PAJEROS i.

Oldukça küçük boylu, açık renkli yaban kedisi; Uruguay’dan Patagon-ya’ya kadar Amerika ovalarında yaşar. (PAMPA KEDİSİ denilen kedi budur.) [L] PAJOL (Claude Pierre, —kontu), fransız generali (Besançon 1772-Paris 1844). Mısır’da Kléber’in yaverliğini yaptı; 1807’de generalliğe yükseldi, süvari kumandanı olarak Rusya, Leipzig ve Montereau’da yararlık gösterdi (1814). Bourbon’lara düşmandı; Charles X’u Rambouillet’de izleyerek 1830 Devrimine katkıda bulundu. Louis-Philippe devrinde Paris valisi oldu. (L)
PAJOU (Augustin), fransız heykeltıraşı (Paris 1730 – ay.y. 1809). J. B. Lomoyne’ın öğrencisiydi; 1748’de Roma ödülünü kazandı, on iki yıl İtalya’da kaldı. Palais-Royal sarayının giriş kapısı üzerindeki oymaları, Bourbon sarayındaki ve Orléans katedralindeki yüksek kabartmaları, Louis XVI’-nın emri üzerine de D escortes’m, PascaV-ın, Bossuet’nin v.b. heykellerini yaptı. Nathalie de Laborde heykelinde insanı çeken zarif üslûbu, Psykhe’sinde (Louvre) antik bir havaya bürünür. 1788’de innocents (Masumlar) çeşmesini, Jean Goujon tarzında tamamlamakla görevlendirildi. (L)
PAJSBERGİT i. (İsveç’te yer adı Pajs-berg’ten). Miner. Billûrlu rodonit çeşidi veya pembe renkli tabiî manganez silikat. (L) ‘
PAK sıf. (fars. pak). Temiz, saf: Efendiler, bizim çehremiz her zaman temiz ve pak idi ve daima temiz ve pak kalacaktır (Atatürk). Ey bu topraklar için toprağa düşmüş asker / Gökten ecdad inerek öpse o pak alnı de-
ğer (M. Â. Ersoy). || — Esk. Halis, katışıksız. || Kusursuz, günahı olmayan. || Mübarek.
— ÇEŞ. DEY Ak pak. Bk. AK. || Pir ü pak. Bk. PiRüPAK.
— Esk. Pak-daman (veya pak-damen) [«eteği temiz»], namuslu, iffetli. || Pak-damanî (veya pak-dameni) [«etek temizliği»], namusluluk, iffetlilik. || Pak-meşreb, yaradılışı iyi olan. || Pak-zad, temiz asıllı. || Ab-ı pak, temiz su.
♦ Pakan çoğl. i. Esk. Azizler, ermiş kimseler.
♦ Paklık i. Temizlik, saflık. || Esk. Halis, hilesiz olma. (M)

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*