Babam, benim kaçacağımdan korkup ayağıma bir bukağı vurdu. Sonra da, beni evinde hapsetti.
Kilisedeki Hıristiyanlara adam gönderdim. (Yanınıza Şam’dan bir ticaret kafüesi geldiği zaman, bana haber veriniz!) dedim.
Yanlarına, Şam’dan Hıristiyan tüccarlardan bir kafüe gelince, bana haber verdüer.
Onlara : (İşlerinizi bitirdiğiniz, memleketinize dönmek istediğiniz zaman, bana haber veriniz!) dedim.
Onlar, memleketlerine dönüp gitmek istedikleri zamanı bana haber verince, ayağımdan demir’ bukağıyı çıkarıp attım. Onlarla birlikte Şam yolunu tuttum. Şam’a geldim.
Selman-ı Fârisî’nin Şam Kilisesine Devamı:
Şam’a gelince (Şu din adamlarının ilim yönünden en üstünü – kimdir?) diye sordum.
(Kilisedeki Piskopostur!) dedüer.
Yanma gittim. Ona : (Ben, bu dîne girmek, senin yanında bulunmak, kilisende hizmet etmek, Hıristiyanlığı senden öğrenmek, seninle birlikte ibâdet etmek istiyorum.) dedim.
(Kiliseye gir!) dedi. Onunla birlikte içeri girdim.
Şam Piskoposu’nun Kötülüğü ve ölüsünün Başına Gelenler :
Şam Piskoposu, kötü bir adamdı : Sadakalarını getirip vermelerini Hıristiyanlara emr ve onlan buna teşvik eder, yanında toplanan şeyler den bir kısmım ise, kendisi için gizler, yoksullara bir şey vermezdi.
Hattâ, böylelikle yedi küp dolusu altln ve gümüş biriktirmişti.
(5) İbn-i- ishak, ibn-i Hişam – Sîre, c. 1-2, s. 507, Taberî – Tarih, c. 2, s. 257, Ahme-d b.. Hanbel – Müsned, c. 4, s, 138.
(6) ibn-i ishak, ibn-i Hişam – Sîre, c. 1-2, s. 507, 508, ibn-i Sa’d – Tabakat, c. 3, s. 611.