SÖZ DİNLEMEK
Ebû Necîb Sühreverdî anlattı: “Halîfe Müster- şid’in hizmetçilerinden birisi, Hammâd bin Müslim’i ziyâret etti. Hammâd bin Müslim o kimseye, “Sen, yüksek derecelere kavuşacak kâbiliyette bir kimsesin. Dünyâya gönül bağlama, âhirete yönel de, sonunda pişmân olmayasın” buyurdu. Hizmetçi bu sözü kabûl etmedi. Çünkü kendisinin, Halîfe Müs- terşid’in yanında büyük bir yeri vardı. Başka bir gün, o hizmetçi Hammâd bin Müslim’i ziyâret etti. Hizmetçiye, aynı sözleri yine buyurdu. Hizmetçi, bu doğru sözü dinlemekten kaçınınca; “Allahü teâlâ, seni daha yüksek derecelere çıkarmak için, dilediğim şekilde hareketi bana bildirdi. Şâyet kabûl etmezsen, seni baras hastalığına uğratmakla emro- lundum” buyurdu.” Ebû Necîb der ki: “Vallahi, Hammâd Debbâs’ın sözü daha tamam olmamıştı ki, hizmetçinin vücûdunu baras hastalığı kapladı. Hizmetçi kalktı, halîfenin huzüruna gitti. Halîfe doktorları çağırdı. Onu tedâvi için toplandılar. Fakat tedâvisi mümkün olmadı. Halîfe, hizmetçinin saraydan çıkarılmasını emretti. Hizmetçi saraydan çıkarılınca, doğru Hammâd bin Müslim’e geldi. Ne emrederse yapacağına ve sâdık bir talebe olacağına söz verdi. Bunun üzerine hizmetçinin gömleğini çıkarttırıp, “Ey baras! Bu vücuttan çıkıp, dilediğin yere git!” buyurunca, hizmetçi bir ânda sıhhate kavuştu ve ölünceye kadar Hammâd bin Müslim’in talebesi olmakla şereflendi. Dünyâyı bırakıp, âhiretini kazandı.
SÖZ DİNLEMEK
08
Kas