Rüya Tabirleri

Rüyasında Peygamberimizi (s.a.v.) Görmek

rüya-tabirleri

Rüyasında Peygamber Aleyhisselâm’ı gördüğünü söyleyen kişi doğru görmüştür. Zira hadis-i şerifte buyurulmuştur ki: “Kim beni rüyada görürse gerçekten beni görmüş olur. Çünkü şeytan ne benim, ne Kabe’nin kılığına giremez.” DİKKAT! Kaadî rahımehullah dedi ki: “Bu, Peygamber Aleyhisselâm’ı hayatındaki bilinen şeklinde gördüğü zaman bahis konusu olur. Peygamber Aleyhisselâm tam bir bünyeye sahip idi. Yüzü ay gibi parlardı. Orta boylu idi. Kırmızı – beyaz karışımı bir renge sahib idi. Geniş alınlı di. Kaşları ince idi. iki kaş arasında bir damar vardı ki öfkelendiği zaman görünürdü. Burnu güzel bir şekilde kalkık idi. Gözleri sürmeli idi. Sakalı gür idi. Yanakları düz ve gayet güzeldi. Dudakları büyük idi. Dişleri seyrek idi. Boynu, mafsalları ve parmakları uzundu, îki omuzu arasında nübüvvet mührü vardı. Ayakları fazla tombul değildi.Bu hilye-i saadete uymayan bir tarzda görülürse, yorumu ona göre yapılır: Meselâ O’nu köse veya kısa olarak görürse, bu, şeriat husu^’nda o kişinin eksik davrandığına delâlet eder.” İmam Yafîî: “Şeyh Muhyiddin İbnil A’rabî, Hz. Peygamber’i (s.a.v.) rüyasında Arap mescidlerinden birinin zaviyesinde ölü olarak görmüş ve ürpermiş. Gelip o yerin sâlihlerine rüyasını anlatınca onlar şöyle demişler: – Bu mescidi yapan sultan, mescidin o kısmını sahibinin rızâsı olmadan gasbetmişti. İşte o kısımda Hz. Peygamber’in şeriatı tatbik edilmediği için hükmen öldürülmüştür. Bu sebeble, Resûlüllah (s.a.v.) orada ölü olarak rüyana girmiştir.” imâm Mazerî: “Rüyada Hz. Peygamber (s.a.v.) kendi asıl kılığında da, başka bir şekilde de görülebilir. Meselâ onu beyaz sakallı olarak görmek de mümkündür. Rüyayı gören kişi Hz. Peygamber’i beyaz sakallı zannettiği için o şekilde rüyasına girmiş olabilir…” Hz. Peygamber (s.a.v.) buyurmuştur. “Kim, beni rüyada görürse, uyanıklık halinde de görecektir.” Yani, bu kendi asrında olur. Bu takdirde anlamı şöyle olur: “Henüz hicret etmeyen kişi beni rüyasında görürse, Allah, ona hicreti nasib eder. Gelir ve uyanık halinde de beni görür.” Bazılarına göre: “Beni yakaza halinde (uyanıklıkta) görür” demek, yani, halinde, henüz ölmeden görür demektir; ki, bu ehlince malûmdur. Yazar bu (yakaza) kelimesini şöyle açıklamıştır: Yani: “Beni tanıdığı şekilde, veya ondan daha güzel bir halde görür” demektir. Buradaki uyanıklıktan kasıt âhiretteki uyanıklıktır. Nitekim Peygamber Aleyhisselâm bunu şu mübarek hadisi ile açıklamışlardır: “İnsanlar uykudadırlar. Öldükleri zaman uyanırlar.” Orada O’nu görmek demek, O’nun yanında olarak O’nu görmek demektir. İmâm Mazerî (rahımehullah) der ki: ‘”‘Beni gören, beni gerçekten görmüş olur” demek; “Beni, şekil ve sıfatım hakkında nasıl inancı varsa öyle görür” demektir. “Şeytan, benim kılığıma giremez.”Bu yalnız Peygamberimize (aleyhisseiâm) mahsûs değildir. Şeytan diğer peygamberlerin kılığına da giremez. Ne rüyada, ne de rüya dışında, şeytan peygamberlerin şekline kat’iyyen • bürünemez. Çünkü, girdiği takdirde, Hak ile bâtıl birbirine karışır, ayırdedemez hâle gelir. Hattâ şeytan, melek, Kâ”be, güneş, ay ve beyaz bulut şekline bile giremez. Mushaf şeklinde de görünemez. Çünkü bunlar birer hidâyet meşaleleridir… I – Rüyasında Resûl-i Ekrem’i görmek isteyenler çokça salât-û selâm getirsin ve şu duayı okusun.(Allahümme rabbel beledil harâmi veşşehral harâmı vel hılli verrukni vel- makâm… İkra’ âlâ ruhi Muhammedin minnes-selâm) Yatsı namazından sonra dört rekat namaz kılıp, her rekatında Fatiha’dan sonra birer defa (Duha, inşirah, Kadr ve Zilzal) sûrelerini okursa, ondan sonra yüz kere Allah’a istiğfarda bulunsa, yüz kere Peygambere salâvat getirse ve yüz kere de (Lâ havle velâ kuvvete illâ billâhil aliyyil-azîm) derse rüyasında Hz. Peygamber (s.a.v.)’i inşaallah görür. 3 – Hz. Ali ve Hz. Ömer (R.Anhüma), Abher namazını kılan kimselerin Peygamber Efendimizi göreceklerini müjdelemişlerdir. Abher Namazı dört rekattır ve bir selam ile eda olunur. Her rekatta Fatiha’dan sonra, on kere Kadr Sûresi (İnna en-zelnâhü…) okunur ve onbeş kere de (Sübhânallahi vel-hamdü lillahi ve Lâ ilâhe illallâhü Vallahü Ekber) dendikten sonra rûkûa varılır, rükûda üç kere (Sübhane Rabbiyel aziym) teşbihinden sonra, (Sübhânallahi velhamdü…) teşbihi tekrarlanır ve rûkûdan başını kaldırınca üç kere, secdeye varılıp (Sübhane Rabbiyel a’lâ)’dan sonra üç kere, ikinci secdede aynı şekilde tekrarlanarak bu şekilde dört rekat tamamlanır. Selam verildikten sonra hiç konuşmadan on defa daha Kadr Sûresi okunur. (Sübhanellahi velhamdü…) teşbihi otuzüç kere tekrarlanır. (Cezellahü annâ Muhammeden mâ hüve ehlühû) denilerek namaz bitirilir. Hz. Ömer (r.a.) “Kim bu namazı kılarsa can verirken kat’iyyen susamaz. Kabri gül ve yasemin ile süslenir. Etrafında nergis çiçeği biter. Kabrinden kalkarken keramet tacı giydirilir. Halâs ve ikram bereketiyle tam on iki bin

melek onu karşılar. Melekler, peygamberler ve elçiler safında olur. Ona istediği kadar şefaat (etme) yetkisi verilir…)
Resûlullah sallâllahu aleyhi ve sellem efendimizi rüyada görebilmek için Aşağıdaki usûl Hızır Aleyhisselâm’dan tarif edilmiştir. Yatsı namazından sonra secdeye varılarak, 7 defa: (Estağfirullâhel aziyme ve etûbü ileyh)‘den sonra 7 defa: (Sübhânellâhi velhamdülillâhi velâ ilahe illallâhü vellahü ekber)’den sonra 7 defa: (La havle velâ kuvvete illâ billâh) diyerek secdeden kalkılır. Eller huzur-u ilahiye açılarak, 3 defa: Allâhümme yâ Rabbi yâ Rabbi yâ Rabbî yâ Rahmâne’ddünya ve rahimeî âhireti ve rahimehümâ ilâhel evvelîne ve’l-âhirine yâ erhame’r-râhimîne yâ Hayyü yâ Kayyûmü yâ zel-celâli vel ikrâmi salli âlâ Muhammedin ve âlâ ve âli Seyyidenâ Muhammeden fil-menâmi vağfirlî birahmetike yâ Rabbi.” Bu dua da bitince Vitir namazı kılınır, yatağa yatıncaya kadar salavât-ı şerife getirilir, yatakta da sağ tarafa yatılarak yüz kıbleye karşı çevrilir. Uyuyuncaya kadar salâvat-ı şerife ve zikir ile meşgul olunur. Inşaallah Peygamberimiz (s.a.v.) efendimizi görmek nasib olur.
İmâm Nesefî’nin (rahımehullah) “Fedâilü’l-A’mâl” kitabında tecrübe edildiği ifade edilerek: “Kim, Cum’a gecesi bin kere Kureyş sûresini okuyup abdestli yatarsa, Peygamber Aleyhisselâm’ı rüyasında görür ve bütün dileklerine kavuşur.” denilmiştir. Allah-u âlem…
Peygamberimiz Aleyhisselâm yatsıdan önce uyumayı ve yatsıdan sonra da konuşmayı yasak etmişlerdir.955 Hz. Ömer (r.a.) yatsıdan sonra; “Haydi, evinize dönün1. Belki Allah sizi bir namaz veya teheccüd ile rızıklandırır” derdi.

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir