya çıkmak, fiyatı artmak, pahalanmak. || Ateş pahası. Bk. ATEŞ. [| Ne pahasına olursa olsun, her şeye razı alarak, her şeyi göze alarak: Ne pahasına olursa olsun rütbe almak hırsım yenmiş insandı (Kemal Tahir). || Yok pahasına, çok ucuza: Evi yok pahasına almışlar.
II Yükte hafif pahada ağır, taşınması kolay, fakat değeri yUksek: Yükte hafif pahada ağır yalnız bir çanak vardı (N. Araz). [MJ PAHACI sıf. ve i. (paha’dm paha-cı). Pahalı mal satan (kimse). [M] PAHALANMAK dönşl. f. (paha’dan paha-la-n-mak). Fiyatı artmak, daha pahalı hale gelmek. Zt. ucuzlamak, (m)
PAHALI sıf. (pahfl’dan paha-lı). Fiyatı yüksek olan: Beyrut’ta ŞU (finde bulunduğum Saint-Georges’dan başka pahalı otel olarak Normandie var (R.H. Karay). Zt.
UCUZ,
— DEY. Pahalıya mal olmak (veya oturmak). çok para veya fedakârlık gerektirmek, kolay elde edilememek veya büyük zarara yol açmak: Masalım bana biraz pahalıya mal olmuştu amma ne yaparsınız? (R.N. Güntekin). Yeni aldığımız araba bize pek pahalıya oturdu. (M)

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*