SADECE BİR SANATÇI
Bütün bunlara karşın, Marcel Duchamp’ın yalnızca, gelenek karşısındaki olumsuz tutumuyla ele alınmaması gerekir. Ölümünden kısa süre önce, bütün hayatı boyunca «sanatçıdan başka bir şey» olmadığım söylemekten hoşlamyordu. Bu da en son kışkırtmacası mıydı yoksa zaman zaman anlaşılmamış gerçek bir tutku muydu?
Marcel Duchamp her ne kadar alışkanlıklar karşısında eleştirel bir tutum benimsemişse de bunun nedeni, 1951’de «üstgerçekçi-lik» (metarealisme) olarak adlandırdığı şeyin izlerim taşıyan kişisel eserler yaratmak istemesidir: onun için XIX. yy. resmindeki gerçekçi geleneği, yeni ufuklara yönelterek izlemek söz konusudur. ilk tabloları bütün öncü sanat akımlarındaki yenilikleri içine sindirmeyi bildiğini gösterirken, son eserleri, boyutları henüz öl-çülemeyen bir özgünlüğü ortaya koyar.
Yirmi yıl süreyle üstünde çalıştığı Veriler: 1° Çavlan 2° Aydınlatma Gazı bütün çalışmasının odak noktasım oluşturur. Usta bir teknik, şaşırtıcı bir gerçekçilik uygulayarak ortaya koyduğu bu çalışmada Duchamp çıplak bir kadın görüntüsü sergilemiştir. Bir çağlayanın karşısında duran kadın elinde bir sokak lambası tutar, izleyici bu eseri ancak iki deliği bulunan tahta bir kapının ardından seçebilir. Bu düzenek sayesinde, kendisine sunulan kadını gözetleyebilir; kadınsa, bir göz aldatımının etkisiyle ona gerçekmiş gibi görünür: eser, tarihöncesine ait Venüsler’den tutun da Manet’nin Olymp>ia’sı gibi XIX. yy’da skandal yaratmış tablolara kadar, sanatın arzuya ve erotizme sürekli bağlı kaldığım telkin eder.