daha mütteki ve daha tavizsiz, daha iyi müslüman telakki eden tüccar ve sanayicilerimiz, bunalmaya devam edeceklerdir. Çünkü onlar, İslâmî sayabileceğimiz bu nevi çözümlere taraftar olmayacaklardır. Diyelim ki, siz bir faizsiz banka kuruyorsunuz, yahut bir kaç sanayici bir sigorta şirketi kuruyorsunuz. Onlar buna bütünü ile karşı çıkar ve bütünü ile bunları İslâm’a karşı telakki ederler, tasvip de etmezler. (Doğrusu, ben bunları söylerken onları zem de etmiyorum. Sadece bir anlayışı, saygı duyarak huzura getirmek istiyorum.) Onlar diyorlar ki, «bu konular oyalayıcı ve engelleyicidir. Bunları bırakın siz. Böylece İslâmlaşma sürecini uzatmış olursunuz. Bu bir hizmet değildir. Çünkü, cüz’idir. Siz böyle sivilcelerin tedavisi ile meşgul oluyorsunuz. Asıl karaciğere inmiyor, onu tedavi etmiyorsunuz…» Bu bir görüş. Bu yaklaşım sahiplerince çözüm, çözümsüzlüktür. Şimdi bizim câmiaya gelelim: Ben, hedefte diğer arkadaşlarla birleşiyorum ve diyorum ki, hakikaten İslâm inancıyla, ibadetiyle, sosyal, siyasî, ekonomik, hukukî ve ahlâkî düzeniyle bir bütündür. Bunların her biri diğerini tamamlar, her biri diğerine tesir eder. O halde siz, her şeyi olduğu gibi bırakın. Yalnız ekonomik veya hukukî sahayı ele alm. Biri diyelim aile hukukunu, diğeri boşanmayı ele alır, bunlara bir çare getirirseniz, birde finansman meselesine bir çare bulur iseniz çok şey yapmış olmazsınız. Ancak gerektiğinde bir ara çözüme de gidebilirsiniz. Bu ara çözümü ana çözümle karıştırmayalım. Ana çözümün kaideleri bellidir. Meselâ: Ali Özek Hocamız diyor ki: «Şu faizi yeniden tarif et bana!» Faizi 99 kere de tarif etsem, eğer ana çözüme göre tarif ediyorsam, o faizdir, tatbik edemezsiniz ve haramdır. Delemezsiniz, giremezsiniz, kıramazsmız… Bu tarif değişmez. Çünkü biz, netice itibariyle bu tarifi hadislerden çıkaracağız. Hadisler değişmez. Hadisler faizin tarifini vermemiş, ama tatbikini anlatmış. «Şunu şununla değişirsen şöyle» değiş demiş. Peşinden veresiyeden bahsetmiş. Bu ölçüleri koyduktan sonra tarifi yaparsınız. Tarifi o kadar zor bir şey değil. Faizi yeniden tarif etmek sureti ile olsun, başka türlü olsun, mevcut sistem mahiyetini, özünü değiştirmeden ona bir cübbe giydirmek, başma bir sarık koymak veya fes koymak diyebileceğim bazı çözümler var; bunlara katılmıyorum. Meselâ: «Mevcut ücretli, pirimli sigorta sistemi, hadd-i zâtında İslâm’ın öngördüğü üyelik sistemi gibi bir şeydir. Orada sigortacı, hizmet veren, bu hizmetinin ücretini alan bir kuruluştur. O halde, o
RAPORLAR, TENKİTLER VE CEVAPLAR
13
Ara