wiki

SİVAK’IN FAZİLETİ HAKKINDA VÂRlD OLAN SAHÎH HADÎSLER VE İMAMLARIN BU HUSUSTAKİ GÖRÜŞ FARKLARI

İlim adamları SÎVAK hakkında birtakım farklı görüşler meydana koymuşlardır. Bazısma göre sivak, dinî sünnetlerden biridir. Bazısına göre ise, namaz ve orucun sünnetlerindendir. Dinî sünnetlerdendir diyenlerin görüşü daha kuvvetlidir. Nitekim bunun böyle olduğu İmam Ebû Hanîfe’den (R.A.) rivâyet edilmiştir. Ayrıca buna delâlet eden bir nice hadîsler de vardır. Bunlardan bir kısmını naklediyoruz : «Dört husus var ki peygamberlerin sünnederindendir: Sünnet olmak, sivak kullanmak, güzel koku sürünmek ve evlenmek.»235 «On husus doğuştan insana lüzumludur..» Bu hadîsi rivâyet eden Hazret-i Âişe (R. Anhâ) bu on şey arasında sivak’i de zikretti.236 «Temizlik dörttür: Bıyıklan (ağız içine girmiyecek) şekilde kesmek, koltuk altlarını traş etmek, tırnakları kesmek, sivak kullanmak.»237 Buhârî’nin kendi tarihinde Muğayre el-Asbahî’den (R.A.) yapmış olduğu rivâyette, Hz. Muğayre diyor ki: Öncü ya da keşif kolu arasında bulunuyordum, Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz bize sivak takdîm ederek buyurdu ki: Bununla dişlerinizi temizleyin! «Ne güzeldir zeytin ağacmdan olan sivak! Çünkü o mübarek bir ağaçtır; ağzın kokusunu güzelleştirir, kötü kokuyu giderir. O hem benim, hem de benden önceki peygamberlerin si- vakidir.»238 «Sizden biriniz gece kalktığında sivak kullansın. Çünkü gece kalkıp namaz kılmak istediğinde bir melek ona gelip ağzını onun ağzına dayar, onun ağzmdan ne çıkarsa mutlaka meleğin ağzına girer.»239 Evzaî (R.A.) diyor ki: Sivak, abdestin yarısıdır. Onun en çok arzulandığı zaman namaza kalkılmak istenildiğindedir. Abdeste kalkılırken de durum yine böyledir. Kur’ân okurken, uykudan kalkarken de sivake ihtiyaç vardırMuhit sâhibi ve başka ilim adamları, sivakin vaktinin, ab- dest alınacak vakit olduğunu söylemişlerdir. Çünkü Ebû Hü- reyre’den (R.A.) nakledildiğine göre: Sivak dinin sünneti olarak belirlenmiştir. Bu bakımdan sivak kullanmak için her vakit ona uygun ve eşittir. Kifâyetü’l-Müntehî’de, abdestten önce sivak yapılması belirtilmiştir. îmam Şâfiî’ye göre, namaza kalkındığında, abdest alındığında ve ağız tadının değiştiği hallerde sivak kullanmak sünnettir. Buhârî’nin Ebû Hüreyre’den (R.A.) yaptığı rivâyette, Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki: «Ümmetime zorluk ve sıkıntı getirmemiş olsaydı, sivak ile emrederdim.» Diğer bir rivâyette: Her namaz için sivak ile emrederdim., bu- yurulmuştur. Nesâî’nin yapmış olduğu rivâyette ise, «Her abdest alınırken sivak ile emrederdim..» buyurulmuştur. Aynı ri- vâyeti el-Hâkim ve îbni Huzeyme de yapmışlardır. Ebû Huzeyfe’nin (R.A.) anlattığına göre; Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz gece ibâdete kalkınca ağzını iyice yıkardı. Kuşeyrî’nin Ebû Derdâ (R.A.) Hazretleri’ne isnad ederek naklettiği hadîste ise şöyle buyuruluyor : «Sivak’e gerekli olun! Çünkü sivak’te yirmi dört haslet vardır; bu hasletlerin en üstünü Allah’ı hoşnud etmek ve namazın faziletini yetmiş kat artırmaktır.» Diğer bir hadîste şöyle buyuruluyor : «Sivak ile kılman namaz, sivaksiz kılınan namazdan yetmiş kat üstündür.»240 îmam Nesâî, sivakin oruçluya