Maximilien Robespierre

ROBESPİERRE, Maximilien

Maximilien Robespierre

Maximilien Robespierre

de

(1758 Arras-1794 Paris), Fransız siyaset adamı. Avukat oldu (1781). Taşrada geçirdiği tekdüze ve sakin yaşam içinde sürekli olarak Rous-seau’yu okudu. “Rosati”ler adlı gençler derneğine girdi ve Arras Akademisi’ne kabul edildi (1783). Din adamları sınıfına karşı duyduğu öfkeyi bu sırada kaleme aldığı yazılarda açığa vurdu. 1789’da Artois’ dan Etats Généraux’ya halk üyesi seçildi. Mecliste ilk zamanlarda başarılı olamadı. Yine de inandıklarını
Maximilien de Robespierre
söylemekte sonuna kadar direndi. Bütün yurttaşlara oy hakkı verilmesi, zorunlu ve parasız ilköğretim, işsizlere yardım, dengeli bir vergi düzenlemesi, halka çalışma olanaklarının sağlanması gibi konuları her fırsatta dile getirdi. Jakobenler’i etkileyerek bu grubun başına geçmeyi başardı (1790). Mecliste çeşitli önerilerde bulunarak ve bunların çoğunu da kabul ettirerek gittikçe söz sahibi oldu. Kendini bütünüyle “Devrimin hizmetine veren Robespierre,

1791 ’deki Chşmp-de-Mors Ayaklanmasından sonra halk tarafindan “halkın yılmaz savunucusu” olarak adlandırıldı. Zaman zaman Jako-benler ile de mücadele ediyordu. Avrupa devletleriyle savaşa yol açabilecek bir siyaset gütmek isteyenlere karşı çıktı ve böyle bir siyasal tavırdan uzak durulmasını sağladı. Savaşın yapılması durumunda yenginin de yenilginin de “Devrim”e zarar vereceği kanısındaydı. Bu arada 1791’de üstlendiği “Seine Mahkemesi” savcılığı görevinden de ayrıldı (1792). 10 Ağustos 1792 Ayaklanması sırasında ve Eylül kıyımında ortada gözükmemesine karşılık yine de Konvansiyon’a Paris milletvekili olarak seçildi. Danton ile birlikte XVI. Louis’nin yargılanmasını yönetti. Krala ölüm cezası verildi ve idam edildi (21 Ocak 1793). Kralın mahkûm edilmesi konusunda “Jironden-ler” ile aralarında çıkan anlaşmazlıklar Robespierre’i onlara karşı tavır almaya itti ve Montanyarlar’a yaklaşmasına neden oldu. 31 Mayıs

1793 Ayaklanması ile Jirondenler’in saf dışı edilmesini sağlayan Robespierre bu olaydan bir süre sonra Halk Kurtuluş Komitesi’ne girdi (27 Temmuz 1793). Konvansiyon’u ayakta tutabilmek için dıştan ve içten gelen anlaşmazlıkları çözüme bağlamayı başardı. “Sans Culotte” (Baldırı Çıplaklar) ve Konvansiyon arasında dengeyi sağladı. Montan-yarların vazgeçilmez adamı ve tek söz sahibi durumuna geldi. Bir süre sonra Danton ve Desmoulins suçlanarak tutuklandılar ve idam edildiler (Nisan’1794). Böylece Robespierre karşıtlarından kurtulunca siyasal baskısını artırdı ve kendisine karşı girişilen iki suikast olayını bahane

ederek “22 prairial” yasasını çıkarttı (10 Haziran 1794). Bundan sonra baskı iyice artırıldı (Terör Dönemi). Ancak halk baskı düzenini gereksiz görmeye başlamıştı. Robespierre bir ay kadar Konvansiyon’a katılmadı. Daha sonra 26 Temmuz 1794’te yapılan toplantıya katıldı ve karşıtlarına şiddetle saldırdı. Komün kendisine ve arkadaşlarına arka çıktıysa da Konvansiyon tarafından yasa dışı sayıldılar. 28 Temmuz’da Robespierre ve arkadaşları ulusal muhafızlar tarafından Hotel de Ville’den alındılar. Robespierre tabancayla intihara kalkıştıysa da başaramadı. Aynı günün akşamı saat 6’da Robespierre, kardeşi, Saiht-Juste, Couthon ve on yedi arkadaşı Devrim alanında giyotinle idam edildiler. 1791 yılına kadar kralcı olarak bilinen Robespierre, daha sonra cumhuriyetçiliği benimsemişti. Katı bir devrimci ve örgüt adamıydı. Tek kişinin önderliğinde ve tek ulusun, tek örgütün egemen olduğu bir devlet tasarladı. Otoriter bir yönetimi halka kabul ettirmek istedi.

ROBİN HOOD, İngiliz halk şarkılarında sözü edilen efsane kahramanı. Ortaçağ’ın başlarında yaşadığı varsayılır. Nottingham’ın Sherwood Ormanı’nda yaşayan bir kanun kaçakları çetesinin başkanıydı. Zengin Norman zorbalarından çaldıklarını yoksul İngilizlere dağıtan Robin Ho-od, zorbalar karşısındaysa baş kesecek kadar acımasızdı. Mertliği, kibarlığı ve usta savaşçılığıyla Sak-son ırkının Norman istilasına karşı direnişinin simgesi olarak yaşatılan Robin Hood’un öyküsü ilk kez 1377’de yazılışından bu yana Sir Walter Scott, Lord Alfred Tennyson gibi birçok yazara konu oldu.

ROBİNSON CRUSOE, Daniel De-foe’nun romanı (1719). Yapıtın tam adı ‘The Life and Strange Surpri-sing Adventures of Robinson Cru-soe”dur (Robinson Crusoe’nun Şaşırtıcı Yaşamı ve Serüvenleri). Roman, Pasifik’teki Juan Fernandez Adası’nda 4,5 yıl geçirmiş olan Alex-ander Selkirk adlı bir denizcinin anıları ve diğer birtakım gezi notları üzerine kurulmuştur. Daniel Defoe, romanın inandırıcı olmasını amaçla-
mış ve önsözde, “gerçeklerin tarihini” yazdığını belirtmiştir. Bremenli bir tüccarın oğlu olan Robinson, macera tutkusuyla dolu bir gençtir. Gine’ye hareket eden bir yelkenli gemiyle Afrika kıyılarına gider. Götürdüğü malları satar ve küçük bir servet yaparak geri döner. İkinci deniz yolculuğunda, Türk korsanları tarafından yakalanarak Fas’ta esir olarak satılır. Bir kayıkla kaçarken, Portekizli bir kaptan tarafından Brezilya’ya götürülür. Brezilya’da kurduğu plantasyonda çalıştırmak için zenci köleler getirmek üzere Gine’ye giderken, bindiği gemi fırtınaya yakalanır ve Robinson sağ salim ıssız bir adaya çıkar. Buradaki yaşama uyum sağlamaya çalışır. Küçük çapta tarım ve hayvancılık yapar ve bir günlük tutmaya başlar. Yamyamların elinden kurtardığı Cuma’yı, iyi bir uşak ve iyi bir Hıristiyan haline getirir. Bir İngiliz gemisinin isyan eden tayfaları, kaptanı, Robinson’un adasına bırakmak üzere kıyıya yanaştıklarında Robinson, tayfaları böyle davranmamaları için ikna eder. Kaptan da, bu iyiliğe karşılık Robinson ve Cuma’yı İngiltere’ye götürür. Böylece Robinson 28 yıl, 2 ay, 19 gün sonra yeniden ülkesine dönmüş olur. Daniel Defoe, ”Robinson Crusoe”da, Don Juan, Don Ki-şot ve Fuast gibi, dünya edebiyatın-de evrensel niteliği olan bir tip yaratmıştır. Robinson Crusoe, İngliiz Aydınlanma Çağı felsefesinin ideal bireyidir. Defoe bu yapıtta, bireyin mükemmelliğine yönelik dinsel inancını ortaya koymuş ve “dünyaların en iyisi olan bu dünyayı” betimlemiştir. Robinson’un yararcı tüccar zihniyeti ve hümanist idealizmi, bu destanın temel dünya görüşünü oluşturur. Kendini Püriten burjuvazinin sözcüsü yerine koyan Defoe, yeryü-zündeki refahın, zorlu ve namuslu çalışmanın Tanrı tarafından ödüllendirilmesinin bir sonucu olduğunu savunur. Robinson, sağlıklı bir zihniyete sahip olan bireyin, engel tanımaz ve sarsılmaz bir imanla umutsuz durumların nasıl üstesinden gelebildiğini kanıtlamak için yaratılmış bir tiptir. Yarattığı örnek karakter ve yalın dili nedeniyle “Robinson Crusoe”, kısa sürede dünya çapında
ün kazandı ve roman türünün kil metre taşlarından biri oldu. Rom birçok dile çevrildiği gibi, “robin: nad” adı verilen ve aynı temayı işi yen bir dizi romanın yazılması: yol açtı.

ROBOT, birtakım mekanik düzen! melerle, kendi kendine iş yapan, rüyen, hatta konuşan makineler, kez “robot” sözcüğünü ünlü Çek ı zarı Karel Çapek, (Rossum’un rensel Robotları) adlı piyesinde landı. Sonradan otomatik makin: esasına göre kurulmuş ve birçok’ leri kendi kendine yapan makine geliştirilince, bunlara da “robot” verildi. Robotlar, elektrik, elektr nik, fotoselül gibi esaslar üzerir kurulmuştur. Önceden hazırlar bir sisteme göre hareket ederi Son yıllarda, Amerika’da ünlü d; torlar, yaptıkları araştırmalar elektrotlar sayesinde insan beyni kumanda edilebileceğini kanıtlar lardtr. Bu bilim adamlarının iddi: na göre, bu çalışmalar sonunda taya çıkan buluş, insanların bir kim sıkıntılarını gidermeye yarayr lecek; insan bu elektrotlar sayec de kendi kendine kumanda edefc çektir. Dünün makineleri, yapma kas sisteminden oluşurdu. Bu_ nün makineleri ise, kendilerinden tenen işi yapmak için gerekli bilg ri toplayan duyu organlarıyla dor tılmıştır. “Robot” adı işte bu kom. makinelere verilir. Ancak bu makinelerin insanın yerini tutn söz konusu otamaz.

ROCK AND ROLL, 1950’lerin 0ı larında ABD’de ortaya çıkan ve sürede Avrupa’da da yayılan mi tarzı. Esas olarak genç kitlelere nelen rock, dansa yönelik ritmi alışılmış, basit melodi ve armor ve dinleyici kitlesine çekici g: şarkı sözleriyle, bir dönemin men müziği oldu. Rock’ın köker de( blues ve country şarkıları, ritmleri vardır. 1950’lerin başır rock, popüler müziğin dışında, k: lı bir dinleyici kitlesine hitap e^ bir türdü. O dönemde basılan plaklarının en önemlisi, Bili H? ve Comets topluluğunun “Ora Man, Crazy” (1953) adlı plaktı, yıl, diskjokey Alan Freed, blues
1796
/

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*