Genel

PAKİSTAN

PAKİSTAN-, Güney Asya’da devlet; ocak ~ vmv* – * :faı\ w® Pakistan arasında Bülucistan’da 1972’ye kadar, 1 700 km mesafeyle iki kıs- 1 Fiziki coğrafya sıradağlar çok kesiklidir ve birbirinden ona bölünmüş durumdaydı: batıda IraSrL , f, Xeya tuz^u bataklıklarla örtülü ka-cuzeyde Afganistan, doğuda Hindistan ^ ” r ald* k.taparças. “sek Pa” «““ntUlerle aynlır.
-4« ÇBV i • iti niniı
Kıtayı aştıktan sonra bölgeye çok düzen-
pak Istan
Si
OakltltDİİ
PAKİsrAN
Bülucislarr solda, Quetta kuzeyinde vâdi; sağda, Karaçi’de asma bahçeler
Karaçi’de sokak
Doğu PAKİSTAN (Bengaldeş) haritası
siz bir şekilde ulaşan musonların ve Akdeniz tedirginliklerine bağlı kış başı yağmurlarının etkisinde olan yüksek yaz basınçları merkezi Batı Pakistan, kurak bir bölgedir; yağışlar yılda 500 mm’yi ender olarak aşar ve bazı kısımlarda 200 mm’yi bulmaz (Sind’de Haydarâbâd: haziranda 34°C; 1 93 mm yağış). Bozkırlar ve çöller (Pakistan ve Hindistan sınırlarındaki Thar çölü gibi) en çok rastlanan manzaralardır.
Ama hidrografya ağı büyük zenginlikler sağlar: lndus ve Hint Himalayaları’ndan çıkan büyük ırmaklar (Satlec, Beas, Ravi. Çenab ve Cihlam) ilkbaharda karların erimesiyle, yazın muson yağmurlarıyle (en çok temmuz – ağustosta) beslenir; Satlec ırmağının suları Ingilizlerin teşebbüsüyle açılan birçok kanala akıtılır. Lahor’daki İrrigation Research lnstitute (Sulama Araştırmaları enstitüsü), Asya’da tarımda su kullanma metotlarını inceleyen ilk kurum-lardandır.
• Doğu Pakistan (bugün Bengaldeş), Ganj ve Brahmaputra deltasının doğu ucu ile, Çittagong bölgesinde Hint yarımadası ile Çinhindi sınırında yükselen dağların bir kısmını içine alır. Bengal körfezi kıyısındaki bölge sıcak ve yağışlıdır: yılın on ayı (en çok yaz musonu sırasında) yağışlı geçer (yılda 2 000 – 3 000 mm yağış). Ganj’ın başlıca kolunun aktığı Ben-gal’in dönem dönem su altında kalması, toprakları düzenli bir şekilde alüvyon bırakarak yeniler. Yılda iki, yer yer üç ürün alınması verimi büyük ölçüde arttırır;
ama toplam üretim henüz yetersizdir; Ben- Dakka ve Comilla bölgelerinde bazı kır gallilerin yıllık normal besinini karşılamak kesimlerinde mil kare başına düşen nüfus için 2 milyon kental kadar fazla pirinç üre- 200 kişiyi aşar.
tilmesi gerekir. Bu yüzden de sık sık kıtlık olur. Hayat şartları nüfusun yarısını meydana getiren yancılar ve tarım işçileri için çok daha ağırdır; Hindistan ile Pakistan’ın ayrılması durumu daha da ciddîleş-tirmiştir: Bengallilerin en yoksulları veya en kalabalık aileler 1947’den önce Assam’-daki seyrek nüfuslu topraklara göçerlerdi; Ama Hindistan artık müslüman kolonların yerleşmesine izin vermemektedir.
Sefere elverişli su yollan şebekelerinin bol-
Pakistan’da kır nüfusu oldukça yüksektir: Doğu Pakistan’da yüzde 94,8; Batı Pakistan’da yüzde 77,5. Fakat sanayinin gelişmesiyle şehir nüfusu da hızla artmaktadır. 1961’de Pakistan’daki 390 şehrin 16’sının nüfusu 100 000’in üstündeydi.
Pakistan halkının çoğu mUslümandır. Müs-lümanlar nüfusun yüzde 88,1’ini meydana getirir. Hindular Batı Pakistan’da eyalet nüfusunun yüzde 1,5’ini, Doğuda ise yüzde
_____________ __ ,______T______________ 18,4’ünü meydana getirir. Bütiin ülkede is-
luğu yakın bir tarihte düzenlenen Çittagong lâmiyet dışındaki dinlere bağlı azınlıkların ve Khulna limanlarına ulaşılmayı sağlar; dağılımı şöyledir: hindular yüzde 9,9; hırıs-
— — — – • * »iıınnlnr ııüf/la fi fi- KllHHhoVtlar Vİİ7Î1P (I 4*
tiyanlar yüzde 0,8; buddha’cılar yüzde 0,4; öbürleri yüzde 0,05; Batı Pakistan’da hıris-tiyanlar, Doğu Pakistan’da Çittagong tepelerinde ise buddha’cılar fazladır. (Bk. mr QL • Ekonomi. Pakistan ekonomisi tarıma dayanır. Millî hasılanın yüzde 60’ı tarımdar sağlandığı gibi nüfusun en az üçte ikisi tarımla uğraşır. Bununla birlikte tarım üretimi ülke ihtiyacını karşılayamamakta vc büyük ölçüde ithalât yapılmaktadır. Birin ci beş yıllık planda (1955-1960) tarıma bü yük ölçüde öncelik tanındı: amaç, tarıır üretimini yüzde 20 artırmak ve sanayi üst yapısına sağlam bir temel hazırlamaktı Pakistan XX. yy. ortalarında büyük biı kalkınma potansiyeline sahipti ve ekono
bu iki liman Hindistan ve Pakistan’ın ayrılmasından önce bütün bölgenin ulaşımını sağlayan Kalküta limanının yerini almak için düzenlenmiştir.
