savaş

savaş

Devletler ya da halklar arasında silahlı çatışma. Çok çe­şitli biçimleri olan ve halkların, devletlerin coğrafi ko­numlarıyla, ordularının gücüyle ve teknik düzeyiyle il­gili olan savaş, Clausewitz’e göre, “siyasetin başka araçlarla sürdürülmesidir. XVII. ve XVIII. yy’larda as­ker sayısı çok az olan ordular tarafından sürdürülen ve halkın düşük oranda katıldığı kuşatma savaşı’nın yerini, Fransız Devrimi’yle birlikte halkların savaşı almış, halk­ların savaşı da yerini, iki büyük Dünya Savaşı’yla, XIX. yy. sonlarında Alman germenbirlikçileri tarafından ta­sarlanan topyekûn savaş’a bırakmıştır. Amacı rakibin yok edilmesi olan topyekûn savaş, maddi ve manevi di­reniş olanaklarını azaltmayı hedef alan ideolojik savaşla ve ekonomik savaşla birlikte yürütülür.

Teknik ilerledikçe, savaşlarda ölenlerin sayısı da gün geçtikçe artmıştır. Sözgelimi, Napolyon Savaşları dö­neminde (1798-1815), günde ortalama 233 asker ölür­ken, bu sayı Kırım Savaşı’nda (1854-1856) 1 075’e, Bi

 

rinci Dünya Savaşı’nda, 7 738’e çıkmış, Hiroşima’ya atom bombası atılmasıyla (6 Ağustos 1945), 80 000 kişi ölmüştür.

Nükleer savaş11 başlatan Hiroşima’ya atılan bomba­nın gücü 20 kilotonken (20 000 ton T.N.T’nin patlama gücünde), günümüzde, atom çekirdeğinin parçalan­ması yoluyla değil, ergime yoluyla, 20 megatonluk (20 milyon ton T.N.T. gücünde) bombalar yapılmıştır.

Atom teknolojisi, 1963’te atmosfer denemelerini ya­saklayan antlaşmaya karşın duraklamamış, araştırmalar sonunda, tam anlamıyla temiz olan, yani radyoaktif çö­keltisi bulunmayan ve yalnızca canlılara zarar veren nötron bombası geliştirilmiştir.

Günümüzde ayrıca, atom silahının yanı sıra, kimya­sal silahların sayısı da artmış, 1914’teki göz yaşartıcı obüslerden, tahriş edici ya da yakıcı gazlardan, klor ga­zından ve ilk olarak 1917’de kullanıldığı İeper kentin­den adını alan iperit gazından sonra, yenileri bulun­muştur.

Ayrıca, daha korkunç olan biyolojik silahlar (bakteri ve virüsler) bulunmuş, bir yandan da “klasik” diye nite­lendirilen silahlar sürekli geliştirilmiştir. Özellikle Viet­nam Savaşı sırasında Vietnam toprakları, ayrıntılı saldırı konusunda birçok tekniğin denenme alanı olmuştur: Napalm ile klasik bombaların etkisini birleştiren CBU bombaları; misketli ya da çelik ve plastik oklu parçalı bombalar; ağ biçiminde sekiz metrelik sekiz tane nay­lon ipten oluşan örümcek mayınlar; bir mendil ya da pansuman gibi görünen çakıllı mayınlar; delici bomba­lar; lazer ışınlarıyla yönetilen “pürüzsüz portakallar”, vb.

Rate this post
Rate this post

Cevapla

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar işaretlenmelidir *

*