PENGUEN (Spheniscus); Aim. Pinguin,
Fr. Pingouin, İng. Penguin. Familyası: Penguengiller
(Spheniscidae). Yaşadığı yerler: Güney
Kutup Bölgesinde, Antarktika Adaları, Yeni Zelanda,
Avustralya, Güney Afrika, Güney Amerika,
Galapagos kıyıları. Özellikleri: Uçamayan, dimdik
durabilen, karlar üstünde göğüsleri üzerinde kayabilen
çok iyi yüzücü, perde ayaklı deniz kuşları.
Yumurtlamak için karaya çıkarlar. Mürekkepbalığı,
kabuklu ve balık avlayarak beslenirler.
Ömrü: 30-35 yıl. Çeşitleri: On yedi türü vardır.
Penguengiller familyasından tıknaz gövdeli,
yüzgeç kanatlı, perde ayaklı deniz kuşlanna verilen
ad. Güney Kutbu, Yeni Zelanda, Avustralya, Güney
Amerika, Güney Afrika ve hattâ Galapagos kıyılarında
yaşarlar. Kuzey Kutbunda bulunmazlar. Önceleri
Antarktika kuşları olarak bilinirdi. Büyüklük
bakımından 30-105 cm arasında değişik 17 kadar türü
bilinmektedir. En irileri olan İmparator Pengueni
45 kg ağırlığa ulaşır. Sıcak bölgelere doğru gidildikçe
boyları küçülür. Denizlerdeki kabuklular,
balık ve mürekkepbalıkları ile beslenirler. Tüyleri
kuş tüylerine hiç benzemez. Sırtlan siyah veya gri,
kann kısımları beyaz ince pulsu tüylerle örtülüdür.
Başlarındaki renk tüyleriyle, türler birbirinden ayrılmaktadır.
Kuyrukları kısa ve ayakları vücutlannm
gerisinde olduğundan rahatlıkla dimdik ayakta
durabilirler. Karada badi badi yürümelerine rağmen,
suda uçarcasına yüzerler. Denizde, saatte 10
deniz mili hızla yüzebilirler. Hattâ gerektiğinde bu
hızlarını iki katma çıkarabilirler.
Kanatları uzun telek tüylerinden yoksun olup,
kırılmadığı için uçmaya yaramaz. Buna karşılık
yüzmede çok kuvvetli yüzgeç vazîfesi görürler.
Buzlar üzerine sıçrayabilir ve çok iyi kayabilirler.
Göğüslerinin üzerinde yatarak yüzgeç kanatlarının
yardımıyla kızak gibi kayarak, karaların birkaçyüz kilometre içlerine gidebilirler. Yalnız üreme
mevsimlerinde yumurtlamak için karaya çıkarlar.
Vücutlarını örten sık tüyler ve deri altlarındaki
kalın yağ tabakaları ile Antarktika’nın
sıfırın altındaki dondurucu soğuklarından korunurlar.
Vücut ısılarını ayarlayan otomatik bir mekanizmaya
sâhiptirler. Gerektiğinde kan damarlarıyla
deriye giden kanı azaltarak, yükselterek ve
tüylerini dikleştirerek vücut sıcaklıklarını kontrol
ederler.
Güney Kutup penguenleri 40°C’lik vücut ısılarıyle
-40°C’lik Antarktika soğuğuna uyum sağlarlar.
Vücutlarındaki tüy, yağ, bol besinlerden elde
ettikleri enerji ve kontrol mekanizmalarıyla
80°C’lik ısı farkına tahammül ederler.
Antarktika’nın kral penguenleri günde ortalama
140 defâ suya dalarlar. Bunun ancak yüzde
onunda av yakalayabilirler. Tüy dipleri deriye yakın
kısımda ısıya karşı yalıtkan bir iç tabaka meydana
getirerek vücudu soğuktan emniyetle korur.
Kuluçka dönemlerinde bâzı türler, dört aya
yakın bir zaman açlığa tahammül ederler. Bu
devrede ağırlıkları yarı yarıya düşer. Antarktika
dışında yaşayanların, su akıntıları ve yüzen buzlarla
Güney Kutbundan geldikleri zannedilmektedir.
Ü
reme devrelerinde bir kısmı yanyana yuvalar
kurarak yüzbinlerce bireyden hâsıl olan kuluçka
kolonileri meydana getirirler. Yuva yapanları
2-3 yumurta yumurtlar. İmparator (Aptenodytes
forstei) ve kral penguen (A. patagonica) ise
yuva yapmadıklarından birer yumurta yumurtlar ve
tek yumurtalarını ayakları üzerinde ve karınlarının
altındaki gerçek kuluçka derisinin altında muhâfaza
ederek soğuktan korurlar. Yuva yapanların
erkekleri, dişilerine çakıl taşları hediye ederek
kur yaparlar. Dişi, karlar eridikçe bu taşlarla yuvasının
seviyesini yükseltir. Kuluçkaya erkek ve dişi
sırayla yatarlar. Kuluçka devresinde birşey yemezler.
Yavrular anne ve babaları tarafından birlikte
bakılır ve ısıtılırlar.
Penguenler insandan kaçmadıkları için, yağlarından
istifâde etmek isteyen aç gözlü kimseler
tarafından çok miktarda avlanarak tüketilmektedir.
Çıkarılan kânunlarla nesilleri korunmaya çalışılmaktadır.
Dünyânın birçok hayvanat bahçesine
de uyum sağladıkları görülmektedir.
PENGUEN (Spheniscus)
21
Eki