ı Hk. EK CİLT: PAKİSTAN. BANGLADESI iktisadi ve beşeri coğrafya
• Nüfus. 1961 Sayımına göre Pakistan’ın nüfusu 93 831 982 idi. Bu sayıya pakistanlı olmayan 111 369 kişi de dahildi. Yüzölçümü 945 000 km2 olan ülkede ortalama mil kare’ye 2 567 kişi düşüyordu. Dünya ülkeleri içinde nüfus yoğunluğu bakımından alt inciydi.
ülkenin Doğu ve Batı kısımları gerek yüzölçümü gerek nüfus bakımından son derece ___________ ,—–,—– .
farklıdır. Yüzölçümü 310 403 mil kare olan misi yavaş yavaş gelişmekteydi. Bu geliş Batı Pakistan’da nüfus 42 978 261 idi ve mil menin başlıca belirtisi sanayinin milli hası kare başına 138,5 kişi düşüyordu, Doğu lanın yüzde 13,3’ünU meydana getirmesidir Pakistan’ın ise çok daha küçük olduğu hal- Sanayinin gelişmesini şu rakamlar ortayı de (55 126 mil kare) nüfusu 50 853 721 idi ve koyar; sanayileşme indisi 1950’de 37,7 ıker mil kare başına 922,5 kişi düşüyordu. Pa- (temel 1954’te 100), 1961’de 213’e yükseldi kistan’ın iki eyaletinde de nüfus hızla ço- Gelişmeye en büyük engel hemen bütün az ğaldı. 1901-1931 Arasında bugünkü Pakis- gelişmiş ülkelerde görüldüğü gibi ithala tan topraklarında nüfus 13 700 000 kişi, ya- ve dış ödemeler için gerekli olan dövizli ni yüzde 30 arttı. Bundan sonraki 30 yılda yetersizliğidir. Bu eksikliği karşılamak ıçıı artış iki kat hızlandı (34 600 000 veya yüzde yüklü bir dış yardım programından yarar 58). Batı Pakistan’ın nüfusu Doğu’ya oran- lanan Pakistan 1960’lann başında 2 000j)0ı la daha hızlı çoğaldı. Doğu Pakistan ise ‘
zaten dünyanın nüfus yoğunluğu en yüksek olan ülkeleri arasındaydı. 1951-1961 Arasında Batı Pakistan’ın nüfusu toplam Pakistan nüfusuna oranla yüzde 21,1 arttı. Doğuda ise bu oran yüzde 11,8 idi. Fakat iki kanattaki nüfus artışı oranlan (Batı Pakistan yüzde 27,1, Doğu Pakistan yüzde 21,2) bölgelere göre büyük değişiklikler gösterir.
Pakistan’ın toplam yüzölçümünün yüzde 84,9’unu kaplayan Batı Pakistan’da toplam nüfusun yüzde 45,8’i yaşadığı halde, yüzölçümünün yalnız yüzde 15,1’lni kapsayan Doğu Pakistan’da nüfusun yüzde 54,2’si toplanır. Batı Pakistan’ın üç güneybatı idare ıııuıı ……………..,___
bölümü (Dera İsmail Han, Kuetta ve Ka- ^ biraz fazla arttı; bu oran, nüfusun hızl lat) eyalet topraklarının yüzde 44,2 sini yüzünden (yılda yüzde 2,1) kişi başı
kapladığı halde, burada yaşayanlar eyalet …u» ?’<» Pianm nncnrdüei
nüfusunun yalnız yüzde 5,5 idir. Buna karşılık eyalet yüzölçümünün yüzde 6,5’unu kaplayan kuzeydoğu bölgesinde nüfusun yüzde 24,3’ü yaşar. Doğu Pakistan’da ormanı yakarak tarla açan bazı kabilelerin yaşadığı Çittagong tepeleri dışında, nüfus yoğunluğu genellikle çok yüksektir. Dört ida- -re bölümünde yoğunluk aşağı yukarı aynı- ‘3ttseldi
tr: Dakka (mil kare başına 1 281 kışı>, D , ..on,
acsahi (888), Çittagong (1 800) ve Khulna • Tarım. Hem Doğu, hem Batı Pakistan (786). En yoğun bölge Dakka’dır (1 768 ki- da başlıca besin maddesi ve tarım ürunı şi). Buna karşılık toprakların yarısı Sun* pirinç ve buğdaydır. Yıllık ortalama ayık darbans ormanıyle kaplı olan Khulha böl, lanmış pirinç urunü 10 000 0«) ton dur (he gesinde en düşük yoğunluk kaydedilir (526)’. men hepsi Batı Pakistan da) az mıktaı
Foto. Clebert-Rapho, Ella JUaillart, Popper-Atlae-photo (LAROUSSE
dolardan çok dış yardım aldı. Bu yardımı! yüzde 80’i, temel ihtiyaç maddeleri, sanay hammaddesi, tüketim malları, buğday vı teknik yardım halinde A.B.D.’den geldi İkinci beş yıllık plan (1960 – 1965) içiı 23 000 000 rupi yatırım yapılması tasarlan dı. Programın başlıca amaçlan millî geli ri yüzde 22 oranında artırmak (kişi başın; yiizde 10 artış), besin maddeleri konusund; kendi kendine yeterli olabilmek, sanayi v mineral gelirlerini yüzde 50 yükseltmek, ö demeler dengesini ayarlayarak ülkenin baş hca ihtiyaçlarının ithalini çoğaltmaktı.
Haziran 1965’te sona eren bu plan süresin ce, sabit fiyatlı millî hasıla yılda yüzde 5’
na yılda yüzde 3’e düştü. Planın öngördiiğı hedeflerin çoğuna ulaşıldı. Tarım üretim yılda yüzde 3,5 arttı; bununla birlikte ı üretimin • oluşumundaki payı yüzde 53’te: 47’ye düştü. Bu azalış kısmen sanayi kesı minin daha hızlı ilerlemesine bağlıdır: sa nayi gelişmesi ritmi yüzde 12’ye yaklaştı «T üretimdeki payı ise yüzde 9’dan 12’y
PAKİSTAN
Lahor’da Başahi camiinde namaz kılan müslümanlar
da da darı, mısır, arpa ve bu bölgeye has bir çeşit nohut yetişir. Tarımdan elde edilen besin maddelerinin üretimi, çeşitli sebeplerden dolayı nüfus artışına ayak uyduramadı: bu sebeplerin başlıcalan su baskınları, toprakların tuzlanması, ülkenin bazı yerlerinde toprak aşınması, sık sık meydana gelen sel ve kuraklıklardır. 1961’e kadar batıda İndus’tan yararlanma konusun? .Iiadl®1 için s“lama yetersizdi, ürünün azlığı sonucunda ise Pakistan dövizlerinin büyük kısmı besin maddesi ithaline harcanır. Gene de Batı Pakistan’da yetişen yüksek kaliteli pirinci satarak Doğu Pakistan için Burma’dan düşük kaliteli pirinç satm almak kârlı gelmektedir, öbür tarım ürünleri jüt,, pamuk, çay, şekerkamıŞI ve tütündür, Bunlar hem Pakistan’ın Th-racat gelirlerinin büyük kısmını, hem de ülkenin en verimli sanayi dallarının temelini meydana getirir, üretimi yılda 1 000 000 tonu aşan jüt, ülkenin başlıca ihracat maddesidir. Pamuk üretimi 300 000 ton kadardır; mahalli dokuma sanayiinin gelişmesiyle ihracat azalmıştır; pakistan pamuğu «pencab-amerikan» adiyle tanınan uzun sap-« Pf,m^tur- D°8U Pakistan’da 350 000 dönümlük bir alanda çay yetiştirilir. Yıllık üretim 25 000 tondur. 1960’lann ortalarında şekerkamışı üretimi de artmağa başladı; ama henüz ülkenin şeker sanayiinin ihtiyacını karşılayacak durumda değildir. Tütün ♦«İn ‘« alan!?r da «ünden güne artmaktadır: tütünün kalitesi düzeldi, sigara sanayii hız-1? 1960’larm ortalarında tütün üre-
timi 100 000 tona ulaştı. İkinci beş yıllık P fHda tarım ünitelerinde toplam yüzde 14’-lük bir artış hedef almdı. Bunu sağlamak « « anan geni? Program, böcek öldürücü ilâç ve gübre dağıtılmasını, sulamanın yaygınlaştırılmasını, su basması ve tuzlanma yüzünden kullanılamayan toprakların elverişli hale getirilmesini, 9 500 000 akr’lık bir alanda su baskınlarının denetlenmesini ve akaçlama çalışmalarını öngörüyordu. ! £,u,pwn, döneminde pirinç üretimi 16’dan İli? ,î,a’ ,5,u^ay üretimi ise 3,9’dan 4,6 Mt a yükseldi; bununla birlikte ülke ihtiya-2ım” inamını karşılamamaktaydı. Doktt-ma. bitkileri üretimi hızla gelişti: pamuk ü-ıSÎS? üçte, bir °ranmda arttı ve Pakistan 1965 te yeniden Hindistan’ın önüne geçerek lünyanın birinci üreticisi haline geldi. « JOğu Pakistan’da sulama alanları için ha-ırlanan projelerin başmda Ganj-Kobadak istemi gelir. Bu sistem 2 000 000 akr’lık »ir alanı, Teasta barajı da aşağı yukan
‘oto. Encyclopedia Americana
bmtbÖigeyİ sulayacaktır. Ba- yük çaba harcamaktadır. Ayrıca kümes
tı Pakistan da ülkenin bağımsızlığına ka- hayvancılığı da desteklenmektedir 1960’la-
vuşmasından sonra üstünde çalışılan başlıca rın başmda Pakistan’da 24 000 000 öküz 6 000
üç sulama merkezi vardır: Taunsa, Guddu 000 bufalo, 9 500 000 keçi ve 6 500 000 ko
,i£Sİ?m MuMmmed) barajları, yun vardı.’Elde edilen slitün üçte biri içU-
Bunlar 6 500 000 akr lık toprağı suya ka- mekte, geri kalanından terevaSı vai ncvnir
vuşturacaktır. 1961 de tamamlanan Varsak v.b. yapılmaktadır Ayrıca viin ihracâtı
projesinde de sulama önemli yer tutar. 77 000 000 runi rost ve <wı ?h ?
