SNÜLHAK (ar. em, ben, el, öneki H m ,
ftmn^en§>eUHaW^)> ssk , Hallacı Man>
sur’un «Ben Tmn’pm» anlamındaki sözü.
— Tasav. Asıl adı Ibül Muğls Hüseyin
bin Mansur el-Beyzavt olan ftallac-ı
Mansur’un (857-922) cezbeye kapılarak söylediği
Mnelhak sözü onun öldürülmesine sebep
oldu. Vahdeti vücut felsefesine göre Saitli yorumlarının yapılması mümkün on
bu söz, zamanın kadılarınca küfür kabul
edilerek Hallac’ın öldürülmesine fetva
verildi. Abbasî halifesi Muktedir, Hallac’m
öldürülmesine dair olan fetvayı tasdik edince,
Hallaç Bağdat’ta vücudu parça parça
edilerek darağacına asıldı (922), kafası kesildi,
cesedi yakıldı. Hallac’a dair olan
menkıbelerde onun akan kanının yerde «E~
nelhak» yazdığı, kesik başının «Enelhak»
diye çağırdığı aldatılır. Sofilerin bazılarına
göre Hailac’ın vecd ve istiğrak halinde,
kendi iradesi dışında, anlamını düşünmeden
söylediği ve şeriata aykırı görünen bu
söz sathiyyat*tandır. Hallaç bu sözünden ötürü
sorumlu tutulamaz. Diğer bir kısım
sofîler ise İlâhî tecelli ile devamlı bir hareket
içinde bulunan sofînin kalbinden dudaklarına
taşan bu çeşit sözlerin bu hale
varamayanlara söylenmesini doğru bulmadıklarından,
Hallaç’ı hatalı bulurlar. Hallaç
kendisiyle Allah arasında gizli kalması gereken
bir sırrı ifşa ettiğinden öldürülmesi
yerinde bir harekettir.
Türk edebiyatında tasavvuf sahasında şiir
yazan şairlerin çoğu «Enelhak» tabirini kullanırlar.
Bu sözü dolayısıyle Ahmed Yesevî,
Yunus Emre, Nesimî, Ahmedî, Niyazii Mısrî
Hallac’dan bahsederler. Edebiyatımız ilk devir
mahsulleri olan dinî-tasavvufî eserlerde
Attar’ın Tezkiret-ül-Evliya’smm (Veliler Tezkiresi)
türkçe tercümelerinde, anonim Tezkiret-
ül-Evliya* larda, Lamiî’nin Nefehat
tercümesinde, Abdürrahim Karahisarî’nin.
Vahdetnâme’ûnte Hallaç’m bu sözü söyleyişi
ve dâr’a çekilmesi ayrmtılarıyle anlatılır.
Bu tür eserlerde görülen en Önemli özellik
Hallac’ın büyük bir veli kabul edilmesi ye
sözünün yanlış anlaşıldığından söz edilmesidir.
SNÜLHAK
13
Ara