PETROLE BAĞIMLILIKTAN KURTULABİLECEK MİYİZ?
Bu konuya ilişkin çalışmalarını sürdüren biri de, Mühendis Wolfgang Prîesemuth. Elektronik aygıtlar üreten bir firmanın ortağı ve yaratıcı elemanı olan Priesemuth, enerji tasarruf eden, benzin veya sıvı yakıt kullanmayan bir motor geliştirdi. Motorun yakıtı: katı karpit.
İçinde yaşadığımız yüzyıla başladığımızda, arabalar yollarını karpit lambalarıyla aydınlatıyor, taşrada insanlar karpit lambalarıyla yollarını buluyorlardı.
Karpit (kimyası: Kalsiyum karbid), enerjiden zengin bir bileşimdir. Karpit tozu veya parçacıklarının suyla muamele edilmesiyle, patlama gücü yüksek “Gaz Asetilen” elde edilir. İşte Kuzey Almanya’da ortaya çıkarılan buluş: Asetilen Bombası.
Oysa, şehirde gitmek için Asetilen Bomba* sı değil, bu enerjiyi gerekli olduğu yerde kullanmak gerekir. O yer, seri üretimi yapılabilecek bir otomobildeki mini reaktördür.
Asetilen motorunun ayrıca büyük avantajı da vardır: Benzine göre oldukça ucuz olan karpit (kireç ve kömür) in ham maddesi, dünyada neredeyse sonsuz ölçüde bulunmaktadır. Bundan başka Asetilen gazı, motoru, geleneksel yakıttan çok dafha az yıpratır ve daha da önemlisi çevreyi kirletmez. Çünkü, Ekzostan sıcak “su buharı” çıkar.
Resimde, E. coli bakterileri.
MİKROP BANKASI
Uğurlarında çok paralar harcadığımız bakterilerin bugün “Gen teknolijisi” ile binlerce türünü tanıyabiliyoruz. Çok pahalı yöntemlerle üretilerek elde edilen bu canlı yapıların bizzat kendileri yararlı olabiliyor vaya çevreye zararlı maddeleri ortadan kaldırmakta yardımcı oluyor.
Gerek yarayacakları işler, gerek elde edilmeleri için harcananlar yönünden, böylesine değerli organizmaların daha güvenli üretilmesi için —bakterilerin yanında maya mantarlarının da — yıllık dönüşümleri sırasında mutasyona uğrayıp değişmemeleri, orijinal genlerinin korunması gerekir. Bu nedenle, Laboratuvarda “Gen Teknolojisi” yoluyla yeni türlerin oluşması önlenmelidir, bunun için türler ve patent isimleri sıklıkla kontdol edilmelidir.
Almanya’da, 1981 sonundan beri. Uluslararası Anlaşmalar çerçevesinde türlerin muhafazasını yapmak özere bir Enstitü kurulmuş bulunuyor.
Aslında mikroorganizma türlerinin değişmemesini sağlamak İçin üç yol var:
1 — Toz kahveden bildiğimiz, dondurarak kurutma (kuru uyku) yöntemi
2 — Eksi 196 derecedeki sıvı nitrojende don- durma (soğuk uyku) yöntemi
3 — Normal Yaşam koşulları altında sürekli üretme
Göttingen’de kurulan bu ilk Alman Mikrop Bankasında şu ana kadar 4000 çeşit mini canlı korunmuş bulunuyor.