tndus Havzasını Düzenleme planında de- 60 000 000 rupi’geUr sağlar lhracatl Ise
KS rSS‘,51en *atlec v,âdisi kanal- • Ormanlar, bütün topraklarm yüzde 2 7’
lanna üç bağlantı kanalı yapılması öngö- sini kaplar Batı PaW«tan m» j x. Z
Kullanılmayan topraklan dve- bölgelerdeki ormanlar toS^oSSk
rışlı hale getirme konusunda Batı Pakis- lılar) işletilir: l.t. *
mas? öngörtldü^Fakat “bu’prSjrferin5’C^e ç.smTan’ çünkü “^mma
na to”aç vard!£rIeyeb,lmeSİ İÇİn S°k Zama- ,Sa“ yamaçlarda vföL**™
• Hayvanc.Uk Sığırlar süt ve et üretimi, mahvet^i Hr Doğu mirtS^CifiîSS
çift sürme ve derilen için beslenir. Keçi tepelerindeki ve Snnrf.rK7mfi.i5 g? 8
ve koyunların yününden, süt, et ve derile- dan büyük ölcUde varirt^ıîr Bo
rinden yararlanılır. En iyi damızlık sığırlar ların ürünü kâğıt sana^iındp>K^uinoM?î:
Batı Pakistan’dadır. Bunların bir kısmı da- gazete kl&dı^ fabrikasıİÎSİİf“
mızlık olarak ihraç edilir. Fakat çiftlik hay- kâlSm. Ih ?? 1 PSk,i,st,an
vanlannın sayısı ihtiyacı karşılamağa yrt- İtaden ayncTvÎ3S, va£n
mez. Hayvancılığı geliştirmek, rastgele hay- lerivb yapılmaktadır B ’ telgraf dlrek-
van kesilmesini önlemek için hükümet bö- . MadenoMk. Pastan mineral açısmdan
Batı PAKİSTAN iktisadi haritası
PAKİSTAN arması
PAKİSTAN
Başlıca sanayi merkezlen
Hintlifi sanayii: “” Tersane
• Toplanma merkezi ^ Kâğıt © İhracat merkezi ve limanı A Tabiî gaz
• • Hintlifi iplikçiliği Gaz boru hatt
Pamuk dokuma v merkez-
Hidroelektrik
santral
Pirinç
Hintlifi
I Buğday
Tütün
>/.v.:.;:Va Ormanlar
Doğu PAKİSTAN zengin değildir. Bülucistan’da değerli kro-(Bengaldes) mit tezervleri vardır. Salt dağlarından du-iktisadî haritası şüK kaliteli kömür elde edilir; burada ayrıca kireçtaşı, kireç ve kayatuzu da boldur. Bülucistan, Çitral ve Kuzeybatı Pen-cab’da demir madeni bulunmuştur. Yüksek kaliteli madenler ulaşılması en güç yerlerde bulunduğu halde, mahallî demir ve kömürle beslenecek bir çelik sanayii kurulması düşünülmektedir. Fakat en çok çaba petrol aramalarına harcanır. Kuzey Pen-cab’daki petrol kuyularından 1960’ların başında yılda 2 000 000 varil ham petrol elde edilmekteydi; araştırmalar ülkenin ıkı kısmında da hızla devam etmektedir. Ikı tarafta da geniş tabiî gaz yatakları bulundu. Tabiî gaz, borularla Sui’den Karaçi ve Multan’a sevkedilir, ayrıca evlerde ve sanayide kullanılır. Tabiî gaz, petrokımya sanayiinin gelişmesine de katkıda bulunmakta M. Ali Cinnah ve benzin ithaline daha az para ayrılmasını sağlamaktadır.
• Balıkçılık, ilkel usullerle yapılmakta ve ekonomiye pek az katkısı olmaktaydı. Zamanla ihracatta rol oynamağa başlaması üzerine 1960’ların ortalarında bu işe önem verildi. Deniz araştırmaları yapıldı, modern araçlarla balıkçılık yapanlara kredi verildi, Karaçi’de buzhanesi olan modern bir balıkçı limanı kuruldu. Çeşitli şehirlerde buzhaneler ve konserve fabrikaları açıldı.
• Enerji kaynakları. Sanayinin enerji ihtiyacını karşılamak ve köylere elektrik götürmek amacıyle birçok çalışma yapıldı.
1955-1960 Arasında jeneratörlerin kapasitesi Uç kat arttı, 1%2’de 839 000 kilovata ulaştı (bu sayıya sanayide kullanılan dahil değildir). Doğu Pakistan’da 80 000 kW kapasiteli Kamafuli hidroelektrik santralı hizmete girdi. Bu santralın 120 000 kW üretmesi beklenmektedir. Eski enerji dağıtım sistemlerini modernleştirmek ve mümkün olan bölgelerde yeni enerji santrallan kurmak için 188 300 000 rupi ayrıldı, Batı Pakistan’da Varsak’taki yeni hidroelektrik enerji santralının kapasitesi 160 000 kW’a ulaştığı gibi, Multan’da 135 000 kW’lık bir termik santralı açıldı. Gene de elde edilen elektrik, ülkenin enerji ihtiyacını karşılamaktan uzaktır. Nitekim ikinci beş yıllık planda elektrik üretimi için 950 500 000 rupi ayrılmıştır.
• Sanayi. 1962 Anayasasına kadar sanayiyi merkezî hükümet denetliyordu. 1962’-den sonra sanayi, eyaletlerin yönetimine geçti. Ancak nükleer enerji, mineraller ve tabiî gaz gibi bazı alanlar ve devletin bir kısmına veya tamamına sahip olduğu fabrikaları merkezî hükümet denetler. Pakistan’da sanayi yoluyle kalkınma programının hazırlanıp uygulanması, Pakistan Sanayi Kalkınması teşkilâtının (P.l.D.C.) ça-lışmalarıyle gerçekleştirildi. Bugün ülkenin iki kısmında birbirinden bağımsız iki teşkilât halinde çalışan bu kuruluş 1952’de hükümet tarafından ülkenin en çok ihtiyacı olan sanayileri kurmakla görevlendirildi. Buna rağmen en çok gelişen sanayiler, özel sektörün el attığı dallardır. En büyük başarı pamuklu dokuma sanayiinde gerçekleştirildi: yılda 600 000 000 yarda kumaş, 400 000 000 libre iplik. Ayrılmadan sonra kurulan jüt işleme sanayii 1960’ların başında yılda 250 000 mal üretiyordu. Çimento üretimi 1 000 000 tondan çoktur; şeker (150 000 ton) ve sigara sanayiinde de üretim önemli ölçüde artmaktadır. Kâğıt ve kâğıt hamuru (25 000 ton gazete kâğıdı, 40
000 ton kadar kâğıt) gübre ve öbür kimyasal madde fabrikaları, çelik döner tezgâh fabrikaları hep P.t.D.C.’nin yatırım-larıyle kuruldu. Hükümet millî geliri yükseltmek, ödeme dengesi sağlamak ve iş alanı açmak için sanayiye güvenmektedir. Sanayi kalkınması için, üretim araçları yapan ve başlıca tüketim maddelerini işleyen fabrikalara öncelik tanınmaktadır. Hayatî olmayan tüketim maddeleri yapımcıları ise fazla desteklenmez. Yatırımları Yükseltme bürosu, özel sektörün mesele-lesini çözmeğe yardımcı olur. Sanayi alanında maden sanayiinin hızlı artışı, enerji üretiminin gelişmesine bağlıdır. İkinci plan sırasında petrol üretimi üçte bir, kömür üretimi yüzde 80 oranında arttı; tabii gaz üretimi (Sui yatakları) üç kat çoğalarak
2 milyar metre küpe yaklaştı: yarısı termik asıllı olan elektrik üretimi ise yüzde 150 -den çok artarak 1965’te 4 tW/saate yaklaştı. İmalât sanayiinde dokuma sanayii (jüt, pamuk) öteden beri çok ağır basar. Makine yapımının hamlesini çelik üretimi olmaması engelledi; ama Çittagong’da yem bir demir-çelik tesisi kurulmağa başlandı.
• Ticaret ve maliye, dış ticaret. Dış ödeme dengesindeki açıktan dolayı (1961’de cari hesaplarda 219 600 000 rupilik bir açık vardı) ithal edilen malların cinsleri sınırlıdır. Tüketim malları ithali sıkı bir denetim altındadır ve böyle devam edeceğe de
Karaçi’de «Yüksek Mahkeme»
benzer; yalnız sanayiye gerekli maddelerin ithal edilmesine çalışılmaktadır. Makine ithali, sanayi gelişmesinin tabiî sonucu olarak, Pakistan’ın dövizlerinin büyük kısmını eritti; fakat besin maddeleri ithali de büyük zararlara yol açtı. Tüketim malları ithalinin çok sıkı bir denetim altında olması, yeni doğan yerli sanayiyi korumakla birlikte, özellikle orta sınıfın harcamalarının hızla yükselmesine yol açtı. En çok dış ticaret yapılan ülkeler, sırasıyle İngiltere, A.B.D., Almanya ve Japonya’dır. Pakistan’ın başlıca ihraç malları işlenmemiş ürünlerdir, ama bu şema yavaş yavaş değişmektedir. 1960’ların ortalarında mamul mallar da ülkenin ihracat gelirlerine katkıda bulunmağa başladı. Bu durum, özellikle jüt ve pamuklu dokuma için geçerliydi. En önemli ihraç maddesi olan işlenmemiş jüt, yılda 800 000 000 rupi (toplam ihraç gelirinin yüzde 45’inden fazla) gelir sağlar; işlenmiş jüt kadar yer tutan işlenmemiş pamuk ihracından sağlanan gelir, yerli dokuma sanayiinin gelişmesiyle 120 000 000 rupiye kadar düştü, buna karşılık işlenmemiş pamuk geliri 65 000 000 rupiye yükseldi. öbür değerli ihraç maddeleri yün, post, deri, balık, pirinç ve çaydır. Çay ülkede günden güne daha çok tüketildiğinden ihracı azalmaktadır. İngiltere hâlâ_ Pakistan’ın en iyi müşterisidir. İngiltere’yi, A.B.D.’-Japonya, Hindistan ve Hong-Kong takip eder. İhracatçıları desteklemek, ihraç mallarının çeşit ve miktarlarını artırmak ama-cıyle bir ihraç kredileri garanti projesi hazırlandı. Ayrıca bazı malların ihracatçılarına bir ihracat ikramiyesi hakkı tanındı. Bu ihracatçılar kendi ihracat gelirlerinin belli bir kısmiyle ithalât yapabileceklerdi. Bütün bunlara rağmen 1960’ların ortalarında Pakistan’ın ticaretinde bütün hammadde satan ülkelerde olduğu gibi, büyük bir gelişme olmadı. İkinci beş yıllık plan döneminde dış ticaret bütçesindeki açık ancak Kanada, Fransa, Batı Almanya, Japonya, İngiltere, A.B.D., Milletlerarası Kalkınma bankası ve Milletlerarası Kalkınma birliğinden meydana gelen bir konsorsiyumun cömertçe verdiği dış yardımlar sayesinde kapatılabiliyordu.