zeval vaktinden sonra müs- tehab olduğuna şu hadîsin umum ifâde eden mânasıyla istidlal etmiştir: «Ümmetime zahmet, sıkıntı olmamış olsaydı, her namaz için sivak ile emrederdim.» Her namazdan maksad, farz, vâcib ve nâfile olan bütün namazlardır. Aynî’de de aynı hususa yer verilmiştir. Hidâye sâhibi diyor ki: Sivak müstehabdır. Şeyh Kemalüddîn bin Hümam sivakin müstehab olduğuna, sünnet olmadığına, Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’in buna abdestte devam ettiğine dair bir hadîsin vârid olmadığını delîl getirmiştir. Buhârî’de bunu ta’likan zikretmiş ve sivakin ab- dest alırken müstehab olduğu görüşünü daha hak bulduğunu söylemiştir. Diyebilirim ki: Sivakin vücûbuna mani’, meşakkattir. O halde bu husus onun sünnet olduğuna bir işâret sayılır. Nitekim Hazret-i Âişe Vâlidemiz (R. Anhâ) diyor ki: Biz Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz’in sivakini, abdestini, temizliğini sayar dururduk. Allah dilediğini ona gönderir, o da sivak kullanır, abdest alırdı. Sonra namaz kılardı. Bu da belirtilen hususların Resûlüllah’m âdetlerinden olduğunu gösterir. Ancak denilebilir ki: Bu O’nun uykudan uyandığındaki âdetidir, her abdest aldığındaki âdeti değildir. Bütün bu görüşlerle beraber konuyu işleyenler bunu âdâbdan saymışlardır ki bunda tesamüh vardıı. Meğer ki bu âdâbdan müstehabbı içine alan bir mâna kasdedilmiş olsun. Nitekim Şerh-i Kebîr’de de bu husus böyle belirtilmiştir. Hanefî imamlarına göre zevâlden sonra oruçluya sivak mekruhtur. Ama daha sahîh olan tesbîte göre îmâm-ı A’zam yanında mekrûh olmadığıdır. İmam Mâlik’e göre de böyledir. Nitekim Şir’a adlı kitapta da bu husus belirtilmiştir. İmam Ahmed ye Taberânî’nin naklettiklerine göre, üç şey Peygamber (S.AV.) Efendimiz’e vâcib iken O’nun ümmetine tetavvu’ olmuştur: Vitir namazı, sabahm iki rek’at sünneti ve iki rek’at kuşluk namazı. Ayrıca Resûlüllah’a has olan hususlardan biri gece namazı, diğeri sivak idi. Gece namazı hakkında Kur’ân-ı Kerîm’de buyuruluyor ki: «Ey Muhammed! Geceleyin uyanıp, yalnız sana mahsus olarak fazladan namaz kıl. Belki de Rab- bin seni övülecek bir makama yükseltir.»241 Şöyle ki bu namaz ya farz namazlar üzerine bir fazlalık, ya da vâcib olarak bir fazilettir.. Peygamber (S.A.V.) Efendimiz’e.. Sivake gelince: Âlimler, bunun için Ebû Dâvud’un Abdullah bin Ebî Hanzele’den rivâyet ettiği şu hadîsle istidlâl etmişlerdir: «Resûlüllah (SA.V.) Efendimiz her namaz için —ab- destli bulunsun bulunmasın— bir abdest almayı emretti. Bu külfetli olunca, her namaz için sivak kullanmayı emretti..» Si- vakin Peygamber Efendimiz’e vâcib olmadığını iddia edenler ise îbni Mâce’nin Ebû Ümâme’den (R.A.) rivâyet ettiği şu hadîsle istidlâl etmişlerdir: «Cebrâil (A.S.) ne kadar bana geldiyse mutlaka sivak ile tavsiyede bulundu. O kadar ki hem bana, hem de ümmetime farz kılınmasından endişe ettim..» Ahmed bin Hanbel’in Vâsile bin Aska’dan (RA.) yapmış olduğu rivâyete göre, Resûlüllah (S.A.V.) Efendimiz buyurdular ki: «Sivak ile emrolundum. O kadar ki üzerime farz kılınacağından endişe ettim!.» Bu hadîsin isnadı hasendir. Aynı husus Mevâhib-i Ledün- niyye’de de nakledilmiştir. *

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir