Seni Büyütmek İsterken Sen Uyurken Sabaha Gündüz Özlemeye Dayanamazken
Az önce oturmuş tek başıma işime bakıyordum amcanlar yan odada idi çok özledim sseni yavrum .
Birden içimi bir pişmanlık dalgası kapladı. Kendimi çok suçlu hissediyordum.
Kalkıp resmine baktım , senin yanına geldim. Küçük ellerinden biri yanağına dayanmış ve bukleli saçların terle ıslanan alnına ya-pışmıştı.
Bir sabah, sen okula gitmek için giyinirken, yine seni azarlamıştım. Yüzünü iyi yıkamamıştın, ayakkabıların da kir pas içindeydi! Bir de yerlere eşyalarını atıp ortalığı dağıtman var ya, büsbütün sinirlendirmişti beni. Kahvaltı masasında da seni azarladım. Masanın üzerine birşey devirdin, dirseklerini masaya dayadın ve ekmeğine gereğinden çok çikolata sürdün ömer amcan gibi çok seviyorsun çikolatayı bildiğimiz sarelle deriz ya sürdün. Bu davranışlar beni çileden çıkarmıştı.
Ben işe, sen okula gitmek üzere evden çıkmıştık. Sen bana “Güle güle babacığım” diyerek el salladın. Yeni yazdırmıştım okuluna .Ben karşılık bile vermedim ve sana “akşam seni alacağım babacığım yaramazlık yapma !” diye çıkıştım.
Akşam işten eve gelirken oynamak istedin , seni sokakta dizlerini yere dayamış halde, toz toprak içinde çocuklarla oynarken gördüm. Ayakkabıların perişan haldeydi. Önüme katıp seni eve getirdim, arkadaşlarının yanında küçük düşürdüm. Sonra, “Bu ayakkabıların parasını sen kazansaydın, bakalım böyle kullanır miydin?” diye azarladım. Akşam yemekten sonra ben çalışmak için bilgisayar başına çekilince, sen ürke ürke yanıma geldin. Ben ise, bilgisarımın üzerinden sana sert bir bakış fırlatarak, “Gene ne istiyorsun?” diye sordum.
Sen hiçbir şey söylemedin, koşarak
yanıma geldin ve kollannı boynuma dolayıp, beni öptün. Allah’ın kalbine verdiği sevgiyi, benim ilgisizliğim solduramamıştı. Sen, bu sevgi ile, o küçücük kollannla beni sarıp sarmalamıştın.
İşte böyle, yavrum. Sen yattıktan az sonra bilgisayarım ve nausumu bıraktım. İçimi bir pişmanlık sardı. Sana karşı yaptığım hataları görmek, beni tarifi imkânsız bir şekilde üzdü. Galiba kusur aramak, azarlamak alışkanlık haline gelmişti bende. Seni seviyordum. Fakat, senin küçük bir çocuk olduğunu unutup, büyük insan davranışları bekliyordum senden. Ancak uzun yıllar sonunda biriktirilebilecek bir yığın hayat tec-rübesine şimdiden sahipmişsin gibi davranmanı istiyordum. Oysa, senin ruhunda ne kadar gerçek, ne kadar doğru, ne kadar temiz şeyler var! Küçücük kalbin ne kadar da büyükoldugunu düşündükçe gözlerin doluyor inan başım dönüyor ! Benden yüz bulamadığın halde beni gelip öpmenle, bunu öyle güzel açıkladın ki…
Korkarım ki, seni kocaman bir adam sandım bugüne kadar. Şimdi sana bakıyorum da, ne kadar küçüksün! Bebeğim bunu ancak şimdi anlıyorum.
Meğer senden çok fazla şey istemişim !. Çok fazla şey… ve şimdi sesini bile duyamıyorum değil azarlamak yüzünü bile göremiyorum çaresizce sabrediyorum ne zor bir bilsen 11 yıl seni hayal ettim ben geleceksin diye .
Rabbim kavuştursun ve hiç ayırmasın, hayatın yükü ağır gelir insana ve tüm acılar çaresizlikler birikmişken omuzlarımızda tek bir sese bile tahammül edemeyiz.Çocukların masumluklarını bile görmezden geliriz ve çocuklar uyurken masum gelir bize.Ne güzel bir iç döküş olmuş bu yazı çocuğunuz büyüdüğünde sizinle gurur duyacak.