RİTSOS, Yarmiş (1909 Monemy sia/Pelopones- T990 Atina), Yun: şair: Ritsos’un çocukluğu aile bir; lerlnin ölümleri, hastalıkları ve bur lımlarıyla gerti Öğrenimini yar: bırakarak Atina’ya gitti. Yaşar düzeltmenlik ve daktiloluk yapar kazanmaya başladı. 1926 yılır yaşamı boyunca kendini etkile*, cek olan vereme yakalandı. Yur nistan’da o yıllarda yaşanan ekon mik ve toplumsal bunalım, şiiri üz” rinde etkili oldu. 1934’te “Trakt: (Traktörler) adlı kitabını yayımla: İlk dönem ürünlerinden olan bu pıt. didaktik yanı ağır basan şiiri: den oluşuyoıdu 19 55’te, Metaks Cuntası’ nın işbaşına gelmesindi sonra 1936 yılında Selanik’teki b*?_ yük bir grevin kanlı bir biçimde bas tırılması üzerine yazdığı “Epitaphi os” (Yazıt) adlı ağıt, gerek Rit sos’un. gerek Yunan, şiirinin bir dö
1792
RİZE
noktasıydı. Ritsos bu şiirlerin-halkın kültürel mirasını lirik bir ılıkla dile getirdi. Ritsos bu şiirle-halkın kültürel mirasını lirik ustalıkla dile getirdi. 1941 Nisa-Yunanistan’ın Almanlar tara-ın işgal edilmesi sırasında Ulu-Kurtuluş Cephesi’nin kültür sollularından biri olan Rjtsos. 1945 ja Atina’dan çekilen partizaniar-► birlikte kuzeye gitti. 1945 Var/ıka aşması’ndan sonra Atina ya jü. İç Savaş sürerken tutuklan-|{1948). Lemnos Adaşı’nş sürgü, gönderildi ve burada “İ Sonata Selinophotus (Âyışığı Sonatı, 5) adlı uzun şiirini yazdı. 1949 ayında Makronisos Adası’n-toplama kampına kapatıldı.
! yılında serbest bırakıldıysa da, 7-1974 yılları arasındaki Albaylar ası döneminde de sürgüne lerıldı ve oldukça ,güç koşullar ja yaşadı. 1968’de hastalığının îsi üzerine karısı ve kızıyla bir-Samos Adası’na yerleştirildi, srarası baskılar sonucunda, )’te Atina’ya dönmesine izin ve-1972’de serbest bırakıldı. Şiir barının sayısı kırkı aşan Rit-s’un şiiri temel olarak dört dö-ie incelenebilir.’Traktern,;”Pira-1 (Piramitler, 1935) ve “Epitap-gibi kitaplarında Ritsos, kişi-toplumsal ve politik olan arasın-ıbir bağ kurmaya çalıştı. 1930’ fasonunu kapsayan jkinci döne-ieyse, ‘To Tragudi Tis.Adelphis (Kız Kardeşimin Türküsü, 57), “Earini Simphonia” (İlkyaz ionisi, 1938) ve ‘To Emvaterio Okeanu” (Okyanusun Marşı, 3) kitaplarıyla lirik bir anlatıma yalın bir dile kavuştu. Alışılma-görüntüleri ve dramatik bir du~ lığı birleştirerek sağlam bir biçi-ı vardı. Ritsos’un üçüncü dönemi zi işgali, İç SaVaş ve sürgün yılla-kapsar. “Dokimasia” (Sınama, 3) ve “Agripnla” (Uyanıklık,
i) bu yılları anlatan yapıtlardır. 1ik yaşamının son dönemine ırdüncü boyut” adını veren Rit-s, bu dönemde en olgun yapıtları-ortaya koydu: “İ Sonata Tu Seli-)hotus”, “Apoheretismos” (Veda, 57), “Hroniko” (Günlük, 1957), “İ
Yarmiş Ritsos
Yefira” (Köprü, 1960), “Martiries” (Tanıklıklar I, II, 1963, 1966), “Romi-osini” (Boyun Eğmeyen Ülke, 1966) “Petres, Epanalipsis, Kinklİdomata” (Taşlar, Yinelemeler, Parmaklıklar, 1971) vb. İnsani sorunları ve ulusal deneyimleri kapsayan bir şiirle, kendi öz anlatımını buldu. Bu anlatım, kimi zaman zor anlaşılır bir özellik kazandı. Yapıtları çeşitli dillere çevrilen Ritsos, Aragon tarafından günümüzün en büyük şairlerinden biri olarak adlandırıldı. 1986’da BM’nin düzenlediği insan Hakları günü dolayısıyla kendisine Barış Şiir ödülü verildi.
RİVERA, Diego (1886 Guanaju-ato-1957 Mexico), MeksikalI ressam. Resme üç yaşındayken başlaT dı; okul çağına geldiğinde babası kendisine bir atölye kiraladı. Devlet bursuyla San Carlos Güzel Sanatlar Akademisi’ne girdi. Öğrenci olaylarına karıştığı için okuldan atıldı. İkinci bir burs alarak Ispanya’ya gitti. Batı Avrupa’yı gezerek resifin yaptı, sonunda Paris’e yerleşti. Orada kü-bistlerin etkisi altına girdi. Pigasso ile yakın bir dostluk kurdu. Avrupa’da kaldığı 14 yılın çoğunu Paris’te geçirdi, kübist resimler yaptı, 1921’de Meksika’ya dönmeden önce, birkaç ay İtalya’da kalarak 14. ve 15. yüzyıl freskleriyle, Pompei’ deki duvar resimlerini inceledi. Meksika’da reformcu ve sanatsever bir politikacı olan Alvaro Obregon’un cumhurbaşkanı seçilmesi, Rive-ra’ya dünya sanat tarihine geçecek yapıtlarını vermesine olanak tanıdı.
David Siqüerios, José Orozco gibi ressamlarla birlikte okul, bakanlık gibi kamu binalarının duvarlarına freskler yaptı; bu duvarları Meksika’nın baskı altındaki geçmişi ile parlak geleceğini gösteren tarihsel alegorik sahnelerle donattı. 1933’te aynı çeşit çalışmaları Nşw York’taki Rockefeller, Center İçin de yaptı. Mexico kentindeki Ulusal Saray’ın duvarlarına yaptığı ve Meksika tarihini konu atan dev boyutlu çalışması. ölümü üzerine yarım kaldı.
RİYAD, Suudi Arabistan’ın başkenti Arap Yarımadası’nın merkezi kesiminde, Necit’te, Tuveik Dağı eteğinde kurulmuştur. 1950 yılına kadar surlarla çevrili, küçük görünüşüyle bir Ortaçağ kentini andıran Ri-yad söz konusu tarihten bu yana hızla gelişmiş, yıkılan surların dışına taşarak büyük ve modern bir kent niteliği kazanmıştır (1946’da 60 bin, 1981’de 1.308.000 nüfuslu). Kraliyet sarayı, birçok cami, üniversite, modern yapılar, gür bir yeşillik içinde birbirini izler. Kızıldeniz ve İran Körfezi kıyıları arasında önemli bir ticaret ve ulaştırma merkezidir, hava ulaşımı ile ülkenin her yanına bağlanmıştır.
RİYOLİT, kimyasal bileşimi granite benzeyen açık renkli bir kayaç. Çok ince taneli bir dokusu vardır. Rengi beyaz, pembe ve gridir. Demir katışıkları yüzünden kırmızımsı renk de alır. İçinde büyük kuvars ve camsı feldispat kristalleri bulunanlara riyolit porfir denir. Çok yaygın bir mag-matik kayaçtır.
RİZE, Doğu Karadeniz Bölgesi’nde il ve bu ilin merkezi olan kent. Türkiye’nin küçük ilerinden biri olan Rize (3.920 km 2), doğuda Artvin, güneyde Erzurum, güneybatı ucunda Bayburt, batıda Trabzon ve kuzeyde Karadeniz ile sınırlanır. Fiziki ve beşeri coğrafya: 1) Kuzey Anadolu kenar dağlarının en yüksek dorukları, bu il içinde ve Artvin sınırı yakınında yer alır. Dilek ya da Tatös kitlesi üzerinde Kaçkar Dağı, 3.932 m. yüksekliğiyle bütün Karadeniz Bölgesi’nin en yüksek doruğudur. Bu dağdan başka 3.000-3.500 metreyi aşan birkaç doruk daha vardır.