Bu dönemde ticaret bilançosu büyük ölçüde açık vermeğe devam etti ve mübadele dengesi değişmedi. İmalât metalürjisinin pek az gelişmesi yüzünden ithalâtta makine ithali ağır bastı (1965’te toplam ithalâtın yüzde 35’i). Nüfus artışı besin ithalinin devam etmesine yol açtı (yüzde 15). 1965 te
mareşal Eyüp Han
soldan s ağa: Lahor’da botanik bahçesi; Dakka’da Gök camii; Karaçi’de trafik polisi
Foto. A.F.P., Popper, Unationa, Almasy (LAROUSSE
PAKİSTAN
Pakistan’ın başlıca ithalât yaptığı ülkeler
A.B.D., İngiltere ve Almanya, başlıca müşterisi ise Ingiltere’ydi. Sosyalist ülkelerle mübadele de (S.S.C.B., özellikle Çin ile) gelişti. Üçüncü beş yıllık plan» temmuz 1965’te üretici yatırımların azalmasına sebep olan Hindistan-Pakistan çatışmasıyle aynı zamanda başladı. Batı devletleriyle sosyalist ülkelerden büyük ölçüde malî ve teknik yardım istendi ve yapılan birçok iki-
li antlaşma sonucunda 240 milyon dolar tutarında kredi sağlandı. Ama İktisadî genişleme, içeride köy nüfusu fazla kalabalık olan doğu Pakistan ile, başkentin, en büyük şehirlerin (Karaçi, Lahor) başlıca limanın ve enerji kaynaklarının hemen he-pisinin bulunduğu Batı Bakistan arasındaki muhalefet yüzünden tehlikeye düştü.
Devletin hisselerinin yüzde 51’ine sahip olduğu Pakistan Devlet bankası, ülkede para konusunda en yetkili organdır. Para ve kredi denetiminde son söz onda olduğu gibi, aynı zamanda da para basma hakkı olan tek kurumdur. Devlet bankası birçok durumda hükümete vekâlet eder. Ayrıca ülkenin İktisadî istikrarından sorumludur,
Pakistan’da iş hacmi son zamanlarda çok genişledi ve birçok yerli banka açıldı.
Bunlar yalnız dış ticareti finanse etmekle kalmaz, sanayinin çalışmasında da önemli bir rol oynar. Bazı özel kredi ihtiyaçlarını karşılamak amacıyle hükümet birçok yatırım ortaklığı ve ticarî kurum açtı: Pakistan Tarım Kalkınma bankası; Pakistan Sınaî Kalkınma bankası; Pakistan Milletlerarası Kredi ve Yatırım korporasyonu (başlıca görevi Milletlerarası Kalkınma bankasından gelen yardımlarla özel sektör arasında aracılık yapmaktır); Ev Yapımı Finansman korporasyonu. 1961 Ocağında ondalık para sistemi kabul edildi. Pakistan’ın para birimi olan bir rupi, 0,21 A.B.D. doları değerindedir.
Merkezî hükümetin gelirlerinin yüzde 25’-ten fazlasını gümrük vergileri meydana getirir; üretim-tüketim vc gelir vergilerinin (korporasyon vergileri de dahil) tutarı da gittikçe yükselmektedir. Ayrıca satış vergileri önemli yer tutar. Eyalet hükümetleri başlıca gelirlerini tarım vergileri, sulama yardımları, eyalet üretim-tüketimi ve damga vergilerinden sağlar. Ayrıca merkezî hükümet eyaletlere gelir ve korporasyon vergilerinin net yüzde 50’sini, çay, fındık ve tütünden elde edilen kazancın yüzde 60’mı, jüt ve pamuk ihraç vergisinin tümünü bırakır. Savunma hizmetleri merkezî hükümet gelirlerinin büyük kısmını (yüzde 50’-den çok) eritir. Savunma harcamaları Pakistan’ın sırtında büyük bir yüktür, öbür harcamalar sivil yönetime ve borçlara gider. Kalkınma yatırımlarına ancak gelirin yüzde 5*1 ayrılabilmektedir. Sanayi kalkınması yatırımlarının durumu daha iyidir. Nitekim kapital hesaplar bütçenin ayrı bir kısmını meydana getirir; bu yatırımlar eyaletlere verilen borç ve kredilerin dışında, kapital tediyelerin yüzde 15’ini kapsar. Eskiden kapital bütçenin en çok harcama yaptığı alan (eyaletlere verilen paraların dışında) demiryollarıydr, 1962 Anayasasından sonra demiryollarının sorumluluğu eyaletlere yüklendi
(Bk. EK CİLT- PAKİSTAN, BANGLADEŞ).
Hayat seviyesi ve İktisadî gelişme
Pakistan’da devrimin son verdiği çok güç bir dönem aşıldıktan sonra çeşitli reformlar yapıldı. Bu reformların amacı enflasyonu durdurmak, hizmetleri yaygınlaştırmak, yatırım ve üretimin artmasını sağlayacak şartlar yaratmak, yönetimi daha yeterli bir hale getirmek, daha çok besin maddesi sağlamak, sağlık, eğitim ve refahı geliştirmekti. Enflasyon önlendi, geçim indisi sabitleştirildi. Çeşitli alanlarda kontrol kaldırıldı ve tüketim mallarının ithali desteklendi. Fiyatlar üstündeki baskı genellikle gevşemediyse de, bazı temel maddelerde fiyat artışı olmadı. Hükümet vergileri azaltabildi, özellikle dolaylı vergiler azaldı; yiyecek ve tüketim maddelerinin satış vergilerinin düşürülmesi, orta sınıfların rahatlamasını sağladı. Pakistan Merkez bankası müdürüne göre 1960’lar başında İktisadî kalkınma hızı nüfus artışını geçtiği için kişi başına yıllık gelirde bir artma oldu. Bu dönem, varlıklı sınıfların ve orta sınıfların rahat ve iyi yaşadığı bîr dönemdi.
Foto, Camera-Prcssj Kevstone (LAR0U8SE) ; Hürriyet arşivi (MEYDAN)
Ayrıca tarım vc sanayinin de gelişmesiyle, tarım yapan sınıfların ve işçilerin hayat şartları da eskiye oranla biraz düzeldi. En güç şartlar altında yaşayanlar küçük sabit gelirli sınıftı, 1948-1949’dakinden yüzde 30 oranında yüksek olmakla birlikte hemen bütün sınıfların geçim indisinde düşme görüldü.
• Ücretler ve istihdam. Pakistan’da ücretler bölgeden bölgeye aynı sanayi dalında bile değişir. Bu yüzden ancak en düşük ortalama belirtilebilir. Karaçi gibi büyük şehirlerde vasıfsız işçilerin gündeliği 2-3 rupi arasındadır. Usta işçilerin ki ise 5-10 rupi arasındadır. 1960’larm ortalarında sanayileşmenin ve üretimin gelişmesiyle iş hacmi genişledi. İşsizlik veya kısmî işsizlik oranı tespit edilemedi. I962’de Çalışanlar Sosyal Sigortası yönetmeliği kapsamına hastalık» doğum, iş kazası ve cenaze masrafları alındı. Sigortalı her kadın doğumda 12 hafta ücretli izinden yararlanır. Bir işçinin iş kazasında ölmesi halinde karısına (ölünceye veya yeniden evleninceye kadar) ve bakıma muhtaç her çocuğuna (16 yaşına kadar) aylık bağlanır. Bu harcamalar işveren ve işçilerden (işverenden 2, işçiden 1 oranında) toplanan ödeneklerle karşılanır. Parayı işverenlerin sosyal sigorta kurumlan idare eder.
• Kamu hizmetleri. 1958*de sosyal refahı sağlayacak yeni bir bakanlık 1960 ocağında bir Sosyal Refah Millî komisyonu kuruldu. Daha sonra meydana getirilen sosyal refahı yönetme merkezi, gerekli plaınarı yapmak ve işbirliğini sağlamakla görevlendirildi, ülkenin bütün şehirlerinde sağlık, eğitim ve zanaatçılıkla uğraşan birçok sosyal refah merkezi açıldı. Bu kurumların çoğuna hü-.kÛmet para yardımı yapıyordu. 1958’de kurulan Bütün Pakistan Kadınları birliği, gönüllü çalışan kadın teşkilâtlarının en büyüğüdür: eğitim, doğum, çocuk bakımı, köy planlaması ve el işçiliği konularında bazı planlar hazırlayan ve uygulamağa başlayan bu kurum, hem hükümetten, hem de Ford vakfından büyük Ölçüde para yardımı aldı. Bazı milletlerarası kadın teşkilâtlarına üye olduğu gibi, Birleşmiş Milletlerle de ilişkisi vardır.
+ Köy yardımlaşması. 1953’te köylerin kooperatifler yoluyle geliştirilmesi vc köylülere modern üretim metotlarının öğretilmesi için köyleri tarım ve sanayi yönünden kalkındırma programı uygulanmağa başlandı. «Temel demokrasilerin ortaya çıkması üzerine köy yardımlaşma teşkilâtları bunlara katıldı. 20 000’den fazla köy meclisi çalışmağa başladı; bu meclisler başka İşleri dışında binlerce gençlik v# kadın sosyal merkezi kurdu. Bu programın uygulandığı başlıca alanlar köy kalkınması, haberleşme – ulaşım, çiftçilik, sağlık ve aile planlamasıdır.
• Yerleştirme. 1947’de Hindistan’dan göçen yoksul çiftçiler, köylüler ve tarım işçileri uygun şekilde yerleştirildi ve kısa zamanda toplumla kaynaştırıldı. Şehirli göçmenlerin yerleştirilmesi ve bunlara ev bulunması ise son derece güçtü. Meseleyi çözmek için büyük çabalar harcandı, hattâ yeni şehirler bile kuruldu. Yalnız Karaçi çevresinde yedi kasaba kuruldu ve 80 000 aile buradaki ucuz konutlara yerleştirildi. Ayrıca 1960-1961’de şehirlerde 500 000’den çok özel mülk, ev, dükkân ve sanayi tesisi «tahliye edilenlerde (Hindistan’dan Pakistan’a veya Pakistan’dan Hindistan’a kendi İsteğiyle göçenlere resmen bu ad veriliyordu) dağıtıldı. Bunlara geçici bir mülkiyet hakkı tanınıyordu. Tahliye Edilenler Mülkiyet sandığı adlı bir kurum da, Pakistan’dan göçen hinduların bıraktığı mallan yönetiyordu.
• Sağlık. Pakistan’da sağlık hizmetleri öteden beri parasızdı ama bağımsızlık döneminin başlangıcında sağlık kurumlan yok denecek kadar azdı. Tıp okullarının çoğu, sağlık kurumlannınsa hepsi Hindistan’da kalmış, bütün hindu doktorlar ve sağlık görevliler* Hindistan’a gitmişti. Birinci beş yıllık planda sağlık hizmetlerinin geliştirilmesine büyük yer ayrıldı. Yeni tıp okulları, araştırma laboratuvarları ve enstitüler açıldı. 1959’da bir Tıp Reformu komisyonu kuruldu. Bu komisyonun çalışmaları sonunda bütün sağlık sistemi yeniden teşkilâtlandırıldı. İkinci beş yıllık planda sağlık hiz-
metlerine 530 000 000 rupi ayrıldı. Bununla birlikte 1960’larda hâlâ doktor ve hemşire sıkıntısı çekiliyordu. Fakat bir Millî Sağlık merkezi ve yüzden fazla köy sağlık merkezi kuruldu. SEATO’nun himayesinde bir kolera araştırma laboratuvan açıldı. Yılda 40 000 000 kolera, 7 000 000 çiçek aşısı yapılıyordu. Dünya Sağlık teşkilâtından (EW-HO) gelen uzmanların yardımıyle, özellikle Doğu Pakistan’da çok rastlanan çiçek hastalığına karşı bir kampanya açıldı. 1960 Aralığında 1974’te malarya’mn kökünün kazınmasını hedef alan bir teşkilât kuruldu.
• Ulaşım. Karayolları, demiryolları ve iç suyolları. Pakistan demiryollarının uzunluğu 64 000 mil kadardır. Doğu kesim, suyolu ile ulaşıma çok daha elverişlidir. Batı Pakistan’daki ana hatlar şunlardır; Lahor (veya Hindistan-Pakistan sınırındaki Va-gah’tan) – Ravalpindi, Peşaver – Landi Ko-tal hattı, Lahor-Karaçi hattı ve Lahor-Ku-etta-Çaman (Afganistan sınırında) hattı. Bu yollara bağlı birçok ikinci derecede hat vardır; fakat tarım üretiminin pazarlara ulaşabilmesi için büyük bir yol yapımı prog ramı hazırlanması gereklidir. Yol yapımı, merkezî bir yol vakfı tarafından finanse edilir. Vakfın geliri gazolin’den alman gümrük vc satış vergisidir. Ayrıca millî açıdan önemli olan yollar içinde merkezî hükümet gelirlerinden yararlanan Özel bir vakıf vardır. 1962’den sonra Pakistan’da demiryolları işletmesi, merkezî hükümetten eyaletlere geçti. Bugün demiryolları iki ayrı eyalette iki ayrı teşkilât tarafından işletilir. Batı Pakistan demiryolları 8 584 km uzunluğundadır. Buna karşılık su ulaşımının rekabet ettiği Doğu Pakistan demiryollarının uzunluğu ancak 2 755 km dir. Bağımsızlıktan beri demiryoluyle mal nakli iki kat arttığı halde, yolcu sayısında büyük bir artış olmadı. Bunun sebebi yolcuların karayolunu tercih etmeleridir. Batı Pakistan ekonomisinde iç suyolları önemli yer tutmamakla birlikte, Doğu’da durum çok farklıdır. Doğu Pakistan’da bütün yıl sefere elverişli suyolları 4 345 km, mevsimlik olanlar ise 6 437 km uzunluğundadır. Doğu’da toplam ulaşımın yüzde 70’i suyoluyle yapılır. Eskiden suyolu ula* şımı özel şirketlerin elindeydi; 1958’de İç Suyolları Ulaşımı dairesi kuruldu. 1961’de merkezî hükümet Steamer Anonim şirketleriyle (çok eskiden kurulmuş, sterlinle jş gören iki şirket) birleştirerek rupiyle iş gören Pakistan River Steamers Limited (Pakistan Irmak Gemileri Ltd. şirketi) adlı yeni bir şirket kurdu, İkinci beş yıllık plan döneminde üç ulaşım şekline de*Öncelik tanındı. Planda yol uzunluğunu*! artırılması özellikle belirtilmediyse de, ^demiryolu. vagon ve lokomotiflerinin yenilenmesine vc donatımın geliştirilmesine/’en az 960 000 000 rupi ayrıldı. Bütün bunlara rağmen demiryollarında hâlâ miadı dolmuş birçok vagon ve lokomotif çalışır; eski buharlı lokomotiflerin hepsinin yerine Diesel-elektrik lokomotifleri kurulamadı. İç su ulaşımını geliştirme programında özel sektör için 95 000
000 rupilik, yarı kamusal sektör içinse 80 000 000 rupilik bir harcama öngörüldü. Programın başlıca maddeleri gemilerin yenilenmesi, iç limanların geliştirilmesi ve ulaşım kanalları açılmasıdır. Karayollarının geliştirilmesi için 569 000 000 rupilik harcama gerekir. Fakat karayolu ulaşımı, özel sektör yatırımlarına elverişli olduğundan
395

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir