Genel

Romatoid Akciğer

Romatoid Akciğer H.iM.ıliftı

Romatoid artritli hastaların ‘>'<■ ao’umlii aşağıdaki akciğer ve plevra hsuituldıUm vm dır:

1- Diffüz fibrozis: Vaskülit ve inl’iıımıii. yon şeklinde başlar, ilerledikçe dilTu/. ııı terstisyel fibrozisin diğer formlarından ayırdedüemez.

2-  Plöritis (kuru veya effüzyonlu): Her ne kadar romatoid artrit kadınlarda daha sık görülürse de plevra tutuluşu erkeklerde daha fazladır. Toplanan sıvı çoğunlukla tek taraflı olup eksüda niteliğindedir ve içindeki glukoz miktarının çok düşük olu­şu (% 20 mg ın altında) karakteristiktir.

3-  Nekrobiyotik nodül: Hastalığın ileri dönemlerinde subkutan nodüllerle birlikte, akciğerlerde bir veya birkaç tane ortası nek- roze nodül görülebilir. Nadir bir bulgudur, daima periferde lokalizedir ve hastalık süre­since küçülüp büyüyebilir.

4-  Çaplan sendromu: Kömür madenci­leri pnömokonyozu bulunan hastaların % 4 ünde akciğerlerde, pnömokonyoz nodülle- rinden çok daha hızlı büyüyen ve kavitele- şebilen nodüller bulunur. Bunların histolo­jik yapısı romatoid artritli hastalardaki sub­kutan nekrobiyotik nodüllerin aynısıdır. Bu hastaların birçoğunda romatoid artrit semp­tomları da vardır. Tabloya ilk tarif eden araştırıcının adına atfen Çaplan sendromu denmiştir.

5-  Pulmoner arteritis ve pulmoner hi­pertansiyon: Romatoid artritlilerde bazan endotel ödemi ve perivasküler hücre infılt- rasyonu sonucu pulmoner hipertansiyon ve buna bağlı kor pulmonale meydana gele­bilir.

Diffüz Sistemik Sklerosîs (Skieroderma)

Sklerodermalı hastalarda akciğer prob­lemi sıktır, ancak bunlar çoğunlukla özoi’a- gus motilitesi bozukluğuna bağlı aspırav yonlara, adale zayıflığına bağlı sekresyon birikimine veya uzun süre kortikosteroid kullanımına bağlı sekonder infeksiyıuılıırn aittir. Gerçekte sklerodermaya liitßli ııkn ğer tutuluşu % 25 dolayındadır.

Radyolojik incelemede cn sılt matlanan bulgu diffüz retiküler görünümdür !l;t;.lülıl< ilerledikçe infiltrasyon dalı» dn ki”;ifl<-ıjir ve akciğerde bal peteği görünümü, ıınıda d<* ğişik büyüklükte kistler oluşıu. Kistlerin rüptürü ile pnömotoraks onuyu çıkabilir.

 

 

 

 

 

 

Mh. İMi/.al incııılumı ¡minelileriyle ıvaksıvu Iıa (»irmelen f>ı 111 ıı t ti lıa.slali(rıi) belirt ileri oluşmaktadır, İlımlın akciğer içi kanamaya bağlı hemoptizi ve aııenû ile süratle gelişen böbrek yetmezliğidir. Prognozu kötüdür. Erken dönemde uygulanan piazma değişi­mi ve immunosupressif tedavinin yararlı ol­duğunu bildiren raporlar vardır.

Pulmoner Alveoier Proteinosis

Etyoloiisi bilinmeyen, 20-50 yaşlar arasında ve erkeklerde sık göruien bir hasta­lıktır. Akciğerlerin lipoprotein sekresyonla- tmm temizlenmesindeki bir bozukluk sonu­cu ortaya çıkmaktadır. Semptomları, öksü­rük, bol miktarda beyaz veya sarı renkli, koyu balgam çıkarma, hafif ateş yükselme­si ve halsizliktir. Fizik muayenede takipne ve inspirasvonda railer saptanır. Kronik va­rtalarda parmaklarda çomakiaşma görülür. Akciğer radyogramında, orta ve alt zonlar- 3a, alveoi dolgunluğuna ait, yaygın, yer yer /ama tarzında, birbirinin içine girmiş nodü- er gölgeler görülür. Bunlar bilateral ve si- netriktir. Kalb yetmezliğine bağlı akciğer idemi görünümüne benzer fakat kaip göige- i büyümemiştir. Hiler adenopati ve pievra- a sıvı toplanması görülmez.

Alveoller, PAS (Periodic acid Schiff) loyası üe boyanan lipoprotein maddesi ile oludur. Tanı balgamda veya bronko-alveo- ır lavaj sıvısında bu maddenin saptanması e konabildiği gibi bronkoskopi veya tora- ‘.otomi sırasında elde edilen biyopsi mater­yalinin histolojik incelenmesiyle de konabi- ,:,r.

Tedavide, genel anestezi altında serum jzvolojik ile akciğer lavajı uygulanmakta­dır. Vakaların % 25 inde spontan iyileşme ılur. % 15-20 vakada hızlı bir ilerleme ile Jıtal seyir görülür. Geri kalan vakalar kro- ıjk seyir gösterir ve bir kısmında interstis- |el fibrozis meydana gelir.

İlaç Reaksiyönları

Birçok ilaç diffüz interstisyel akciğer ustalığına neden olmaktadır. Bunların baş­kaları, hydralazine, busulfan, nitrofuran- ıü\, hexamethonium, mecamylamine, met- sergide, bleomycin, cyclophosphamide ve ocainamide’dir. Olayın mekanizması tam arak bilinmemektedir. Hydralazine ve pro- inamide gibi ilaçların immünolojik bir ekanizma ile zedelenme meydana getirdik- i sanümaktadır. Ântineoplastiklerin rad- mimetik etkileriyle akciğer dokusunu

 

M. MHİ.MI I ,’h I ıht’i 111, in I tl M’iımıı mr l.ı fill

lıa:.ialıt‘in h.Hiliinim’i .m- ve mı/.11

iM/mtılVn ile tıcnıİHu auu. oiaıııicliiM ı………………

um ili’ olabiln. Vııva% banlayan vukalam, n.ı-iut Ivtpuh oriıcmatosus send romunun klı ııu, vı* hcıolojik bulgulan vardır.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir