sivrisinekler
Y az aylarında bizleri rahatsız eden birkaç sinekten huzursuz olup söylenir ve bu konudaki ilmî gerçeklerden habersiz olduğumuz için, şükür nimetinden mahrum kalırız.
Sakın ha, “sineklerin varlığına da şükür edilir miymiş?” demeyiniz.
Bu konuda en azından hissenize düşen sinek sayısına razı olmak zorundasınız. Çünkü yapılan araştırmalara göre, sadece iki adet, yâni bir çift sineğin Nisan ve Mayıs ayları başında bıraktığı yumurtaların hepsi yaşasa ve bunlar erginleştikten sonra hiç zâyiat vermeden üremeye kalksa, Profesör Hodge’nin hesaplanna göre 191.010.000.000.000.000.000 adet olacaktı. Ve yine aynı ilim adamının araştırmasına göre bu sayıdaki sinek, dünyamızın yüzeyini 14 metre kalınlığındaki bir tabaka hâlinde kuşatacaktı.
Diğer bir ifâdeyle, bütün sinekler uçmayıp yerlere konsa, 5 katlı apartmanların dahi sadece bacaları dışarıda kalacaktı.
Böyle bir manzarayı hayâl etmek dahî, kâbustan farksız değil mi?
Acaba bu kadar çok sineğin veya herbiri milyonlarca yumurta yapan balıkların, ya da haşhaş gibi onbinlerce tohum bırakan bitkilerin, dünyamızı istilâ etmesini hangi kudret engellemektedir?
Böylesine hassas bir nîzamın ve insan eli karışmamak şartıyla tertemiz kalan şu dünya misafirhanesinin sahibi kimdir?
Yoksa arada bir ziyaretimize gelen sinekler, bizlere bu soruların i rvabını mı fısıldıyor dersiniz?